Coasting türkçesi Coasting nedir

  • Yokuş aşağı koyverme.
  • Taşıtın motoru vites kutusundan ayrılmış durumda iken sürülmesi.
  • Yavaşlatma.
  • Kızakla kayma.
  • Seyrüsefer.
  • Kıyı seyri.
  • Kabotaj.

Coasting ingilizcede ne demek, Coasting nerede nasıl kullanılır?

Coasting trade : Kabotaj ticareti. Sahil ticareti. Kabotaj. Yakın yerler arasında vapur işletme. bir malı yabancı bir ülkeden geçirerek hangi yol ile olursa olsun bir ülkenin bir noktasından bir diğerine gönderme. bir devletin kendi kıyılarında, kendi yurttaşlarına özellikle kendi bayrağını taşıyan gemilere tanıdığı tecim ayrıcalığı.

Coasting traffic : Kabotaj. Bir ülkenin limanları arasında kendi deniz araçlarının işlemesi (küçük kabotaj). deniz araçlarının, o ülke limanları ile dış limanlar arasında işlemesi (büyük kabotaj).

Coasting vessel : Kıyı teknesi. Sahil gemisi.

Coastings : Yavaşlatma. Taşıtın motoru vites kutusundan ayrılmış durumda iken sürülmesi. Kızakla kayma. Kıyı seyri. Seyrüsefer. Yokuş aşağı koyverme. Kabotaj.

Coast artillery : Sahil topçusu.

Coast waiter : Kıyı ticareti için gelen ve nakledilen malları denetleyen gümrük görevlisi.

Coast guards : Sahil güvenlik memurları. Sahil güvenlik görevlilileri. Sahil koruma görevlisi. Sahil koruma. Sahil muhafaza.

Coast guard : Sahil koruma. Sahil koruma görevlisi. Sahil muhafızı. Sahil güvenlik. Sahil muhafaza.

 

African coast fever : Afrika sahil ateşi. Doğu sahil humması.

Mediterranean coast fever : Arakonakçı kenelerle bulaşan ve ülkemiz sığırlarında çok rastlanan öldürücü hastalık; mısır humması. Akdeniz kıyı humması. Akdeniz sahil humması. Kuzey afrika, akdeniz’in kıyı kesimi, asya’nın birçok bölgesi, türkiye, orta asya ve hindistan’da sığırlarda theileria annulata’nın neden olduğu hyalomma cinsine bağlı kenelerle taşınan hastalık, tropikal theileriozis.

İngilizce Coasting Türkçe anlamı, Coasting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Coasting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Veneering : Cila. Kaplama. Ağaç kaplama. Kaplamacılık. Yapmacık tavır. Kaplama tahtası. Gösteriş. Yüzey süsü. Tahta kaplama. Kaplama kerestesi.

Paint : Tasvir etmek. Boya ile resmini yapmak. Portresini yapmak. Resmini yapmak. Nesnelere renk vermek ya da onları dış etkilerden korumak için kullanılan renkli özdek. Boya. Betimlemek. Resmetmek. Makyaj yapmak. Resim yapmak.

Coasting trade : Yakın yerler arasında vapur işletme. bir malı yabancı bir ülkeden geçirerek hangi yol ile olursa olsun bir ülkenin bir noktasından bir diğerine gönderme. bir devletin kendi kıyılarında, kendi yurttaşlarına özellikle kendi bayrağını taşıyan gemilere tanıdığı tecim ayrıcalığı. Kabotaj ticareti. Sahil ticareti.

Rendering : İade. Yorum. Çevirme. Tercüme. Oynama. Gönderme. Çeviri. Çalma (müzik terimi). Sahneleme. İcra.

Emulsion : Asıltı. Karışmaz iki sıvıdan birinin öbürünün içinde çok küçük damlacıklar halinde asılı kaldığı incelmiş karışım. Sıvı asıltı. Sübye. Bir sıvı parçacıklarının yine bir sıvı içinde dağılması. Emülziyon. Bir sıvı molekülünün başka bir sıvı içinde dağılması. Biyoloji, fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Merhem. Asıltısıvı.

 

Gilding : Yaldızlama. Altınlama. Tezhib. Yaldız. Altın yaldızlama. Altın kaplama. Varaklama.

Deceleration : Yavaşlama şeridi. İvmenin tersi. Hız azalması. Yavaşlama. Hızını azaltma. Hız azaltma. Hız kesme.

Veneer : İnce kaplamalık tahta. Yaldızlamak. Maske. Kaplama maddesi. Çalgıların yüzeyine pürüzsüz bir matlık veya parlaklık vermek amacıyla kullanılan genellikle nitro selüloz, polyester, gomalak gibi kimyasalların genel adı. Döşemek. Örtbas etmek. Sahte bir görünüm. Kaplama yapmak. Kaplamak.

Enamel : Dişin dentin tabakasını saran ve onu koruyan, beyaz, sıkı ve çok sert bir madde. Emaye. Kum, boraks, eriticiler ve renk verici oksitlerden yapılan ve metal yüzeylerine yüksek sıcaklıkta yapışan ince, camsı örtü. Mine ile süslemek. Emaylamak. Parlatıcı boya. Minelemek. Diş minesi. Dişlerin ve pulların üstünü örten ve ca, mg kapsayan çok sert ve parlak koruyucu örtü. Emay işi eser.

Persuasive : Güçlü. İkna edici. Kandırıcı. İnandırıcı.

Coasting synonyms : finish coat, ingratiatory, finishing coat, photographic emulsion, overcoating, bitumastic, decelerations, overcoat, gilt, coastwise, coasting traffic, coastings, seal, plating, coat of paint, trafficked, metal plating, cabotage, navigation, traffic, coastal, patina, lacquer, covering, slowdown, coastal navigation, slowdowns, navigational, coastwise shipping, coat, traffics, pigment, cruising.

Coasting zıt anlamlı kelimeler, Coasting kelime anlamı

Dissuasive : Caydıran. Vazgeçirici. Caydırıcı.

Constructive : Konstrüktif. Yardımcı. İnşaatla ilgili. Yapısal. İnşaat. Yararlı. Müspet. Geliştirici. Hukuken varsayılan. Dolaylı.

Coasting ingilizce tanımı, definition of Coasting

Coasting kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A carrying on a coasting trade. A sailing along a coast, or from port to port. Sailing along or near a coast, or running between ports along a coast.