Determining variable türkçesi Determining variable nedir

Determining variable ingilizcede ne demek, Determining variable nerede nasıl kullanılır?

Determining : Karara varmak. Sabitleştirmek. Belirleyerek. Kararlaştırmak. Belirlemek. Neden olmak. Belirleme. Karara bağlanmak. Belirleyen. Tamlayan.

Variable : Bir evreni temsil eden deneklerin değişebilen özelliği. nicelik ve ölçülebilir nitelik bakımından değişiklik gösteren gözlem. değişik değerler alabilen (nicelik). ağırlık, boy, zihin yeteneği gibi bireyden bireye değişen öğe ve etmenler ile olgulara verilen genel ad. Ayrı ayrı bireysel durumlarda tutarı değişebilen herhangi bir özellik, nitelik ya da öğe. Çelişki. Tutarsızlık. Bir işlevin bağlı olduğu niceliklerden her biri. Değişken nicelik. Değişkenlik. Değişen şey. Sebatsız. Değişken şey.

Answer variable : Bağımlı değişken. Cevap değişkeni.

Antecedent variable : Aralarında bağıntı olduğu gözlenen iki değişkenden, nedensel sıra düzeni içinde ötekinden önce gelen ya da bağımsız durumda olan değişken, bk. aracı değişken. Önceleyen değişken.

Binary choice variable : İkili seçim değişkeni.

Binary dependent variable : İkili bağımlı değişken.

 

İngilizce Determining variable Türkçe anlamı, Determining variable eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Determining variable ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A change in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

 

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

Explanatory variable : Ekonomi, iktisat alanlarında kullanılır.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Determining variable synonyms : ability to pay principle, ability rent, abnormal budget receipts, a shift in supply, a shift in individual demand, abolition of forced labour convention, ability to pay approach.