Brookline türkçesi Brookline nedir
- Yavşan otu.
- Vermont eyaletinde yerleşim yeri.
- Biyoloji alanında kullanılır.
- Papatyagiller (compositae) familyasından, kurt düşürücü, ateş düşürücü, sıtmaya karşı ve iştah açıcı olarak kullanılan, esmer, kırmızı, sarımtırak renkli çiçekli, bir, iki ya da çok yıllık, otsu, yarı çalımsı, ülkemizde 23 türle temsil edilen artemisia cinsine ait türlere verilen genel ad. sıtma otu, havşan.
- Massachusetts eyaletinde yerleşim yeri.
- New hampshire eyaletinde yerleşim yeri.
Brookline ingilizcede ne demek, Brookline nerede nasıl kullanılır?
Brooklet : Georgia eyaletinde yerleşim yeri. Küçük dere. Georgia eyaletinde şehir. Çay. Derecik.
Brooklets : Georgia eyaletinde yerleşim yeri. Çay. Küçük dere. Derecik. Georgia eyaletinde şehir.
Brooklyn : Alabama eyaletinde şehir. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. İowa eyaletinde şehir. Ohio eyaletinde şehir. New york city'nin (abd) beş ilçesinden (seçim bölgesinden) biri. İllinois eyaletinde yerleşim yeri. Connecticut eyaletinde şehir. İndiana eyaletinde yerleşim yeri.
Brooklyn bridge : Brooklyn köprüsü.
Brook : Boyu, beslenme teknesi ve aşırı taşkın dışında taşıdığı su niceliği ile en küçük akarsu. Irmak. Çay. Kabul etmek. Çekmek. Kaldırmak. Dayanmak. Su. Dere.
Abrook : Dayanmak. Çekmek. Katlanmak.
Brooking : Su. Dere. Irmak. Çekmek. Kaldırmak. Tahammül etmek. Dayanmak. Çay. Katlanmak.
Mel brooks : (mel kaminsky olarak 1926 doğumlu) abd'li komedyen ve senarist. Spaceballs ve robin hood: men in tights filmlerinin senaristi.
Brooked : Çekmek. Dayanmak. Tahammül etmek. Kaldırmak. Su. Irmak. Çay. Dere. Katlanmak.
Brookite : Brokit. Brukit.
İngilizce Brookline Türkçe anlamı, Brookline eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Brookline ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
A protein : Tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. Triptofan sentetaz enziminin bir protein alt birimi. laktoz sentetaz enziminin bir parçası. tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. olgunlaşma proteini. tütün mozaik virüsünün deneysel olarak meydana getirilen protein kılıfının bir oligomeri. A proteini.
A cells : Alfa hücreleri. Pankreasın langerhans adacıklarında glukagon salgılayan, içlerinde özel boyalarla boyanan, fevkalade parlak, alkolde çözünmeyen, kırmızı renkli granüller bulunan, az sayıdaki hücre. a hücreleri. hipofiz bezinin ön lobunda (pars distalis) yer alan, içlerinde asidofil granüller taşıyan, boyayı emen, büyüme hormonunu salgılayan bez hücreleri. asidofil hücreler. 3.mayalarda eşeyli üreme sırasında a hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre. A hücresi.
Marsh plant : Bataklık bitkisi.
Abo blood groups system : Abo kan grupları sistemi. Dokuz numaralı insan kromozomunda bulunan ve kırmızı kan hücresinde belli antijenleri gösteren bir alel sistemi.
New york city : New york şehri. Güneydoğu new york eyaletinde büyük ve önemli şehir ve liman (abd).
Aardvarks : Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım. Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya. Yer domuzugiller. Damarlı dişliler. Yerdomuzu.
Abiotic factor : Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen, iklim faktörleri, toprağın özellikleri ve suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen iklim faktörleri, toprağın özellikleri, suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Abiyotik faktör.
Abiotic environment : Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik ortam. Abiyotik çevre. Cansız çevre.
Aardwolf : Etçiller (carnivora) takımının, sırtlangiller (hyaenidae) familyasından, 80 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, bütün sırtı boyunca uzanan bir yelesi olan, kuzey afrika'da yaşayan bir tür. Bir sırtlanın özelliklerine sahip ve esas olarak böceklerle özellikle termitlerle beslenen güney ve doğu afrika yerlisi çizgili memeli. Yeleli sırtlan.
Abductor muscle : Uzaklaştırıcı kas. Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas. Abdüktör kas.
Brookline synonyms : veronica beccabunga, new york, european brooklime, greater new york, bog plant, coney island, swamp plant, genus veronica, veronicas, veronica, abambulacral area, abramis zone, abacus bodies, aardvark, a cell, a site, acacia, a chromosome.
Bu kısımda Brookline kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Brookline ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Brookline anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Brookline ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.