Fowl türkçesi Fowl nedir

  • Av kuşu.
  • Kümes hayvanları.
  • Hindi eti.
  • Ördek eti.
  • Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Kuş.
  • Tavuklar (galli) alt takımına giren, bahçe ve çiftliklerde kümeslerde yetiştirilen evcil türler.
  • Kümes hayvanı.
  • Besin maddesi olarak beslenip büyütülen evcil kuşlar.
  • Tavuk eti.
  • Tavuk.
  • Kuş avlamak.
  • Tavuk veya hindi veya ördek eti.

Fowl ile ilgili cümleler

English: The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls.
Turkish: Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.

Fowl ingilizcede ne demek, Fowl nerede nasıl kullanılır?

Fowl cholera : Pasteurella multocida tarafından evcil ve yabani kanatlılarda meydana getirilen, akut, septisemik, kronik olarak yüksek hastalandırma ve ölüm oranıyla seyreden bulaşıcı ve öldürücü hastalık. Tavuk kolerası. Kuş kolerası.

Fowl coryza : Başta tavuk olmak üzere kanatlı türlerinde, heamophilus paragallinarum tarafından oluşturulan, üst solunum yollarının ve hava keselerinin akut yangısı, konjunktivitis ve yüzde ödemiyle belirgin, ölüm oranı düşük salgınlara neden olabilen bakteriyel hastalık, bulaşıcı koriza, bulaşıcı burun akıntısı, tavuk nezlesi. Kanatlı nezlesi.

Fowl house : Tavuk klubesi.

Fowl mite : Kuşlarda ve kimi memelilerde ektoparazit olarak yaşayan, hayvanların yaşadıkları yerlerin çevresindeki insanlara, özellikle çocuklara saldırarak kan emen ve kaşıntılı deri lezyonlarıyla alerjilere neden olan akar, kırmızı akar, tavuk akarı, kuş akarı, kümes hayvanı akarı, acarus gallinae, dermanyssus gallinae. Kanatlı akarı. Kümes hayvanı akarı.

 

Fowl neurolymphomatosis : Tavuk nörolenfamatozisi. Marek hastalığı.

Pseudo fowl pest : Newcastle hastalığı. Yalancı tavuk vebası.

Fowl typhoid : Salmonella gallinarum tarafından oluşturulan septisemi, ishal, eklem yangısı, göbek yangısı gibi belirtilerle seyreden bir kanatlı hastalığı. Kanatlı tifosu.

Fowl pest : Veba (tavuk). Kanatlı vebası. Newcastle hastalığı.

Korean fowl plague : Newcastle hastalığı. Kore tavuk vebası.

Fowl tick : Kuş kenesi. Ağılkeneleri familyasından olup, çoğunlukla evcil kanatlılara yapışan ve onlara türlü hastalıklar bulaştıran, az oranda insanlarla sığırlara da saldırabilen obur kene.

İngilizce Fowl Türkçe anlamı, Fowl eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fowl ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Poultry : Topluluk. Kümes hayvanlarının eti. Kanatlı hayvanlar. Kanatlı kümes hayvanları. Eti veya yumurtası için yetiştirilen tavuk veya evcil kuşlar.

Dorking : İngiltere'de yerleşim yeri. Her ayağında beş parmağı olan ağır bir kümes hayvanı türü.

Saddle : Eyerlemek. Yatak kovanı. Semer. Semer vurmak. Eyer. Kaltak (eyer). Sele. Yastık. Yüklemek.

Run : Sızmak. Yarışa katılmak. Birbirini izleyen başlangıcı ve sonu belirlenmiş zaman aralıkları. Dönem. Geçiş. Kaçmak. Adaylığını koymak. Yönetmek. Erimek. Gidip gelmek (arasında).

 

Cornish : Cornwall ile ilgili. Maine eyaletinde yerleşim yeri. Utah eyaletinde şehir. New hampshire eyaletinde yerleşim yeri. Kelt diline ait. Oklahoma eyaletinde yerleşim yeri.

Hen : Yumurta tavuğu. Dişi kuş. Dişi. Canım. Kadın. Tavuksular (galliformes) takımının, sülüngiller (phasianidae) familyasından, atası bankiva tavuğu olan, eti ve yumurtası için beslenen, erkekleri horoz olarak adlandırılan ve daha süslü olan, dünyanın her tarafına yayılmış bir tür. tavuk. Hayatım. Evcil tavuk.

Turkey : Türkiye. Tavuksular (galliformes) takımının, sülüngiller (phasianidae) familyasından, 100-110 cm kadar uzunlukta, meksika ve teksas'tan bütün dünyaya yayılmış bir tür. Hiçbir sanat değeri taşımayan, düşük nitelikte film; başarısız film. İşleri yüzüne gözüne bulaştıran kimse. Beceriksizin teki. Başarısız film. Teksas eyaletinde şehir. Kötü film. North carolina eyaletinde yerleşim yeri. Biyoloji, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Dickie : Koltuk. Küçük arka koltuk. Kumaş. Minik kuş. Küçük kuş. Yaka. Önlük. Gömleğin yerinden çıkarılabilen ön kısmı.

Hens : Geveze kadın. Dişi. Kadın. Dişi kuş.

Fowl synonyms : rock cornish, domestic fowl, meleagris gallopavo, genus gallus, numida meleagris, plymouth rock, cornish fowl, gallinaceous bird, chicky, biddy, barnyard fowl, gallus, bantam, hunt down, fowled, cochin, callow, avis, gallus gallus, guinea, birds, gallinacean, guinea fowl, barndoor fowl, hunt, game birds, biddies, grouse, game bird, game fowl, bird, track down, chickabiddy.

Fowl ingilizce tanımı, definition of Fowl

Fowl kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To catch or kill wild fowl, for game or food, as by shooting, or by decoys, nets, etc. Esp., any large edible bird. Any bird.