Çağrı nedir, Çağrı ne demek
"Çağrı" ile ilgili cümle
- "Kale burçlarında cenge çağrı davulları vuruldu." - N. Araz
Yerel Türkçe anlamı:
Çağırma, davetiye.
Davet.
İktisat alanındaki kelime anlamı:
Anonim şirket gibi sermaye şirketlerinde ortakların, ödenmemiş sermayeyi tamamlamaya davet edilmeleri.
Tiyatro'daki terim anlamı:
Oyuncuların topluca çalışmaya çağrılması,
Bir tiyatronun çağrılması.
Oyuncunun sahneye çağrılması.
Çağrı isminin anlamı, Çağrı ne demek:
Kız ismi olarak; Birini çağırma, davet. Doğan, çakır kuşu. Rütbe, unvan, san. Erkek ismi olarak; Birini çağırma, davet. Doğan, çakır kuşu. Rütbe, unvan, san.
İngilizce'de Çağrı ne demek? Çağrı ingilizcesi nedir?:
call, calls, cali
Fransızca'da Çağrı ne demek?:
rappel
Çağrı anlamı, tanımı:
Çağrı belgesi : Mahkeme tarafından dava edene, edilene veya tanıklara gönderilen belge, çağrı kâğıdı, celp, celp kâğıdı, celpname.
Çağrı cihazı : Telefon sistemi ve ağı düzeninde belli bir numara verilerek taşıyanına kolayca ulaşılmasını veya ona haber bırakılmasını sağlayan alet, çağrı.
Çağrı kağıdı : Çağrı belgesi.
Çağrıcı : Sahnede oyuncuları takdim eden kimse. Mübaşir. Çağırma işini yapan, çağırmak için giden kimse, davetçi.
Çağrıcılık : Çağrıcının yaptığı iş.
Çağrılan yere erinme çağrılmayan yere görünme : "kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir" anlamında kullanılan bir söz.
Çağrılı : Bir toplantıya, bir yere veya birinin yanına çağrılmış kimse, davetli.
Çağrılık : Davetiye.
Çağrılış : Çağrılma işi.
Çağrılma : Çağrılmak işi.
Çağrılmak : Çağırma işi yapılmak.
Çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider : "çağrılmadığın yere sakın gitme" anlamında kullanılan bir söz.
Çağrım : Yüksek bir sesin yetişebileceği kadar uzaklık.
Çağrışım : Davranışlar, düşünceler ve kavramlar arasında yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girdiğinde ötekini de bilince çekmesi olayı, tedai. Bir düşünce, görüntü vb.nin bir başkasını hatırlatması.
Çağrışım yapmak : Çağrıştırmak.
Çağrışımsal : Çağrışımla ilgili.
Çağrışımsız : Çağrışımı olmayan.
Çağrısız : Çağrılmamış veya çağrılmayan (kimse).
Çağrışma : Çağrışmak işi.
Çağrışmak : Hep birden bağırarak yaygara etmek. Birbirini çağırmak.
Çağrıştırma : Çağrıştırmak işi.
Çağrıştırmak : Akla getirmek, hatırlatmak, andırmak. Benzemek, andırmak. Bir çağrışıma yol açmak.
Askere çağrılmak : Askerliğini yapmak için askerlik şubesince istenmek.
Bağrış çağrış : Gürültü, şamata. Gürültüyle, şamata ederek.
Bağrışa çağrışa : Büyük gürültü ederek, bağırıp çağırarak.
Görsel işitsel çağrışım : Görme ve işitme duyularına dayalı olarak oluşan çağrışım.
Gelme : Gelmiş olan. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Yetişme. Gelmek işi.
İsteme : İstemek işi.
Davet : Çağrı, çağırma. Yemekli toplantı.
Cihaz : Çeyiz. Aygıt, alet, takım.
Çağrı : Birinin bir yere gelmesini isteme, davet. Çağrı cihazı.
Çağrı düzenlemesi : Tahvilleri çıkarana, belirlenmiş koşullar altında, vade bitiminden önce geri alıp ödemede bulunma hakkını veren sözleşme.
Çağrı hakkı : Kişisel davaya değgin yargılamada, davacı ve sanığın doğrudan doğruya tanık ve bilirkişi çağırma hakları.
Çağrı hali : Bazı dillerde bir şeye, bir kimseye seslenilirken veya hitabedilirken o şey veya kimse adının aldığı isim hali.
Çağrı kuvveti : (NATO)
Çağrı üzerine çalışma : İşçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine gereksinim duyulması durumunda, iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisine dayalı kısmi süreli iş sözleşmesi.
Çağrı yetkisi üzerinde uyuşmazlık : Toplu sözleşme yapabilme ya da yapılmış olan bir toplu sözleşme üzerinde kimi değişiklikler yapma amacı ile, karşıtını çağırmaya yetkili olan işçiler ve işverenler arasında çıkan uyuşmazlık.
Çağrıbey : Bir erkek ismi olarak anlamı; Çağıran bey. Selçuklu Devleti´nin kurucularından Horasan Meliki.
Çağrılabilme : Çağrılabilmek işi.
Çağrılabilmek : Çağrılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme : kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir anlamında kullanılan bir söz.
Çağrı ile ilgili Cümleler
- Çağrı geldiğinde tesadüfen dışarıdaydım.
- Bekleme odası o kadar gürültülüydü ki adımın çağrıldığını duyamadım.
- Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?
- Senin için bir çağrı var. Bu Tom.
- Çağrı merkezinin yüksek bir cirosu var.
- Sağlık görevlileri hemen çağrıldı.
- Çağrıldıysa gelir heralde ama ben de giderim onun yanına ne fark eder?
- Lütfen oturun ve adınız çağrılıncaya kadar bekleyin.
- Sınıf o kadar gürültülüydü ki adımım çağrıldığını duymadım.
- Tom, Mary'den bir çağrı aldı.
- Çağrılmaması onu hayal kırıklığına uğrattı.
- Bir çağrı yapmak istiyorum.
- Çağrını alabilmek için dün gece evde kaldım.
- Çağrına hemen cevap vermediğim için üzgünüm.
Diğer dillerde Çağrı anlamı nedir?
İngilizce'de Çağrı ne demek? : n. invitation, citation, summons, call up, call, calling, convocation, garnishment, vocation
Fransızca'da Çağrı : invitation [la], appel [le]
Almanca'da Çağrı : n. Appell, Aufruf, Einberufung, Vorladung
Rusça'da Çağrı : n. приглашение (N), вызов (M), воззвание (N), призыв (M), повестка (F)
Bu kısımda Çağrı nedir? Çağrı ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Çağrı tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Çağrı hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.