Dread türkçesi Dread nedir

Dread ile ilgili cümleler

English: Why do you think animals dread fire?
Turkish: Hayvanların ateşten niçin korktuğunu düşünüyorsunuz?

English: A burnt child dreads fire.
Turkish: Yanmış bir çocuk ateşten korkar.

English: Cats have a dread of water.
Turkish: Kedilerin su korkusu vardır.

English: He may dread to learn the results.
Turkish: O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.

English: A burnt child dreads the fire.
Turkish: Ürkütücü karga çalıdan korkuyor.

Dread ingilizcede ne demek, Dread nerede nasıl kullanılır?

In dread of : -nın korkusunda. -nın evhamında. -ndan korkan.

Dreaded : Ürkmek. Ödü kopmak. Korkunç. Korkuyla beklemek. Çekinmek. Heybetli. Korkmak. Haşmetli.

Dreadful : Ürkütücü. Kötü. Korkunç. Heybetli. Dehşetli. Rezalet. Berbat. Tüyler ürpertici. Rezil. İğrenç.

Dreadfully : İğrenç bir şekilde. Çok çok. Korku ile. Aşırı bir şekilde (argo terim). Çok. Tasa ile. Ürkerek. Korkunç bir şekilde. Çok fena. Fazlasıyla.

Dreadfulness : Korkunçluk.

Dreadingly : Çekinerek. Korkarak.

Dreadlocks : Rasta (saç). Rasta. Rasta örgüleri. Birbirine ip düğümleri gibi dolandırılmış saç tarzı türü.

 

Dreads : Çekinmek. Ödü kopmak. Korkuyla beklemek. Ürkmek. Korkmak.

Dreadlock : Rasta. Birbirine ip düğümleri gibi dolandırılmış saç tarzı türü (jamaikalı rastafarianlar arasında yaygındır).

Dreadnought : Yün palto. Korkusuz kimse. Kalın yünlü kumaş. Gemi kasa. Dretnot. Zırhlı gemi. İri kasadan ufak ve hatları daha az kıvrımlı akustik gitar gövdesi ve bu tür gövdeye sahip akustik gitar. Zırhlı ingiliz savaş gemisi.

İngilizce Dread Türkçe anlamı, Dread eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dread ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Frightful : Korkunç. Kötü. Dehşetli. Ürkütücü. Müthiş. İğrenç. Ürkünç. Berbat. Tatsız.

Sweat it out : (zor kullanarak) konuşturmak. Gergin beklemek. Zor kullanarak bülbül gibi öttürmek. Terleyerek veya terleterek atmak. Endişeyle beklemek. Zorla ağzından almak.

Blenching : Ağarmak. Sararmak. Benzi atmak. İrkilmek. Ağartmak. Rengi atmak. Geri çekilmek. Rengi solmak.

Detests : Tiksinmek. Tav olmak. Hoşlanmamak. İğrenmek.

Abstaining from : Bir şeyden uzak durmak.

Alarms : Telaş. Alarm. Tehlike işareti. Uyarılar.

Consternation : Donup kalma. Şaşkınlık. Hayret. Afallama. Şok.

Abstractive : Abstraktif. Soyutlayıcı. Soyutlanma niteliği olan. Özetleme. Özetlenme niteliği olan. Özet. Soyutlama yeteneği olan.

Dismays : Umutsuzluğa düşürmek. Perişan etmek. Yeis. Can sıkmak. Keder. Yıldırmak. Bunalım. Umutsuzluk.

Balked at : İnat edilmiş. İnat etmek. Yapmamakta diretilmiş. Tereddüt edilmiş. Tereddüt etmek. Yapmamakta diretmek. Ayak diremek.

Dread synonyms : creeps, bewaring, have the wind up, detested, boggle, panic, bewares, quailed, get the wind up, chill, be scared, abstain, somberness, fear, presentiment, bugaboo, despises, balk at, be sick of, apprehensions, disgust at, abstains, foreboding, alarm, scared to death, abominates, direful, apprehension, apprehensiveness, beware of, dray, chicken out, dreaded.

 

Dread zıt anlamlı kelimeler, Dread kelime anlamı

Fearlessness : Korkusuzluk. Pervasızlık. Cesaret.

Unalarming : Panik yaratmayan. Alarma sebep olmayan. Endişe verici olmayan.

Dread ingilizce tanımı, definition of Dread

Dread kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Exciting great fear or apprehension. To be in dread, or great fear. Great fear in view of impending evil. To fear in a great degree. Frightful. Causing terror. To regard, or look forward to, with terrific apprehension. Anticipatory terror. Dreadful. Fearful apprehension of danger.