Dürüs nedir, Dürüs ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Dürüst.

Dürüst, doğru.

Dürüs ile ilgili Cümleler

  • Dürüst bir cevap istiyorum.
  • Dürüst ve açık ol.
  • Dürüstlüğünüz için teşekkürler.
  • Dürüst olmak gerekirse, ben de Japon öğrenmek istiyorum.
  • Dürüst olmak zorundasın.
  • Bunun şimdiye kadar içtiğim en iyi kahve olduğunu dürüstçe söyleyebilirim.
  • Bu araba satıcısı dürüst değil.
  • Dürüst esprileri severim.
  • Dürüst olmak gerekirse, seni hiç sevmiyorum.
  • Sana karşı dürüst olmak gerekirse, Mustafa sadakatsiz bir kocadır.
  • Dürüstlüğünü takdir ediyorum.
  • O dürüstçe "hiçbir fikrim yok" dedi.
  • Senin dürüst olduğuna inanıyorum.

Dürüs tanımı, anlamı

Dürü : Dürülmüş şey. Armağan, hediye. Çeyiz. Düğüne çağrılanlara düğün sahibi tarafından verilen armağan. Bel denilen tarım aracı. Hediye. Düğün hediyesi. Gelinlerin damat ve akrabalarına, damatların da gelin ve akrabalarına verdikleri hediyeler. Gelinin çeyizi. Düğüne davet edilenlere düğün sahibi ve gelin tarafından verilen hediyeler. Evlenecek kızın işlenmek ve dikilmek üzere arkadaşlarına verdiği parçalar. Düğüne çağrılacaklara kumaş, koyun, koç, çevre göndererek yapılan çağrı. Gelin edilecek kız için istenilen mendil, fincan ve benzerleri şeyler. Çamaşır. 1. Gelin olacak kızın elbiselerinin kesilip biçilme günü. 1. Düğüne çağrılan kimseler. Çapa şeklinde çatal bel. Paket. Tırpanla ekin biçen adamın bir gidişte biçtiği yer. Kız evinden erkek evine gönderilen armağan. Gelinin damadın yakınları için getirdiği hediyelik çeyiz. 1.Düğünlerde okuntu (davetiye) ile birlikte gönderilen fanila, havlu ve benzerleri hediyeler. Gelin tarafının erkek tarafına verdiği hediye

 

Doğru dürüst : Kusursuz, yanlışsız. Tam olarak, eksiksiz olarak, istenildiği gibi, kusursuz, yanlışsız bir biçimde.

Dürüst : Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse). Kurallara uygun, yanlışsız.

Dürüst oyun : Kurallara ve karşılıklı hoşgörüye bağlı kalınarak oynanan oyun.

Dürüstlük : Doğruluk.

Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

Diğer dillerde Dürtücü kılıççı anlamı nedir?

Osmanlıca Dürtücü kılıççı : flöreci