Burses türkçesi Burses nedir

Burses ingilizcede ne demek, Burses nerede nasıl kullanılır?

Disburses : Dağıtmak (para). Ödemek. Para harcamak. Para sarfetmek. Sarfetmek. Tediye etmek. Ödeme yapmak. Harcamak. Harcamak (para).

Reimburses : Tazminat vermek. Zararını karşılamak. Geri ödemek. Masraflarını karşılamak.

Burse : Cüzdan. Borsa. Para kesesi. Para çantası.

Bursectomy : Bursektomi. Bursanın ameliyatla çıkarılması.

Bursen burner : Bursen ocağı.

Disburser of public funds : İta amiri. Devlet harcamalarının yapılabilmesi için saymanlara yazılı emir verme yetkisine sahip kişi.

Imbursement : Ödeme. Tediye.

Disburser : Ödemeyi yapan kişi. Ödeyen. Para ödemesi yapan kimse. Ödeyici.

Disbursement order : İta emri. İta amiri tarafından verilen yazılı emir.

Disburse : Para sarfetmek. Dağıtmak (para). Sarfetmek. Para harcamak. Ödeme yapmak. İsraf etmek. Harcamak (para). Tediye etmek. Harcamak. Ödemek.

İngilizce Burses Türkçe anlamı, Burses eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Burses ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Scrip : Geçici senet. Geçici ilmühaber. İsim listesi. Not. Kese. Pusula. Muvakkat. Dilenci torbası. Yazı.

Pocket book : Cep kitabı. El çantası (amerikan ingilizcesi). Cep defteri.

 

Market : Genel satak. Piyasa. Pazar. Alışveriş yapmak. İstek. Alıcı ve satıcıların karşılaştığı her türlü ortam. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Çarşı. Alıcılarla satıcıların belirli bir günde bir araya gelerek alış veriş ettikleri yer.

Purse : Para. Çanta. El çantası. Portföy. Keseye koymak. Ödül. Büzmek (dudaklarını). Kese.

Break : Teneffüs. Patlamak. Ara. Dizginlemek. Kırma. Batırmak. Mahvetmek. Sona ermek. Sınmak. Şafak vakti.

Pouch : Gözaltı torbası. Yutmak. Kese. Torbalanmak. Torba. Avurt. Biyoloji, gramer, veterinerlik alanlarında kullanılır. Torba ya da cep biçiminde herhangi bir yapı. cep. Torba veya cep biçiminde yapı.

Notecases : Kağıt para veya kimlik belgeleri taşımak için kullanılan küçük çanta. Para cüzdanı.

Verbalise : Sözle anlatmak. Sözle ifade etmek. Kelimelerle anlatmak (özellikle ağız yoluyla). Söze dökmek. Bir kelimeyi eylemleştirmek (verbalize olarak da yazılır). Sözelleştirmek. Ağız kalabalığı etmek. İfade etmek. Dile getirmek. Fazlasıyla konuşkan olmak.

Exchange : Döviz. Mübadele. Verişim. Eksiciklerin tek tek belirlenememesi yüzünden, eksicikler karşılıklı yer değiştirince gözlenebilir niceliklerin değişmez kalması olayı. İki parçacığın tüm yerlemlerinin (uzay yerlemleri ve fırılı) karşılıklı olarak birbirleri ile değiştirilmesi. Takas etmek. Değiş-tokuş. Kambiyo. Tecim ve yapım işleriyle uğraşan kişilerin alım, satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer. Bozmak.

Burses synonyms : give tongue to, billfolds, come apart, stave, billfold, bursas, stock market, securities market, bourse, purses, bursa, swear, fall apart, utter, pursed, moneybag, verbalize, exchange market, pop, stave in, money market, wallet, imprecate, split up, express, blow, pocketbooks, break open, pocketbook, money bag, burse, cuss, pouches.

Burses zıt anlamlı kelimeler, Burses kelime anlamı

Implode : İçeriye patlamak. İçeriye patlatmak. Şiddetle içeriye doğru çekmek.