Easy money türkçesi Easy money nedir

  • Kolay kazanılmış para.
  • Kolay para.
  • Kolay iş.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Enaz çabayla elde edilen gelir. bk. ucuz para.
  • Kolay kazanılıp kolay harcanılan para.
  • Ucuz para.

Easy money ile ilgili cümleler

English: It's easy money.
Turkish: O kolay para.

English: He made a lot of easy money.
Turkish: Bir sürü kolay para kazandı.

Easy money ingilizcede ne demek, Easy money nerede nasıl kullanılır?

Easy : Kolayca. Susun. Serbest. Doğal. Kolay. Zahmetsiz. Rahat. Uysal. Rahatlıkla.

Money : Arpa. Para. İktisat, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Para kırmak. Eşyanın değerini ölçmek üzere değişim aracı olarak kullanılmakta olan satağa çıkarılan kağıt ya da madensel değişim aracı. değer ve eder ölçüsü birimi. Mal ve hizmetlerin değişimini kolaylaştırma işlevini yapan bir değişim aracı ve ortaklaşa değer birimi. Ücret. Mangır. Durağan olan, olmayan eşya değerini ölçen değişim aracı. eskiden gümüş paraya verilen ad. Sikke.

Easy access : Kolay erişim. Kolay ulaşım.

Easy as winking : Çok kolay. Kolayca. Çok basit.

Easy believed is easy deceived : Her şeye kolayca inanan kimse kolayca kandırılır. Kolay inanan kolay kanar.

Easy care : Yıkanıp giyilebilen. Kolay bakımlı. Ütü istemeyen.

İngilizce Easy money Türkçe anlamı, Easy money eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Easy money ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A piece of cake : Tatlı iş. Basit iş. Çantada keklik. Baklava börek. Çok kolay bir şey. Çocuk oyuncağı. Beleş iş. Kolay görev.

Picnic : Piknik. Çocuk oyuncağı. Açık havada yenilen yemek. Hoşa giden iş. Evde rahatsız bir biçimde oturmak. Piknik yapmak. Çok kolay iş. Basit iş. Pikniğe gitmek.

A change in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Soft money : Bir siyasi parti tarafından belirli bir aday yerine kendisini tanıtmak için kullanılabilen fon (federal yasalara tabi değildir). Yumuşak fon. Yumuşak para. Dünya çapında kabul görmeyen istikrarsız para birimleri. Değeri inip çıkan para. Değeri eksilen para. Kağıt para.

Easy task : Çok kolay. Basit görev. Basit iş. Kolay görev. Çocuk oyuncağı.

Duck soup : (argo) çok kolay iş. Çok kolay iş. Yapması çok kolay şey. Çok kolay. Çocuk oyuncağı.

Cheap money : Düşük faiz oranlarından sağlanan kredi. bk. ucuz para politikası. Düşük para. Düşük faizle alınan para. Düşük üremle sağlanan para. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.

 

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

Easy money synonyms : easy job, abolition of forced labour convention, picnics, simple job, a change in individual demand, mickey mouse, cinch, a pass through certificate, cheap fare, abnormal budget, a type mutual funds, money for old rope, sitter, cinches, ability to pay approach, ability rent, ability to pay principle, money for jam, a shift in individual demand, soft currency, a shift in supply, cinching, abnormal budget receipts, a shift in demand, plain work, sitters.