Divorce türkçesi Divorce nedir

  • Boşama.
  • Kocasından ayrılmak.
  • Ayırmak.
  • Ayrılmak.
  • Dul erkek.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.
  • Boşanma.
  • Boşamak.
  • Boşanmak.
  • Eşten boşanmak.
  • Karısından ayrılmak.
  • Yasal olarak kurulmuş bir evlilik ilişkisinin yine yasal biçimde ortadan kaldırılması.
  • İlgi kesmek.

Divorce ile ilgili cümleler

English: Can't you divorce fantasy from reality?
Turkish: Hayali gerçekten ayıramıyor musun?

English: Ali must consider carefully whether he really wants a divorce or not.
Turkish: Ali boşanmak isteyip istemediğini dikkatlice düşünmeli.

English: He persuaded his wife not to divorce him.
Turkish: Kendisini boşamaması için karısını ikna etti.

English: Ali thinks Mary will divorce her husband.
Turkish: Ali Mary'nin kocasını boşayacağını düşünüyor.

English: For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first.
Turkish: Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

Divorce ingilizcede ne demek, Divorce nerede nasıl kullanılır?

Divorce action : Boşanma davası.

Divorce case : Boşanma davası.

Divorce decree : Boşanma ilamı. Boşanma ilanı. Boşanma kararı.

Divorce from : İlgisini kesmek. Ayırmak. Ayrılmak.

Divorce lawyer : Boşanma avukatı.

Divorce suit : Boşanma davası.

 

Divorceé : Boşanmış kimse. Dul kadın. Dul kimse.

Divorceable : Boşanılabilir. Boşanabilir. Ayrılabilir.

Deed of divorce : Boşanma ilanı. Boşanma emri. Boşanma kararı.

Get a divorce : Boşanmak.

İngilizce Divorce Türkçe anlamı, Divorce eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Divorce ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Get divorced : Eşinden ayrılmak.

Breaking up : Ayrılma (sevgiliden). (çiftlerin) ayrılması. Sevgililerin ayrılması olayı. Parçalayan. Dağılma. Ayrılma. İlişkiyi bitirme.

Allocating : Ayırma. Bölüştürmek. Paylaştırmak.

Widower : Dul (erkek). Dul.

Repudiate : Ödememek. Reddetmek. Borçlarını tanımamak. Benimsememek. İnkar etmek. Tanımamak. Geri çevirmek. Kabul etmemek.

Part : Parça. Taraf. Tarakla ayırmak. Bir oyuncunun bir filmde ya da televizyon oyununda yaratması gereken kişilik. Bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı ya da gösterdiği kişiliği ortaya çıkaran, sözleri ve hareketleri içeren bütün. Kısmi. Pay. Bir filmde birkaç ayrımdan oluşan, konunun ana parçalarından birini ortaya koyan bölük. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Hisse.

Repudiates : Benimsememek. Borçlarını tanımamak. İnkar etmek. Kabul etmemek. Ödememek. Reddetmek. Geri çevirmek. Tanımamak.

Allocated : Ayrılmış. Bölüştürmek. Tahsis edilmiş. Paylaştırmak. Ayrıldı.

Split up : Paylaşılmak. Paylaştırmak. Pay dağıtma. Bölmek. Bölme. Ayırma biçiminde bir şirket yeniden yapılanması. Ayrılma. Taksim etmek. Bölünmek.

Divorce synonyms : be loosed, disunite, be loose, repudiations, absent oneself from, apostatise, agression, divorc‚, adjustment in marriage, allowing, abscond from, disassociate, appropriate, be through with, alienation, acculturation, break, be separated, bow out of, achievement motive, appropriated, be divorced, divorcements, get a divorce, age grade, all round development of individual, teem, allow, aesthetical ideal, divorcing, disjoint, disconnects, disconnect.

 

Divorce ingilizce tanımı, definition of Divorce

Divorce kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To separate by divorce. To dissolve the marriage contract of, either wholly or partially. A legal dissolution of the marriage contract by a court or other body having competent authority. This is properly a divorce, and called, technically, divorce a vinculo matrimonii.