Crating türkçesi Crating nedir

Crating ingilizcede ne demek, Crating nerede nasıl kullanılır?

Consecrating : Takdis etmek. Kutsallaştırmak. Kutsamak. Hasretmek. Tahsis etmek. Vakfetmek. Adak adamak. Vermek (dini bir törenle belirli bir unvan). Kutsal sayılmak. Adamak.

Desecrating : Kutsal saymamak. Tecavüz. Kirletmek. Hakaret etmek. Kutsallığını bozmak. Saygısızlık etmek (kutsal bir şeye).

Execrating : Ianet etmek. Nefret etme. Bela okumak. Lanet etmek. İğrenmek. Nefret etmek. İlenme. Bela okuma.

Reconsecrating : Yeniden kutsamak.

Uncrating : Açmak. Kasadan veya sandıktan çıkarmak. Boşaltmak (kasaları veya kutuları).

Autocratic : Otokrat. Otokratik. Despot. Dikta. Zorba. Müstebit.

Autocratie leader : Tek yönetici. Bir kuruluşu işçilerin ya da işçi sendikalarının yardımı olmadan tek başına yöneten kişi.

Autocratical : Otokratik. Dikta. Zorba. Despot.

Aristocratic : Aristokrasiye ait. Aristokratik. Çok kibar. Aristokrat. Asil. Kibar. Aristokrasi ile ilgili. Soylu.

Autocratically : Zorbalıkla. Despot bir şekilde. Diktatörce bir şekilde. Otokratik bir şekilde.

İngilizce Crating Türkçe anlamı, Crating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Coffering : Tavan süsü. Koferdam. Dekoratif gömme panel (kubbede, tavanda, kemerlerde). Hazine. Değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa. Keson. Tavan süslemek. Para.

Appraisal : Kıymet takdir etme. Ekspertiz. Değer biçme. Kıymet takdiri. Değer takdiri. Tahmin. Değerlendirme. Kıymet takdiri etmek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Değerlendirmek.

Banker : Banka. Banker. Sarraf. Bankacı. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Çeşitli kumar oyunlarında kasa olan kişi. Banka yatırımları ve saygınlık işlemleri dışında belirli bir alanda banka işlemleri yapan kişi. para ve para karşılığı alınıp verilen tecimsel belgitlerin tecimi ile uğraşan kişi. Bahisçinin garanti alacağını düşündüğü bir maç. Bankocu.

Crate : Büyük sepet.

Mark : Göstermek. Yapım imleri. Yara izi. İşaret koymak. Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer. Alamet. Lekelemek. Malların üzerine marka koymak ya da vurmak. Sinema ve televizyon çalışmalarında yapım takımının sessizce anlaşması, belli işlerin başlama ve bitişlerinin, gerçekleştirilmesinin belirtilmesi için el ve kolla, ışıkla, kulaklıklardan sesle verilen komutlar. İm.

Incased : Örtmek. Paketli. İçine koymak. Kutulanmış. Sandıklanmış. Paketlenmiş. Kutuya konulmuş (encased olarak da yazılır). Kabına koymak. Sandığa konulmuş.

Pannier : Tarlatan. Yük hayvanına takılan küfe. Sepet. Kalçaları yüksek göstermek için giyilen kafes.

Clunker : Hurda araba.

 

Basket : Sele. Pota. Sayı. Sepet örgüsünden yapılmış şey. Sepet. Balon sepeti. Sepetlemek. Sepettopunda sayı yapılacak yer. bu, 0,45 metre çapında demir bir çember olup altında bir ağ asılıdır. çember ile ağ bir sepet biçimindedir. sepettopu oyununu bulan amerikalı profesör james naismith, oyunu, önce öğrencilerine kağıt sepetleriyle oynattığından oyun bu ad ile anılmıştır.

Clunkers : Hurda araba.

Crating synonyms : bond rating, banger, case, cases, cash point, ark, assessment, cash desk, boneshaker, arks, crock, dossers, cash box, junker, body, crates, dosser, bangers, incases, reevaluation, cashbox, buttocks, coffer, caisson, grade, evaluation, score, drafting, flivver, box, cabs, crated, ballot box.