Desiderative türkçesi Desiderative nedir

  • Fiile istek, niyet kavramları veren tasarlama kipi; yapılan işin istendiğini veya o işe niyet edildiğini gösteren ve -(y)-ayım, -(y)-alım, -(y)-asın, -(y)asınız, -sın / -sun, -sınlar / -sunlar ekleriyle kurulan kip: || yok artık ben gideyim de sen gelirsin, birlikte döneriz, dedim (m. ş. esendal, ev ona yakıştı, s. 52). || ah! ne olur bütün güneşler batmadan bir türkü daha söyliyeyim bu yerde (o. v. kanık, bütün şiirleri, s. 26). || — hayır… önemi yok… şöyle oturunuz… çay söyliyeyim (k. tahir, esir şehrin insanları, s. 155). sizler dünyayı göresiniz diye, gece demeyip gündüz demeyip çalışacaktı (s. çokum, karanlığa direnen yıldız, s. 14). şu horhor'daki babadan kalma dükkanı da satıp üstüne koyalım, inekçilik yapalım, ne dersin? (h. taner, şişhaneye yağmur yağıyordu, s. 126) vb.
  • İstek kipi.
  • Dilek belirten.
  • Dilek kipi.
  • Dilek koşul.
  • İstek.
  • Gramer alanında kullanılır.
  • Dilek-koşul kipi.
  • Dilek.

Desiderative ingilizcede ne demek, Desiderative nerede nasıl kullanılır?

Desiderata : Varlığı aranan şeyler. Arzu edilen şey. İstenen şey. Eksiklik. Arzulanan şeyler. İstence listesi. İhtiyaç. Boşluk. Eksikler. Kitaplığa getirtilmesi istenen ama henüz sağlanamamış olan yapıtların listesi. bir araştırıcının çalıştığı ve üzerinde bilgi edinmek istediği konu ya da konular listesi.

 

Desiderate : İstemek. Yokluğunu hissetmek. Özlemek. Arzulamak.

Desideratum : Boşluk. İhtiyaç. Aranılan vasıf. Arzu edilen şey. İstenen şey. Eksiklik.

İngilizce Desiderative Türkçe anlamı, Desiderative eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Desiderative ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Action noun : Bir durumu, bir oluş ve kılışı ad olarak anlatan ve fiillerden -mak, -ma, -ış / -uş, -ıcı / -ucu vb. eklerle kurulan ad: oku-mak, oku-ma, oku-y-uş, yaz-mak, yaz-ma, yaz-ış, bak-ıcı, gel-ici, gid-ici vb. örnekler: sükut, onları düşünür; acımak onlara ağlar… (a. n. asya, kubbeler: bulutlar, s. 14). bu beklenmeyen bitişiyle çocuk için tabii bir şey olan masal uydurma bu küçük yazıda bütün bir kompozisyon oluyor (a. h. tanpınar, yaşadığım gibi, s. 417). kitaptan korkmak, insan düşüncesinden korkmak, insanı kabul etmemektir (a. h. tanpınar, göst. e., s. 58). pervin kitabını iki avucu arasında asabi bir kavrayışla sıkarak salondan çıktı (p. safa, şimşek, s. 45). bu kuvvet kuruntusunun kendini kuvvetli sanışın sadece o delikanlılık yaşlarına has bir aldanış olduğunu kabul etmek istemiyordu (t. buğra, yalnızlar, s. 46). bütün bu girişlerin, dolandırmaların ne için olduğunu şimdi hepsi de anlamıştı (t. buğra, göst. e., s. 211). Kılış adı.

Adams apple : Gırtlağın arka kıkırdak üzerine oturmuş bulunan ve iki kanadı ön tarafta birbiriyle birleşerek katlanmış kalkanı andırır bir çıkıntı meydana getiren kısmı. kalkan kıkırdağın erkeklerde, özellikle zayıf erkeklerde dıştan da belli olan bu çıkıntılı kısmına adem elması denir. Kalkan kıkırdak.

 

Subjunctives : İstek kipine ait. Dilek kipi ile ilgili. İsteme kipi.

Active voice : Yüklemin belirttiği işin özne tarafından doğrudan doğruya yapıldığını gösteren eksiz fiil çatısı, yalın çatı: ak-, belir-, biç-, eski-, duy-, kurtul-, kısal-, sabahla- vb. fiiller özneleri ve çekimli durumları ile birer etken çatı oluştururlar: arka sokaktaki dere bu yıl hiç kurumadı, hep aktı. hava (özne) karardı ve akşam oldu. kayıkçılar, (özne) kayığı kıyıya çektiler. şiddetli rüzgar (özne) ağacın dallarını kırdı. ömrümüz boyunca emek sarfettiniz. bir aralık böyle uyurken müthiş bir gürültü ile uyandım (özne: ben, h.z. uşaklıgil, kırk yıl ı, s. 41). o (özne) hızlı yürüdü, ben (özne) kaçtım (p. safa, şimşek, s. 23). büyük bakan (özne) esrarlı şeyleri çok severdi (göst.e., s. 23) vb. karşıtı edilgen çatı’dır. Etken çatı. Aktif çatı. Düz çatı. Aktif ses.

Avidities : Açgözlülük. Hırs.

Avidity : Hırs. Antikor ve kompleks bir antijen arasındaki bağlanma kuvveti. Avidite. Açgözlülük. Gayret. Antikorların antijenlerle birleşme yeteneği ve bu yeteneğin derecesi.

Alacrities : Heves. Can atma. İsteklilik. Atiklik. Çeviklik. Canlılık. Şevk. Neşe ve çeviklik.

Entreaties : Niyaz. Yakarış. Yakarı. Yalvarma. Üsteleme. Yalvarış. Rica.

Accentuation : Vurgu işaretleri koyma. Vurgu. Vurgulu okuma. Oyun düzeninde tasarımın bir öğesi. bir uygulamada çeşitli yöntemlerle kişiler, yığınlar, eşyalar ve simgeler vurgulanır. yönetmenin önemli işlerinden biri seyircinin en çok gözüne çarpması gereken şeyi seçmesidir. vurgu, gövde görünüşleri, değişik alanlar, ilişkiler, karşıtlıklar, yükseltiler vb. ile sağlanır. sahne konuşmasında bir tümceyi, belli bir durum içindeki anlamını doğru vererek söylemek için uygun sözcükleri yoğunlaştırmakta kullanılan ses vurgusu. Vurgulama. Harekeleme. Önemle belirtme. Belirtme. Ahenk vurgusu.

Alacrity : Atiklik. Neşe ve çeviklik. Şevk. Çeviklik. Can atma. Heves. Canlılık. İsteklilik.

Desiderative synonyms : subjunctive, accidence, request, ardour, adjektive, appetite, ambition, optatives, active verb, adjectival construction, subjunctive mood, ablaut, petitions, entreaty, accent intensive, appetites, accent of group, implorations, adjurations, aspiration, wishing, aspirations, imploration, actif, bent, desire, ablative, optative, action verb, hortatory, accusative, calling, thoughtful.

Desiderative zıt anlamlı kelimeler, Desiderative kelime anlamı

Thoughtless : Hesapsız kitapsız. Dikkatsiz. Bencil. Tasasız. Ahmak. Düşüncesiz. Kaygısız. Patavatsız. Savruk. Pervasız.

Desiderative ingilizce tanımı, definition of Desiderative

Desiderative kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Denoting desire. An object of desire. As, desiderative verbs.