Clocked türkçesi Clocked nedir

Clocked ile ilgili cümleler

English: Ali clocked out at 2:30.
Turkish: Ali saat 2.30'da işten çıktı.

Clocked ingilizcede ne demek, Clocked nerede nasıl kullanılır?

Clocker : Uyuşturucu satıcısı. Zamanı ölçen kimse (bir yarışta, vb.). Zaman hakemi. Torbacı.

Clockers : Zamanı ölçen kimse (bir yarışta, vb.). Uyuşturucu satıcısı. Torbacı. Zaman hakemi.

Clock case : Saat kutusu. İçerisinde saat konulan kutu.

Clock circuit : Saat devresi.

Clock counter : Saat sayacı.

Clock method : Saat kadran usulü. Saat yöntemi. Saat kadranı usulü.

Clock generator : Saat üreteci.

Clock off : Birisinin işten çıkış saatini kaydetmek. Kart basmak. (iş çıkışında) kart basmak. Çıkış zamanını yazmak.

Clock face : Saat kadranı. Kadran.

Clock doubling : Cpu'nun frekansını ikiye katlama. Saatin süratini iki katına çıkarma.

İngilizce Clocked Türkçe anlamı, Clocked eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Clocked ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Clock : Düzenli zaman aralıklarında vuruşlar üreten elektronik çevrimi. zamanuyumlu bilgisayarda her bir temel işlem saat vuruşlarına uygun biçimde gerçekleştirilir. Bilgisayar, bilişim, uzay alanlarında kullanılır. Zamanı gösteren araç.

 

Water glass : Suda çözünerek renksiz bir sıvı oluşturan sodyum silikat. Sıvıcam. Su saati. Sucamı. Su bardağı. Su seviyesi camı. Camsuyu. Sodyum (potasyum) tetra silikat; suda yoğun bir çözelti oluşturan ve çoğunlukla yapıştırıcı olarak kullanılan özdek. Sualtı gözlem borusu.

Gauge : Ölçümlemek. Basınç, sıcaklık, akışkan düzeyi, aralık gibi nicelikler ölçen özel aygıt. Yargılamak. Hacim. Ölçüp biçmek. Ölçü aygıtı. Ayar etmek. Ölçü. Ayarını hesaplamak.

Chichis : Gösterişli.

Evaluate : Kıymet biçmek. Değerlendirmelerde bulunmak. Paha biçmek. Değerlendirme yapmak. Kıymetlendirmek. Değerlendirmek (test etme vb). Değerlendirmek. Değerlendirmeye almak. Değer biçmek. Değerlendirmeye tabi tutmak.

Transmit : Geçirmek. Yaymak (radyo dalgaları veya telgraf sinyalleri vb'ni). Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Yaymak. Nakletmek. İletmek. Yayınlamak. Göndermek. Resim ve ses imlerini televizyon almaçlarının izleyebileceği biçimde, elektromıknatıs ışımayla yaymak. bir izlenceyi televizyonla yaymak.

Clocks : Çorabın iki yanındaki ajur.

Minuting : Zabıtname. Bir saatin altmışta biri. Dakika. An. Dakikalama. Oyunun süresini hesaplayabilmek için her bölümün kaçar dakika sürdüğünü saptama. Tutanak. Tutanak tutmak. Zabıt tutmak.

Clocked synonyms : fusee drive, turret clock, nonopening, obstructed, analog clock, clock dial, electric clock, unopen, seconds counter, table clock, evaluates, stopwatch, horologe, gage, chi chi, metre, minuted, evaluated, stopwatches, movement, time, gaged, measure, gaging, embellished, timekeeper, timepiece, time clock, blocked, system clock, gauged, fancier, drawn.

 

Clocked zıt anlamlı kelimeler, Clocked kelime anlamı

Unsealed : Mühürlenmemiş. Sonuçlandırılmamış. Mührü kırılmış. Açılmış. Açık. Mühürsüz. Mühürü açılmış.

Open : Kısık olmayan (ses). Fora etmek. Açılmak. Açık (kapı). Serbest. İçten. Ferah. Karara bağlanmamış. Geniş. Genişletmek.

Unobstructed : Kapatılmamış. Engelsiz. Tıkanmamış. Açık. Engellenmemiş. Tam.