Contrastable türkçesi Contrastable nedir

  • Kıyaslanabilir.
  • Ayırt edilebilir.
  • Karşılaştırılabilir.

Contrastable ingilizcede ne demek, Contrastable nerede nasıl kullanılır?

Noncontrastable : Tezatlıkları karşılaştırılamayan.

Contrast amplification : Kontrast kuvvetlendirme.

Contrast control : Sertlik ayarı. Kontrast ayarı. Karşıtlık ayarı. Kontras ayarı. Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Genellikle parlaklık ayarıyla birlikte yapılan, almaca gelen resim iminin gücünü değiştirmek yoluyla görüntülükteki resmin sertliğini düzenleme işi.

Contrast control knob : Almaçlarda sertlik ayarını sağlayan düğme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sertlik düğmesi. Kontrast ayarı düğmesi.

Contrast dyeing : Kontrast boyama.

Contrast reduction : Sertlik düşmesi. Televizyon iminin zayıflamasından ötürü sertlik oranındaki düşme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Contrast range : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kontrast erimi. Sertlik aralığı. Kontrast aralığı. Sertlik oranının en yüksek olduğu durum; en karanlık noktalar ile en aydınlık noktalar arasındaki oran.

Contrast enhancement : Karşıtlık pekiştirme. Kontrast artışı. Zıtlık geliştirme.

Automatic contrast control : Otomatik kontrast kontrolü.

Contrast ratio : Sertlik oranı. Birbirine komşu tonlar arasındaki aydınlık - karanlık ilişkisi; bu ilişkiyi belirtmekte kullanılan terim. (sertlik oranı arttıkça, bu iki nokta birbirinden daha kesinlikle ayrılır; sertlik oranı azaldıkça, komşu iki nokta birbiri içinde yitmeğe başlar). Kontras oranı. Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Karşıtlık oranı. Zıtlık oranı. Kontrast oranı.

 

İngilizce Contrastable Türkçe anlamı, Contrastable eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Contrastable ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Challengeable : İtiraz edilir. Meydan okunabilir.

Analogous : Benzeşen. Andıran. Analog. Paralel. Köken bakımından değişik olmakla beraber aynı görevi yapan yapılardan her biri. örnek: midye ve balık solungaçları gibi. Örneksel. Benzer. Muvazi.

Communicable : Bulaşıcı. İfade edilebilir. İletilebilir. Bulaşıcı (hastalık). Komünikabl. Söylenebilir. Yayılabilen.

Transmittable : İletilebilir. Aktarılabilir. Transfer edilebilir.

Questionable : Kesin olmayan. Şüphe uyandıran. Kuşkulu. Şaibeli. Tartışmalı. Şüpheli. Kuşku uyandıran. Tartışmaya açık. Tartışılabilir.

Catching : Yakalayış. Yakalama. Çekici. Cazibeli. Bulaşıcı. Kapma. Sari. Cazip.

Parallel : İle karşılaştırmak. Paralel olmak. Nazire. Eşit olmak. Yeryuvarlağında eşleğe koşut, gökküresinde tutulum'a ya da gök eşleğine koşut daire. Paralel yapmak. Kıyaslamak. Benzer. Benzerlik. Yakın.

Comparable : Benzer. Kıyas edilebilir. Mukayese edilebilir. Kıyas götürür.

Distinguishable : Farkedilebilir. Fark edilebilir. Görülebilir. Seçilir.

Shakeable : Sallanabilir. Üzülebilir. Altüst edilebilir. Acı verilebilir. Çalkalanabilir.

 

Contrastable synonyms : definable, recognizable, contagious, shakable, transmissible, debatable, discernable, unalike, observable, disputable, separable, infectious.

Contrastable zıt anlamlı kelimeler, Contrastable kelime anlamı

Incontestable : Temyiz edilemez. İtiraz kabul etmez. İtiraz edilemez. Su götürmez. Tartışılmaz. İnkar edilemez. Tartışmasız. Bilinen.

Unquestionable : Kesin tartışmasız. Layüsel. Kendisinden hesap sorulamayan. Tartışılmaz. Tartışmasız. Su götürmez. Tartışma götürmez. Kesin. Şüphe götürmez. Sorgulanamaz.

Noninfectious : Bulaşıcı olmayan. Bulaştırmayan. Bulaşmayan.