Extempore türkçesi Extempore nedir

  • Hazırlıksız yapılan konuşma.
  • Doğaçtan.
  • [#ani Aniden].
  • İrticalen.
  • Doğaçlamayla yapılan.
  • Doğaçlamayla söylenen.
  • Provasız.
  • Ani.
  • Hazırlıksız.
  • Anında yapılan.

Extempore ingilizcede ne demek, Extempore nerede nasıl kullanılır?

Extemporal : Hazırlıksız yapılan. O anda uydurulmuş. Spontan. Doğaçlama.

Extemporaneous : Doğaçtan. İrticali. Doğaçlamayla yapılan. İçten geldiği gibi. Provasız. Anında yapılan. Acele. Doğaçtan yapılan. İrticalen. Doğaçlamayla söylenen.

Extemporaneously : Hazırlıksız bir şekilde. Doğaçtan. Önceden bir hazırlık yapmaksızın. Doğaçlama olarak. Spontan olarak. İrticalen. Doğaçlamayla. Doğaçlama.

Extemporaneousness : Doğaçlama. Anında yapılabilirlik. Hazırlıksızlık. Önceden hazırlığa dayanmama.

Extemporarily : Doğaçlama şeklinde. Hazırlıksız olarak. Doğaçlama olarak.

Extemporisation : Ani olarak tertipleme. Doğaçlama. İrticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası. İrticalen şiir söyleme veya çalma. O anda uydurma.

Extemporary : Provasız. Anında yapılan. Hazırlıksız. Doğaçtan. Doğaçtan yapılan. Evvelce düşünülüp hazırlanmamış. Doğaçlama yapılan.

Extemporized : Uyduruvermek. Doğaçtan söylemek. Hazırlıksız yapmak. Hazırlıksız söylenmiş. Doğaçlama yapılmış. İrticalen söylenmiş.

 

Extemporize : İrticalen söylemek. Hazırlıksız yapmak. Hazırlıksız söz söylemek. Doğaçtan söylemek. Doğaçlama konuşmak. Doğaçlama çalmak. Uyduruvermek.

Extemporise : Hazırlıksız söz söylemek. Doğaçtan söylemek. Hazırlıksız icra etmek (ayrıca extemporize). İrticalen söylemek. Uyduruvermek. Önceden bir hazırlık olmaksızın birşey (şarkı, gösteri, konuşma, vb.) yapmak. Hazırlıksız yapmak. Doğaçlama konuşmak. Doğaçlama yapmak. Doğaçlama çalmak.

İngilizce Extempore Türkçe anlamı, Extempore eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Extempore ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bump : Çarpmak. Gümbürtü. Tümsek. Şiş. Gafleten. Vurmak. Toslamak. Yumru. Çarpışmak. Kütlemek.

Rapid : Kuduruk. (yokuş) dik. Tez. Işığa hassas (film). Dik. Akarsuların, yataklarındaki çok eğimli kesimlerde ya da artık oldukça düzleşmiş eski eğim kesintisi üzerinde köpürerek, kaya döküntüleri arasından hızla aktıkları yerlere verilen ad. Sarp. Seri.

On the spur of the moment : Ha deyince. Hazırlıksız olarak. Hemen. Anında. Boş bulunarak. Evvelden hazırlık yapmadan.

Sudden : Apansız. Birdenbire. Ansız. Beklenmedik. Ansızın olan. Umulmadık. Birden.

At a blow : Birden.

All of a sudden : Şırakkadak. Ansızın. Lappadak. Ani olarak. Birden. Apansızın. Apansız. Birdenbire. Pattadak.

Extemporaneous : Doğaçtan yapılan. İçten geldiği gibi. Acele.

At the drop of a hat : Hemen ve seve seve. Ha deyince. İşaret verilince. Hemen istekle. Çabucak ve isteyerek. Hemencecik. Hemen. Derhal. Bayıla bayıla.

Off the cuff : Düşünmeden. Düşünmeksizin. Hazırlıksız olarak. Kafadan.

 

Extempore synonyms : unrehearsed, ejaculatory, acutely, ad lib, suddens, at half cock, at once, offhandedly, before he could say jack robinson, rapidest, prompt, before i knew it, extemporarily, improvisational, extemporary, off hand, at one breath, extemporaneously, before one could say jack robinson, instantaneously, peracute, on the fly, by surprise, sharp, all at once, suddenly, offhanded, at a stroke, imprompt, improvised, incautious, abruptly, instantaneous.

Extempore zıt anlamlı kelimeler, Extempore kelime anlamı

Prepared : Hazırlanmış. Gönüllü. Amade. Hazır. Önceden hazırlanmış. Hazırlandı. Hazırlıklı. Tedarikli. Alesta. İstekli.

Extempore ingilizce tanımı, definition of Extempore

Extempore kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Without preparation. Without previous study or meditation. On the spur of the moment. Suddenly. As, to write or speak extempore. Extemporaneously.