Enacting türkçesi Enacting nedir

  • Kanun koyan.
  • Hükmetme.
  • Karar verme.
  • Kamulaştırma.
  • Performans gösterme.
  • Kanunla düzenleme.
  • Kanun koyma.
  • Rol ile canlandırma.
  • Rol olarak canlandırma.
  • Oynama.
  • Harekete geçirme.

Enacting ingilizcede ne demek, Enacting nerede nasıl kullanılır?

Reenacting : Bir rolü veya olayı (yeniden) oynamak veya canlandırmak. Tekrarlamak. Tekrar yürürlüğe koymak.

Enaction : Sahneleme. Kanun. Kanunlaştırma. Canlandırma. Yasa.

Enactive : Kanun koyma gücü olan. Kamulaştırma yetkisi olan. Kanunla düzenleme gücü olan.

Re enact : Tekrar yürürlüğe koymak. Tekrar sahnelemek. Tekrarlamak.

Enact : Kanunlaştırmak. Çıkarmak (yasa). Yasa çıkarmak. Karar vermek. Kanun koymak veya kabul etmek. Sahnelemek. (yasa) çıkarmak. Emir çıkarmak. Oynamak (rol). Kanunu yürürlüğe sokmak.

Enactors : Kanunla düzenleyen. Oynayan. Karar veren. Buyuran. Harekete geçiren. Hükmeden. Kararname çıkaran. Rol olarak canlandıran. Kamulaştıran.

Enacts : Kanunu yürürlüğe sokmak. Sahnelemek. Emir çıkarmak. Sahneye koymak. Canlandırmak. Yasalaştırmak. Çıkarmak (yasa). (yasa) çıkarmak. Karar vermek. Kanun koymak veya kabul etmek.

Reenact : Tekrar yürürlüğe koymak. Tekrarlamak. Bir rolü veya olayı (yeniden) oynamak veya canlandırmak.

Enacted : Rol olarak canlandırılmış. Sahnelemek. Harekete geçirilmiş. Kamulaştırılmış. Yasallaştırmak. Çıkarmak (yasa). Kanunla düzenlenmiş. Canlandırmak. Oynamak (rol). Oynanmış.

 

Legislative enactment : Kanunu yürürlüğe sokma. Yasal olarak kanunlaştırma. Kanun yapma. Kanun yaratma.

İngilizce Enacting Türkçe anlamı, Enacting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Enacting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Business : Mesele. İş. Faaliyet. Ticarethane. İşyeri. Firma. Alım satım. Görev. İş yazışması.

Actuation : Tahrik. Gerçekleşme. Aktivasyon veya etkinleştirme. İşletme. Çalıştırma.

Nationalisation : Ulusal hale getirme (ayrıca nationalization). Ulusallaştırma. Devletleştirme. Vatandaşlığa kabul etme. İstimlak. Millileştirme. Ülke oluşumu. Yerlileştirme.

Mobilization : Harekete gelme veya getirme. Seferberlik. Seferber etme. Mobilizasyon. Akışkanlık. Nakletme. Seferber edilme. Nakil.

Commanding : Komuta ediş. Mükemmel. Komuta. Etkili. Yetkili. Komuta etme. Emreden. Saygın. Hakim olan. Hükmeden.

Activity : Eyleyim. Faaliyet. Bir bilgi işlem dizgesinde ana kütük tutanaklarının, öngörülen belirli bir dönem içinde, gördükleri işlem sayısıyla gösterilir nitelikleri. Etkiniik. Hareket halinde olma. Etki. Etkin olma durumu, bazı etkileri oluşturma yeteneği. ilaç veya zehirli maddelerin vücuda alındıktan sonra etkisini gösterme durumu, aktivite, ilaç molekülünün almaçları uyarma veya baskılama yeteneğinin bir ölçüsü. Hareket. Bilgisayar, bilişim, eğitim, fizik, kimya, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kimyasal gerilimi logaritmik olarak veren nicelik.

Eminent domain : İstimlak hakkı. Kamulaştırma yetkisi. Kamulaştırma hakkı. Acil dönem. İstimlak yetkisi. İstimval yetkisi. İstimlak. Devletin vatandaşına ait mülke el koyması.

 

Confiscation : El koyma. Müsadere. Zoralım. Zorla alma. Zorlaalım. İstimlak. Mülkiyet konusu olan bir mal ya da hakkın devlet tarafından zorla alınması. Zapt. Kişi mallarına hükümetçe el konulması.

Heroics : Güçlü. Abartılı dil. Heroik. Gösterişli eylemler veya davranış. Cesur. Yiğitçe. Abartmalı söz ya da davranışlar. Kahramanlarla ilgili. Kahraman. Hamasi.

Activations : Hizmete sokma. Canlandırma. Etkilenim. Devreye girme. Etkinleştirme. Hareketlendirme. Etkinleşme. Görevlendirme. Hareketlenme.

Enacting synonyms : method acting, stage business, performing arts, impersonation, divesture, nationalizations, personation, performing, dumb show, playacting, expropriations, enactment, disturbance, invigoration, dancing, method, dominations, possessives, mobilizations, frisking, roleplaying, expropriation in the public interest, actings, disporting, disport, adjudication, activation, suzerainty, orderings, performance, condemnations, decision making, playing.

Enacting zıt anlamlı kelimeler, Enacting kelime anlamı

Permanent : Kalıcı. Perma. Temelli. Sabit. Sürekli. Baki. Yerleşik. Devamlı. Asil. Kalımlı.

Inactivity : Üşengeçlik. Hareketsizlik. Durgunluk. Avarelik. Etkisizlik. Tesirsizlik. Tembellik.