Davet nedir, Davet ne demek

Davet; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Davet" ile ilgili cümle

  • "Davet günü bir de baktım seninki elini kolunu sallaya sallaya yapayalnız teşrif buyurdular." - N. Hikmet

Yerel Türkçe anlamı:

Davet // davet etmek: davet etmek

Davet, çağırma, yemekli toplantı

Davet hakkında bilgiler

Dâ‘vah ya da Dâvah (Arapça: دعوة‎) İslam'ın öğretilmesi demektir. Kelime anlamı olarak ise "bir davet yapmak" manasına gelir. Dâvah yapan müslüman ise ya bir din görevlisi ya da gönüllü olarak çaba sarfeden bir dâ‘î olur. Dâ‘î'nin çoğulu ise Du‘ât olarak tanımlanmaktadır.

Dâ’î (Arapça: الداعي‎, Dā'ī ) ise insanlar arasında bir diyalog ortamı oluşturduktan sonra onları İslâm'ı anlamağa ve tatbik etmeğe, dua etmeğe, İslâmî usullere göre yaşamağa ve ibâdet yapmağa çağıran kişi olarak tanımlanır. Dâ'î birçok hal için Hristiyanlıktaki misyonerlerin eşdeğeri olarak algılanabilir.

Fâtımî Hâlifesi Ebû Tamîm Ma’add el-Mûstensir bil-Lâh tarafından "Hüccet-i Mûstensir" ünvânıyla şereflendirilen Dâ'îler aracılığıyla gerçekleştirilen "Dâ‘vah" Hareketleri neticesinde pek çok memleketlerde İslâm'ın yayılmasına hizmet edilmişti.

çok önemli yer işgâl etmektedirler. Günümüzde ise benzer fa'aliyetler

 

Davet ile ilgili Cümleler

  • Davet edildiğimizi söyledin.
  • Onlar bizi konferanslarına davet ediyor.
  • Davet edildik.
  • Ali Mary'nin partisine davet edilen tek erkek çocuğuydu.
  • Davet edildiğimize memnun olduk.
  • Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim.
  • Tom, Mary'yi şahsen davet etti.
  • Burak Tuğba'yı bir öğrenci partisine davet etti.
  • Davet edildiğimi bilmiyordum.
  • Halk davet ediliyor.
  • Bir hafta içinde bir Bar-Mitzva'ya davet edileceksin.
  • Ali geceyi onunla geçirmesi için Mary'yi davet etti.
  • Davet edildiğimi varsayıyorum.
  • Davet edildiğimize inanamıyorum.

Davet anlamı, tanımı:

Davet etmek : Yol açmak. birinin bir şeye uymasını istemek. çağırmak.

Davet olunmak : Çağrılmak.

Davete icabet etmek : Çağrılı olduğu yere gitmek.

Davetname : Yasal bir iş için gönderilen davetiye.

Davetçi : Çağrıda bulunan kimse, çağrıcı.

Davetçilik : Davetçi olma durumu.

Davetiye : Bir toplantıya, bir yere çağırmak üzere düzenlenen davet yazısı, çağrılık.

Davetkar : Çekici, cazibeli (bakış, davranış vb.).

Davetli : Çağrılı.

Davetsiz : Çağrılmaksızın, çağrılmadan. Çağrılmayan.

Davetsiz gelen döşeksiz oturur : "çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir" anlamında kullanılan bir söz.

Kırmızı dipli mumla davet etmek : Birine bir yere gelmesi için çok yalvarmak, ısrar etmek.

Çağrı : Birinin bir yere gelmesini isteme, davet. Çağrı cihazı.

Çağırma : Çağırmak işi.

Yemekli : Yemek de verilen. Yemek de yenilen.

Toplantı : Bir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin her biri. Birden çok kimsenin belirli amaçlarla bir araya gelmesi, içtima. Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma.

 

İslam : Müslümanlık.

Öğreti : Bilimde, felsefede bir görüşü bir sistem içinde belli bir anlayışa, düşünceye dayalı olarak oluşturan ilke ve dogmalar bütünü, doktrin. Birbirine bağlı bilimsel veya felsefi düşünceler birliği, meslek. Belli bir görüşe dayalı çalışma anlayışının bütünü. Toplumda herhangi bir alanda çığır açan bir düşünce adamının ortaya koyduğu görüşler, ilkeler bütünü, doktrin.

Demek : Düşünmek. Ad vermek. Herhangi bir kanıya, yargıya varmak. Herhangi bir ses çıkarmak. Saymak, kabul etmek. Ummak. inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü. Söylemek, söz söylemek. bir şey anlamına gelmek. yani, anlaşılan. Bir dilde karşılığı olmak. Oranlamak. öyle mi. Bir işe kalkışmak, yeltenmek. Erişmek.

Diğer dillerde Davet anlamı nedir?

İngilizce'de Davet ne demek? : n. invitation, party, call, entertainment, summons, bid, calling, challenge, convocation, vocation

Fransızca'da Davet : invitation [la], invite [la], appel [le]

Almanca'da Davet : n. Aufforderung, Einberufung, Einladung, Ladung

Rusça'da Davet : n. приглашение (N), вызов (M), зов (M), воззвание (N), клич (M), банкет (M)