Destining türkçesi Destining nedir

  • Kaderinde olmak.
  • Yöneltmek.
  • Nasip etmek.
  • Önceden belirlemek.
  • Geleceğini önceden belirlemek.
  • Ayırmak.
  • Kaderini önceden belirlemek.

Destining ingilizcede ne demek, Destining nerede nasıl kullanılır?

Predestining : Geleceğini belirlemek. Önceden tayin etmek (yaşarken başına gelecekleri). Nasip etmek. Kaderini belirlemek. Takdir etmek. Alnına yazmak.

Destinies : Kısmet. Kader. Felek. Alın yazısı.

The destinies : Kader tanrıçaları (mitoloji terimi).

Clandestinity : Gizli veya sinsi olma özelliği.

Destin : Florida eyaletinde şehir.

Destinate : Tasarlamak. Seçmek. Tayin etmek.

Destination : Menzil. İstikamet. Gönderilen yer. Erek. Nereye. Malın gideceği yer. Amaç. Varış yeri. Gaye.

Destination file : Varış dosyası. Hedef dosyası. Varış kütüğü. Üzerinde işlem yapılan dosya. Hedef dosya.

Destination database : Hedef veritabanı.

Destination disk drive is full : Hedef disk sürücüsü dolu.

İngilizce Destining Türkçe anlamı, Destining eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Destining ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abstracts : Çalmak. Özet çıkarmak. Özetlemek. Bildiri özetleri. Soyutlamak. Aşırmak. Damıtmak (biyoloji terimi).

Allocated : Paylaştırmak. Tahsis edilmiş. Bölüştürmek. Ayrılmış. Ayrıldı.

 

Canalise : Kanal açmak. Kanal yapmak. Kanalize etmek. Derinleştirmek. Bir yöne akıtmak. Kanal haline getirmek. Yönlendirmek. Kanalize olmak. (bir yöne) kanalize etmek. Bir başka kanala yönlendirmek (ayrıca canalize).

Channelized : Kanal açmak. Odaklanmak (ayrıca 'channelise'). Kanala dökmek.

Allots : Paylaştırmak. Bölüştürmek. Pay etmek. Tahsis etmek. İfraz etmek. Hisselere ayırmak. Kura ile belirlemek. Vermek (süre). Tanımak (süre).

Channelise : Kanal açmak. Kanala dökmek. Odaklanmak (ayrıca 'channelize').

Ordains : Yapmak. Mukadder kılmak. Takdir etmek. Törenle papaz unvanını vermek. Papaz. Emretmek. Takdir etmek (tanrı). Buyurmak. Atamak.

Shaping : Şaping. Betimlendirme. Şekil verme. Şekillendirme. Biçimlenme. Bir şekil yaratma eylemi. Planyalama. Bir şeyin şeklini tanımlama. Bir maddeyi işleyerek ona şekil verme.

Predestining : Kaderini belirlemek. Takdir etmek. Geleceğini belirlemek. Alnına yazmak. Önceden tayin etmek (yaşarken başına gelecekleri).

Process : Ameliye. Usul. Proses. Yönlendirmek. Bir amaca yönelmiş olan sürekli değişimlerin tümü. olayların zaman içinde belli bir gelişme göstererek sürüp gitmesi. Çıkıntı. Özel işlem uygulamak. Bir olayın düzenli olarak ve birbirini izleyen değişmelerle gelişmesi, başka bir olaya dönüşmesi. Özdeklerin işlenmesi ya da üretilmesinde uygulanan yöntem. zaman içinde art arda gelen ve birbirine ilişkin olaylar dizisi. İşlemek.

Destining synonyms : physical process, appropriate, conduct, predestinates, allot, channel, canalizes, predestines, foreordinate, destine to, predestine, predestinated, be destined for, hatred, predestinate, appropriates, bend, channelizing, appropriated, direct, predetermining, hate, allocate, ordaining, predetermines, grant, allows, predetermine, up against, allow, destine, despisal, aimed.

 

Destining zıt anlamlı kelimeler, Destining kelime anlamı

Love : Muhabbet beslemek. Aşık olmak. Sevgi duymak. Sevgi. Sevgi beslemek. Bayılmak. Sevmek. Sevda. Aşk.

Artless : Yalın. Saf. Hünersiz. Saflık. Yapaylıktan uzak. Kültürsüz. Kaba. Sanatsız. Beceriksizce yapılmış. Hilesiz.