Compact türkçesi Compact nedir

  • Küçük.
  • Kompakt.
  • Küçük otomobil.
  • Sıkıca paketlenmiş.
  • Antlaşma.
  • Sözleşmek.
  • Pudriyer.
  • Kısa.
  • Sık.
  • Pekiştirmek.
  • Öz.
  • Anlaşma.
  • Sözleşme.
  • Sözleşme yapmak.
  • Kısa ve etkili (anlatım).
  • Sıkıştırmak.
  • Sıkı.
  • Pudra kutusu.
  • Özlü.
  • Yoğun.
  • Anlaşmak.
  • Pudralık.
  • Anlaşma yapmak.
  • Az yer kaplayan.
  • Sıkılaştırmak.
  • Yoğunlaştırmak.

Compact ile ilgili cümleler

English: I want a compact car with an air conditioner.
Turkish: Ben klimalı küçük bir araba istiyorum.

English: It's compact and lightweight.
Turkish: O kompakt ve hafif.

English: I'd like to rent a compact car.
Turkish: Küçük bir araba kiralamak istiyorum.

English: She gave me this compact disc.
Turkish: Bana bu CD'yi verdi.

Compact ingilizcede ne demek, Compact nerede nasıl kullanılır?

Compact bone : Uzun kemiklerin esas kısmını oluşturan, halkasal sistemlerden meydana gelen, dıştan periosteum, içten endosteum ile çevrelenmiş kemik yapısı. kompakt kemik. Sert kemik.

Compact camera : Kompakt fotoğraf makinesi.

Compact car : Küçük araba. Küçük ve ekonomik aile arabası.

Compact computer : Tek parçalı bilgisayar. Tekparça bilgisayar. Yoğun bilgisayar. Biparça bilgisayar. Tek parça bilgisayar. Kompak bilgisayar.

Compact design : Derlitoplu tasarım.

Compact disk recordable : Üzerine yazılabilen kompakt disk. Cd-r. Kaydedilebilir kompakt disk.

 

Compact disk read only memory : Sadece okunabilen kompakt disk. Kompakt disk salt okunabilir hafıza. Cd-rom.

Compact disc player : Diskçalar.

Compact function : Tıkız fonksiyon.

Compact disc mute : Optik disk sessiz.

İngilizce Compact Türkçe anlamı, Compact eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Compact ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Firm up : Daha sağlam ve sıkı olmasına sebep olmak. Katılaştırmak. Egzersiz yolu ile güçlendirmek veya şekillendirmek (ör. bir kas veya vücudun bir parçası). Sağlama bağlamak. Yerleşmek. Kesinleştirmek. Sertleştirmek. Aydınlatmak. Sağlamlaştırmak.

Contracting : Daralma. Anlaşma imzalama. Çekme. Yakalanmak (hastalığa, vs.). Sözleşme imzalayan. Büzen. Akteden. Akdeden. Sözleşme yapan.

Concentrated : Yoğunlaşmış. Konsantre. Konsantre olmuş. Dikkatini vermiş. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Yoğuşuk. Birim çözelti niceliği içinde çözünmüş özdeşi çok olan. Çok güçlü. Yoğunlaşan.

Conclude : Bitmek. Sona erdirmek. Sonuçlandırmak. Sonuç çıkarmak. Bitirmek. Sonuçlanmak. Çözmek. Halletmek.

Axis : Bilgisayar, biyoloji, fizik, uzay, veterinerlik alanlarında kullanılır. Gözekseni. Dingil. Amniyonlu hayvanlarda (amniota) boyun omurlarının ikincisi. Uyuşma. Eksen kemiği. Bir serpiştirme ya da çizge alanında değişik boyutları ya da değişkenleri simgeleyen doğrultu. Bir şeyin etrafında döndüğü merkez. Çevresinde bir cismin ya da bir geometrik biçimin döndüğü ya da döner sanıldığı doğru; "dönme ekseni" deyiminin kısaltılmışı. Aksis.

 

Thickly : Kalınca. Kalın bir şekilde. Koyuca.

Bombarded : Gülle yağdırmak. Bombalamak. Soru yağmuruna tutmak. Yağmuruna tutmak. Bombardıman etmek. Dövmek. Topa tutmak. Bombardıman yapmak. Üzerine varmak.

Kernelled : İçli.

Amicable settlement : Dostane çözüm. Dostça varılan anlaşma. Anlaşmazlığın sulh yoluyla çözülmesi. Anlaşmazlığın dostça çözümü. İhtilafın barış yoluyla çözülmesi.

Encapsuling : İçerme. Kapsama. Kapsüle saklamak. Kapsüllemek. Kapsüle koymak. Sıkıştırılmak. Kısa ve öz biçimde açıklama. Özetleme. Koyulaştırmak.

Compact synonyms : close packed, powder compact, concise, astringed, be in rapport with, laconical, close bodied, flapjack, encapsule, brusk, laconic, case, articles, compacted, busily, tight, bottle up, enter into an agreement with somebody, accordance, concluded, accipiter, frequent, cemented, brief, capitulates, capitulating, boxy, intensifies, covenant, contract, concentrate, clause, leagues.

Compact zıt anlamlı kelimeler, Compact kelime anlamı

Loose : Gevşek. Ateş etmek. Serbest bırakmak. Çözmek. Bol. Kaçmak. Atmak. Oynak. Salıvermek. Ateşlemek.

Distributed : Ayrılmış. Dağıtılan. Dağılmış. Kısımlanmış. Dağıtık. Dağıtımlı. Bölünmüş. Yayılmış. Dağıtılmış. Dağınık.

Decompress : Sıkıştırılmışı açma. Açmak. Basınçtan kurtulmak. Basıncı azaltmak. Sıkıştırmayı çözme. Basıncı azaltma. Tazyiki boşaltmak. Basıncı kaldırmak. Serbest kalmak.

Compact ingilizce tanımı, definition of Compact

Compact kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A covenant or contract. An agreement between parties. As the parts which compose a body. Joined or held together. Confederated. To make close. To join firmly. To consolidate. To thrust, drive, or press closely together. Leagued.