Connotate türkçesi Connotate nedir

  • Çağrıştırmak.
  • Demek istemek.
  • Üstü kapalı söylemek.
  • Anlamına gelmek.
  • İma etmek.
  • İfade etmek.
  • Çıtlatmak.

Connotate ingilizcede ne demek, Connotate nerede nasıl kullanılır?

Connotation : Yananlam. Çağrışım. Çağrıştırdığı anlam. Yan anlam. Kelimenin asıl anlamı yanında, kullanıma bağlı olarak kazandığı yeni anlam(lar): baş kelimesinin asıl anlamı dışında «bir topluluğu yöneten kimse, lider», «bir şeyin başlangıcı (ay başı, yıl başı, satır başı)», «temel esas» (her işin başı sağlıktır), «bir şeyin uçlarından biri» (yolun iki başı, «tane, sayı» (iki baş sarımsak, üç baş inek, altı baş aile), «bir şeyin yakını veya çevresi» (ocak başı, havuz başı, mangal başı) vb. pek çok yan anlamı vardır. ayak, göz, parmak, boğaz, burun gibi organ adları da epey yan anlamlara sahiptir. türkçmiz bu bakımdan her yönü ile zengin bir özellik taşır. karşıtı asıl anlam’dır. Diğer anlam. İfade. İma. Konotasyon.

Connotational : İmalı. Yan anlamsal.

Connotations : İma. Çağrıştırdığı anlam. Çağrışım. Yananlam. Diğer anlam. Yan anlam. İfade. Konotasyon. Bir sözcüğün çağrıştırdığı şey.

Connotative : İmalı. Sezdirimsel. Yananlamsal. Hatırlatıcı. Çağrımsal. İma eden.

 

Connotative meaning : Yananlam.

Connote : Göstermek. Demek istemek. Anlamına gelmek. İfade etmek. Demeye gelmek. Delalet etmek. Ayrıca bir anlam taşımak. Akla getirmek.

Connotes : Delalet etmek. Ayrıca bir anlam taşımak. Akla getirmek. Demeye gelmek. İfade etmek. Anlamına gelmek. Göstermek. Demek istemek.

Connoting : Anlamına gelmek. Ayrıca bir anlam taşımak. Demeye gelmek. İfade etmek. Akla getirmek. Delalet etmek. Göstermek. Demek istemek.

Connotative of : -i ima edici.

Connotatively : İma eder şekilde.

İngilizce Connotate Türkçe anlamı, Connotate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Connotate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Intimate : Kişisel. Gizli. Samimi. Tam. Üstü kapalı anlatmak. Homojen. Çok yakın (ilişki veya kimse). Bildirmek. İlişkisi olan.

Pen : Kafes. Mürekkepli kalem. Kapatmak. Yazmak. Kaleme almak. Kalem. Ağıla kapamak. Tükenmez kalem. Hapsetmek. Ağıl.

Conceive : Göz önünde bulundurmak. Yazmak. Gebe kalmak. Düşünmek. Kurmak. Yaratmak. Akıl erdirmek. Karşılaşılan sorunları, yeni durumları ve düşünceleri zihinde oluşturmak. düşünmek. 3.-anlamak.

Breathe : Fısıldamak. Esmek. Soluk almak. Nefes alıp vermek. Nefes almak. Hohlamak. Soluk alıp vermek. Solumak. Teneffüs etmek. Yaşamak.

Ring the bells : Zili çalmak.

Amounting : Kadar etme. Kadar. Sonuca varmak. Miktarında. Eşit olmak. Toplama ulaşmak. Baliğ.

Evince : Göstermek. Açığa vurmak. Açıkça göstermek. Açığa çıkarmak. Belirtmek. Belli etmek.

Connote : Delalet etmek. Göstermek. Akla getirmek. Demeye gelmek. Ayrıca bir anlam taşımak.

Meant : Demeye gelmek. Anlamına gelen. Tasarlamak. Kastetmek. Niyet etmek. Demek olmak. Kastedilen.

 

Connotate synonyms : give somebody to understand, imply, insinuated, hints, amounted, implicate, recall, crack, allude to, recalls, allude, mean, indicates, adumbrate, insinuate, alludes, insinuates, couch, get at, adumbrates, indicate, amount, connoted, drive at, indicating, hint at, implicated, breathed, ring a bell, drop a hint, conceives, intimating, adding up.

Connotate zıt anlamlı kelimeler, Connotate kelime anlamı

Explicit : Açık seçik. Apaçık. Belli. Bilgisayar, fizik alanlarında kullanılır. Anlatımda ve yazımda açıkça görünen bir nicelik. Açık sözlü. Aşikar. Kesin. Sarih. Net.

Denotative : Düzanlamsal. Temsil eden. İfade eden. Gösteren. İşaret eden. Belirten.

Adnate : Doğuştan bitişik. Birlikte gelişmiş.

Connotate ingilizce tanımı, definition of Connotate

Connotate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To include. To suggest or designate (something) as additional. To imply. To connote.