Conjunctive türkçesi Conjunctive nedir

Conjunctive ingilizcede ne demek, Conjunctive nerede nasıl kullanılır?

Conjunctive mood : Şart kipi.

Conjunctive probability : Bağlaşık olasılık. Olasılık kuramında, bileşik olayı oluşturan iki ya da daha çok yalınç olaydan birinin ve ötekilerin gerçekleşmesine ilişkin olan, çarpma kuralı aracılığıyla bulunan olasılık, bk. ayrık olasılık.

Conjunctive query : Birletimli sorgu.

Conjunctive search : Birletimli arama.

Conjunctive symbiosis : İki organizma arasında görülen vücut birleşiminin olduğu ilişki. Konjunktiv simbiyozis.

Conjunctives : Bitişik. Bağlaç görevi gören kip. Bağlaç görevi yapan. Birleşik. Birleştiren. Bağlayan. Bitiştirici yargı. Bağlayıcı.

Conjunctively : Birleştirerek. Bağlayarak. Bitiştirerek.

Conjunctivalis : Konjunktivayla örtülü. Konjunktivalis.

Conjunctivae : Konjonktiv. Göz ile gözkapaklarını birleştiren zar.

Conjunctivitis catarrhalis : Konjunktivitis kataralis. Konjunktivanın epitel katının akut nitelikli yangısı.

İngilizce Conjunctive Türkçe anlamı, Conjunctive eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Conjunctive ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Bindery : Birleştirme. Cilt evi. Birleştirici. Ciltçi. Ciltevi. Mücellithane.

Connecter : Birleştiren veya bağlayan kimse veya bir şey.

Binding agent : Bağlayıcı madde. Birleştirici madde. Yapıştırıcı. Binder.

Coiler : Kangal sarıcı. Koyler. Bobin sarıcı. Başka bir nesneyi saran kimse veya şey. Bağ.

Embodier : Tek vücut olarak bir araya getiren. Somutlaştıran. Şekilleştiren. Şekillendiren. Cisimleştiren. Biçimlendiren. Düzenleyen. Canlandıran. Belirten. İnsan şekline sokan.

Attachers : Tutturan. Bağlayan şey veya kimse. Ekleyen. İliştiren. Haczeden.

Coordinator : Sıralayıcı. Bağlaç. Düzenleyici. Eşgüdümcü. Yürütücü. Koordinatör. Eşgüdümleyici. Kordinatör.

Adjoint : Ek. Mücavir. Yardımcı. Sınırdaş. Bir işlerin ya da yöneyin tersyüz eşleniğinin alınmasıyla edinilen işler, dizey, yöney. Her öğenin eş çarpanı ile değiştirildiği matrisin yeniden düzenlenmesi. Eklenmiş. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Eklenik.

Connective : Konektif. Konnektif. Bağlaç. Birleştirici.

Connecting : Aktarmalı. Bağlantı kuruluyor. Birleştirici. Bağlama. Bağlantı. Başlama. Çalıştırma.

Conjunctive synonyms : coordinating conjunction, subordinating conjunction, closed class word, function word, subordinate conjunction, adjacent, adjoining, collaborative, conjoint, binding, composite, attached, binder, connected, combining, embodiers, assoc, bondings, compound, binderies, coilers, braiders, closer, conflates, combinate, associated, confederated, annectent, allied, conflate, conjunct, conjuncts, braider.

Conjunctive zıt anlamlı kelimeler, Conjunctive kelime anlamı

 

Disjunctive : Bölen. Ayıran.

Separate : Çıkmak. Genellikle süreli yayınlardaki yazıların ya da birden çok yazarı olan kitapların her bir yazara ait bölümünün yapıttan ayrı olarak basımı. Ayrı. Dağılmak. Yollarını ayırmak. Müstakil. Ayrıbasım. Tek başına olan. Ayırmak. Tecrit etmek.

Conjunctive ingilizce tanımı, definition of Conjunctive

Conjunctive kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Serving to unite. Connecting together.