Brook türkçesi Brook nedir

  • Su.
  • Tahammül etmek.
  • Kabul etmek.
  • Dayanmak.
  • Coğrafya alanında kullanılır.
  • Irmak.
  • Dere.
  • Katlanmak.
  • Boyu, beslenme teknesi ve aşırı taşkın dışında taşıdığı su niceliği ile en küçük akarsu.
  • İzin vermek.
  • Çay.
  • Çekmek.
  • Kaldırmak.

Brook ile ilgili cümleler

English: It seems that Mr Brooke is an honest man.
Turkish: Bay Brooke dürüst birine benziyor.

English: It seems that Mr. Brooke is an honest person.
Turkish: Bay Brooke dürüst bir insan gibi görünüyor.

English: In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.
Turkish: Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.

English: We haven't found gold in the brook either.
Turkish: Biz de derede altın bulmadık.

English: He dared not jump over the brook.
Turkish: Dereyi atlamaya cesaret edemedi.

Brook ingilizcede ne demek, Brook nerede nasıl kullanılır?

Brooke : Kadın ismi. Bir kadın adı.

Brooked : Kaldırmak. Irmak. Su. Çekmek. Dayanmak. Tahammül etmek. Çay. Dere. Katlanmak.

Brooking : Su. Tahammül etmek. Kaldırmak. Dere. Katlanmak. Çekmek. Çay. Dayanmak. Irmak.

Brookings model : Brookings modeli.

Brookite : Brokit. Brukit.

Brookline : Papatyagiller (compositae) familyasından, kurt düşürücü, ateş düşürücü, sıtmaya karşı ve iştah açıcı olarak kullanılan, esmer, kırmızı, sarımtırak renkli çiçekli, bir, iki ya da çok yıllık, otsu, yarı çalımsı, ülkemizde 23 türle temsil edilen artemisia cinsine ait türlere verilen genel ad. sıtma otu, havşan. Massachusetts eyaletinde yerleşim yeri. New hampshire eyaletinde yerleşim yeri. Yavşan otu. Vermont eyaletinde yerleşim yeri.

 

Mel brooks : (mel kaminsky olarak 1926 doğumlu) abd'li komedyen ve senarist. Spaceballs ve robin hood: men in tights filmlerinin senaristi.

Brooklet : Georgia eyaletinde şehir. Çay. Küçük dere. Georgia eyaletinde yerleşim yeri. Derecik.

Brooklyn bridge : Brooklyn köprüsü.

Abrook : Dayanmak. Çekmek. Katlanmak.

İngilizce Brook Türkçe anlamı, Brook eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Brook ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acquiesces : Ses çıkarmamak. Boyun eğmek. Normal karşılamak. Kabullenmek. Karşı çıkmamak. Muvafakat etmek. Razı olmak.

Branches : Sınıf. Göbek. Füru. Branş. Kol. Şuabat. Kol (bitki). Şube.

Beck : Birisini işaretle çağırmak. İşaret etmek. Baş işareti.

Broths : Sıvı besi yeri. Bulyon. Et suyuna çorba. Etsuyu. Çorba. Et suyu. Et veya balık suyu.

Absorbs : Almak (dikkati veya enerjiyi veya zamanı veya parayı). Emmek (sıvıyı veya gazı veya ışığı veya sesi). Karşılamak (masrafı). Sönümlemek. İşgal etmek. Kendine katmak. Sönümlemek (sarsıntıyı veya salınımı). Yutmak. Anlamak.

Accite : Mahkemeye çağırmak. Celbetmek. Cezbetmek.

Acquiescence : İttihaz. Muvafakat. Kabul. Zımni icazet. Kabul etme. İtiraz etmeden razı olma. Rıza. Uysallık. Razı olma.

Bear up : Destek olmak. Cesareti elden bırakmamak. Neşelenmek. Göğüs germek. Yardım etmek. Başa çıkmak. Dayanabilmek.

 

Admit : İçeriye bırakmak. Olanak tanımak. İçeriye almak. İçeri almak. İtiraf etmek. Teslim etmek. Meydan vermek. Girmesine izin vermek.

Brook synonyms : take lying down, hold still for, brooking, attracts, horn, be patient of, base on, be tolerant of, bourn, abrogates, abolishes, abrogate, accepts, bear off, abut, abides, authorise, agricultural production, authorises, dales, authorizing, allows, stomach, abuts, annulling, abolish, abutted, allow, fluid, aqua, aluvial coast, bourns, abandoned meander.

Brook zıt anlamlı kelimeler, Brook kelime anlamı

Forbid : Olanak vermemek. Yasaklamak. Engel olmak. Yasak etmek. Memnu kılmak. Haram etmek. Menetmek. Men etmek.

Disallow : İnkar etmek. Reddetmek. Kabul etmemek. Golü iptal etmek. Müsaade etmemek. Karşı çıkmak. Saymamak. İzin vermemek. İptal etmek. Menetmek.

Brook ingilizce tanımı, definition of Brook

Brook kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A natural stream of water smaller than a river or creek. To enjoy. To use.