Concession türkçesi Concession nedir

  • Bir devletin yabancı bir devlete ya da çok kez olduğu gibi bir ortaklığa, bir madeni arama, işletme ya da herhangi bir hizmeti görme konusunda belli bir bölgede, belli süre ve koşullarla tanıdığı özel izin.
  • Bayilik.
  • Ödün.
  • Teslim.
  • Bir ülkenin yaptığı anlaşma ile, başka ülke ya da ülkelerin mallarına uygulanacak bildirmelik yönünden tanıdığı ayrıcalık.
  • Taviz.
  • Ruhsat.
  • Kabul.
  • İzin.
  • Ayrıcalıklı alan.
  • Yurt içinde büyük çapta yapılacak bazı araştırma, inşaat ve kurulacak işletmeler için yabancı ortaklıklara verilen ayrıcalık. özel ve tüzel kişilere verilen haklar. kimi durumlarda bazı kişilere tanınan özel haklar.
  • İtiraf.
  • İmtiyaz.
  • Ayrıcalık.
  • Bir sözleşme veya izin belgesiyle belli kişilere açık olan spor alanları ve kamu parkları gibi kulüp malları. perakende satıcıya bir mağazada, otelde, panayırda satış yapması için ayrılan alandır.
  • Belli kamu işgörülerinin görülmesi amacıyla, kent yönetimince belli kişi, kuruluş ya da ortaklıklara verilen özel olur.
  • Coğrafya, gümrük, iktisat, madencilik, ekonomi alanlarında kullanılır.

Concession ile ilgili cümleler

English: We solved the problem by mutual concessions.
Turkish: Biz karşılıklı ödünlerle sorunu çözdük.

English: We believe that you will be able to make a price concession.
Turkish: Bir fiyat indirimi yapabileceğinize inanıyoruz.

 

Concession ingilizcede ne demek, Concession nerede nasıl kullanılır?

Concession rate : Bir ülkenin başka bir ülkeyle yaptığı iki yanlı bir antlaşma ile belli edilen gümrük vergisi düzeyi. Ödünlü vergi oranı.

Conjunctions of concession : Uzlaştırma bağlaçları.

Make a concession : Ayrıcalık vermek. Uzlaşmak.

Territorial concession : Karasal bölgeyi bırakma. Bölgesel taviz. Bölgesel ödün. Topraktan vazgeçme.

Willingness to territorial concession : Toprak tavizi konusunda gönüllü olma. Topraktan vazgeçmeye hazır olma durumu. Batı şeria ve gazze şeridi'nden vazgeçmeye istekli olma. Toprak tavizine istekli olma.

Concessioner : Bayi. Bir kimseye bir yetkili tarafından verilen imtiyaz (örneğin, arazi veya haklar). Hak sahibi.

Concessional tariff rates : İki veya daha çok sayıda ülke arasında bir ticaret anlaşmasıyla bu ülkelerin birbirlerinden yaptıkları dışalım mallarına normal tarifelerinden daha düşük uyguladıkları tarife oranları. Ödünlü tarife oranlan. Ödünlü tarife oranları.

Concessionary : Ayrıcalıklı. İmtiyazlı. Ayrıcalıkla ilgili. İmtiyaza ait. Tavizli.

Schedule of concessions : Uluslararası antlaşmalarla, başka ülkelere verilmiş bildirmelik ödünlerini bir arada gösteren çizelge. (bugün bu ödünler genellikle gatt çerçevesinde alınıp verildiğinden, ödün çizelgesi denince, bu antlaşmaya göre verilen ve ona ekli olan çizelge anlaşılır.). Ödün çizelgesi.

Concessionaires : Bayi. Ayrıcalıklı kimse. İmtiyaz sahibi. Temsilci.

İngilizce Concession Türkçe anlamı, Concession eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Concession ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acquiescence : İtiraz etmeden razı olma. Kabul etmek. Kabul etme. Razı olma. Rıza. Kabullenme. Uysallık. Zımni icazet. İttihaz.

Immunity : Bağışıklık. Korunmuşluk. Masuniyet. İmmünite. Muafiyet. Kimi mikroplara karşı aşılanma ya da doğal yolla direnç kazanma durumu. çözeltideki metal yükünleri etkinliğinin, seçilen bir değerin üzerine çıkmasının, metal potansiyelinin yeterince eksi yapılarak engellenmesi. Biyoloji, hukuk, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Bağışık olma durumu. Bir organizmada, mikroorganizmalara ve bunların meydana getirdiği maddelere karşı meydana getirilen ve normal olmayan şartlara karşı koymayı sağlayan doğal ya da sonradan kazanılmış bir direnç, immünite.

Certificates : Tasdikname. Belge. Diploma. Kimlik. Sertifikalar. Sertifika.

Accepting : Razı olmak. Karşılama. Kabul etme. Hoş görmek. Alış.

Acknowledgments : Alındığını bildirme. Alındı. Onay. Borcun kabulü. Teşekkür. Teşekkürler. Tanıma.

Faculty : Yapma özgürlüğü. Geleneksel olarak bellek, usavurma, algılama ya da imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri. a. bk. zihin yetileri. Kuvve. Yeti. Anlak, angı gibi üst ansal işlevselliklerin birbirinden ayrılabilen işlemleri ya da alt öğeleri. Öğretim kurulu. Fakülte. Hassa.

Approvement : Tasdik. Onaylama.

Cachets : Alamet. Fark. Mühür. Saygınlık. Kaşe. Marka. Damga. Hap. Kapsül.

Certificate : Kimlik. Bir öğrenimi başarı ile tamamlayanlara, bir kurs ya da seminer çalışmasına katılıp bitirenlere verilen belge. Tasdikname. Resmi bir örgütün bir olayı, bir işlemi kabul ve onadığını gösterir belge. İzinlik. Senet. Onay belgesi. İlmühaber. İyi tanıklık, kapsadığı işlem ya da olayı onaylayan belge. Bir oyuncunun resmi yarışmalara katılabilmesi için ayaktopu birliğince kendisine verilen izin belgesi.

Concession synonyms : giving up oneself, privilege, avawal, avow, countenance, authorization, consignments, accepted, privileges, admission of guilt, royalties, incident, royalty, bye, quid pro quo, consent, admission, confession, acknowledgements, certifications, liberty, franchises, admissions, acceptances, dealership, trade off, favours, priviliged area, cognovit, avows, acception, avowals, grant.

Concession zıt anlamlı kelimeler, Concession kelime anlamı

Disagreement : Münakaşa. Ayrılık. Uygun bulmama. Çatışma. Anlaşmazlık. Mübayenet. Uzlaşmazlık. Münazaa. Uyuşmazlık. İhtilaf.

Concession ingilizce tanımı, definition of Concession

Concession kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act of conceding or yielding. Usually implying a demand, claim, or request, and thus distinguished from giving, which is voluntary or spontaneous.