Love türkçesi Love nedir

Love ile ilgili cümleler

English: "Are you gonna do it for the love or the money?" "I'm gonna do it for the money."
Turkish: "Bunu sevgi yada para için yapacak mısın?" "Bunu para için yapacağım.

English: "Do you love him?" "What?" "Do you love him?" "That's none of your business!"
Turkish: "Onu seviyor musun?" "Ne?" "Onu seviyor musun?" "Seni ilgilendirmez!"

English: "Do you hate me?" "No." "So do you love me?" "Why are you asking?"
Turkish: "Benden nefret ediyor musun?" "Hayır" "Yani beni seviyor musun?" "Neden soruyorsun?"

English: "Do you like spicy food?" "I love it."
Turkish: "Baharatlı yiyecekleri sever misin?" "Bayılırım."

English: "Do you like costumes?" "I love costumes!"
Turkish: ''Kostüm sever misin?'' ''Kostümleri çok severim!''

Love ingilizcede ne demek, Love nerede nasıl kullanılır?

Love affair : Korte. Aşıktaşlık. Aşk ilişkisi. Aşk meşk. Gönül macerası. Aşk macerası.

Love apple : Domates (eski). Domates.

Love bird : Muhabbetkuşu. Serçe papağanı.

Love child : Gayri meşru çocuk.

Love crossed : Aşkta şanssız.

Love seat : İki kişilik koltuk. İki kişilik kanepe.

Love story : Aşk hikayesi.

Love sick : Mecnun. Sevdalı.

Love tale : Aşk masalı. Genellikle evlenmeyle sonuçlanan aşkları konu alan masal türü. bk. kişisel masal. krş. kurtarım masalı, edinim masalı.

 

Love in a mist : Çörekotu. Şamçörek otu. Yaz karı.

İngilizce Love Türkçe anlamı, Love eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Love ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Black out : Elektrikler kesilmek. Sahnedeki tüm ışıkları kapatmak. Bilgiyi gizlemek. Geçici olarak bilincini kaybetmek. Karartma yapmak. Işıklar gitmek. Ana çevirgeç kapatılarak sahnenin tümüyle karartılması durumu. Hafızanın bilinç onayını bastırmak. Işıklar kesilmek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Gallantries : Nezaket. Macera. Mertlik. Cesaret. İlişki. Yiğitlik. Kahramanlık. Yüreklilik. Kadınlara karşı incelik.

Fell for : Bitmek. Vurulmak. Bağlanmak. Kanmak. Tongaya basmak. Çok beğenmek. Aşka düşmek. Aşık olan.

Devotedness : Bağlılık. Sadık olma durumu. Sadakat. Adanmışlık. Kendini adamış olma durumu. Sadıklık.

Treasure : Biriktirmek. Hazine. Çok kıymetli tutmak. Üzerine titremek. Çok değerli saymak. Büyük değer vermek. Merkez bankası, hazine genel müdürlüğü gibi devletin para işleri ile uğraşan organları. Değerini bilmek. Değer vermek.

Caresses : Okşayış. Kucaklamak. Öpmek. Okşamak. Sıvazlamak. Okşama. Kucaklama. Öpme.

Cared : Endişelenmek. İlgi duymak. Merak etmek. Önem vermek. Umurumda olmak. Özen göstermek. İlgilenmek. Hevesli olmak. Kafaya takmak.

Attachment : Bağlama. Bilgisayar, hukuk, veterinerlik alanlarında kullanılır. İlgi. Takma. Bağlılık. Ek. Bağlantı. Tutkunluk. El koyma (zorödetim). Virüs çoğalma döngüsünün ilk adımı, virüsün hedef hücreye tutunduğu aşama.

 

Caressed : Kucaklamak. Öpmek. Okşamak.

Longings : Arzulu. Arzu. Susamış. Hasretlik. Özlem. Arzu etmek. Güçlü istek. Hasret. Can atma.

Love synonyms : enamoredness, filial love, hold dear, agape love, affect, adoration, fallen in love with, have a crush on, caress, coo, amour, gallantry, longing, fall in love, ardor, union of hearts, compassion, affections, be fond of, yens, collapse, agape, luv, fall for, be enamored of, care for, amorousness, be sweet on somebody, devotion, emotion, crush, dearness, adore.

Love zıt anlamlı kelimeler, Love kelime anlamı

Hate : İğrenme. Nefret. Kin beslemek. Düşmanlık. Kin. Beğenmemek. Nefret etmek. Kin duymak. Sevmemek. Hoşlanmamak.

Malevolence : Suiniyet. Kin. Kindarlık. Kötü niyet.

Love ingilizce tanımı, definition of Love

Love kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A feeling of strong attachment induced by that which delights or commands admiration. To be in love. To have a feeling of love for. To love one`s God. To have the feeling of love. To regard with affection or good will. Preëminent kindness or devotion to another. As, to love one`s children and friends. To love one`s country. Tenderness. Affection. As, the love of brothers and sisters.