Conjunctive symbiosis türkçesi Conjunctive symbiosis nedir

  • İki organizma arasında görülen vücut birleşiminin olduğu ilişki.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Konjunktiv simbiyozis.

Conjunctive symbiosis ingilizcede ne demek, Conjunctive symbiosis nerede nasıl kullanılır?

Conjunctive : Bağlaç görevi yapan. Bitiştirici yargı. Bağlaç görevi gören kip. Bağlayıcı. Bitişik. Bağlayan. Birleşik. Birleştiren. Bitiştiren.

Symbiosis : Simbiyoz. İki hayvan, iki bitki veya bir hayvan bir bitki arasındaki karşılıklı yararlanmaya dayanan beraberlik. birden çok türe ait bireylerin bir arada yaşaması. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Simbiyosiz. Ortak yaşama. Değişik ekonomik yapıda iki topluluğun karşılıklı çıkarlarından dolayı bir arada yaşamaya yönelişleri; bunun doğal sonucu olarak topluluklardan birinin duruma göre ötekinin egemenliğine girmesi, uydusu olması (budunbilimde bu durumun belli örneği zencilerle pigmeler arasında görülür). Ortak yaşam. Ortakyaşam. Simbiyozis. İki hayvan, iki bitki ya da bir hayvan ile bir bitki arasındaki karşılıklı yararlanmaya dayanan beraberlik. birden çok türe ait bireylerin bir arada yaşaması. simbiyoz.

Conjunctive mood : Şart kipi.

Conjunctive probability : Olasılık kuramında, bileşik olayı oluşturan iki ya da daha çok yalınç olaydan birinin ve ötekilerin gerçekleşmesine ilişkin olan, çarpma kuralı aracılığıyla bulunan olasılık, bk. ayrık olasılık. Bağlaşık olasılık.

 

Conjunctive query : Birletimli sorgu.

Conjunctive search : Birletimli arama.

İngilizce Conjunctive symbiosis Türkçe anlamı, Conjunctive symbiosis eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Conjunctive symbiosis ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A c syndrom : Arnold-chiari yapılış bozukluğu. A-c sendromu.

Abdominal fat necrosis : Karın içi yağ nekrozu. Karın yağı nekrozu.

A clay : Beyaz kil. Sindirim kanalındaki zehirleri ve vitaminleri yüzeyde tutarak emilimlerini önleyen ve bağırsak duvarını kaplayarak koruyucu bir tabaka oluşturan doğal alüminyum silikat bileşiği, kaolin.

Abdominal distention : Karın duvarının gergin olması, abdominal gerginlik. Karın gerginliği. Abdominal gerginlik.

Abdomen : Karın. Böcek gövdesinin alt kısım. Karın (böcek gövdesinde). Batın. Sindirim organları, karaciğer ve böbreklerin içinde bulunduğu ve göğüs boşluğundan bir diyaframla ayrılan vücut boşluğu, abdomen. Abdomen. Karnın altı.

A crochordon : Akrokordon. Köpeklerde küçük, kılsız, hiperplastik bir epidermisle damardan zengin kollajen dokudan ibaret, saplı veya sapsız, deri eklentileri içermeyen, deri sarkmalarıyla belirgin iyicil tümör, fibrovasküler papillom, yumuşak fibrom, pendilöz yumuşak fibrom.

Abdominal ovariectomy : Laparotomi yoluyla gerçekleştirilen kısırlaştırma. Abdominal ovaryektomi.

Abdominal pain : Göğüs ve leğen arası bölgede biçimlenen, klinik belirtileri hayvan türlerine göre değişebilen ağrı, abdominal ağrı. Abdominal ağrı. Karın ağrısı.

 

A dna : A dna. Dna çift sarmalının sağ el sarmal yapısı gösterdiği ve çift zincirin bir tam dönüşünde yapıya 11 bazın girdiği dna biçimi.

A amplitude mod : A-mod görüntü. Ultrasonografide gönderilen ses dalgasının yayılımı doğrultusunda, farklı yüzeylerden yansıyan ses dalgalarının, yansımanın şiddetine göre çizgisel bir grafik olarak gösterilmesi. özellikle gözde biyometrik ölçümlerde kullanılır.

Conjunctive symbiosis synonyms : abattoir, abaxial, abdominal palpation, a band, abamectin, a c deformity.