Furniture türkçesi Furniture nedir

  • Bir görünçlüğün döşenmesine yarayan eşya ve gereçler.
  • Mefruşat.
  • Malzeme.
  • Uzun süre kullanılması olağan taşınır mallar.
  • Eşya.
  • Mobilya.
  • Takım.
  • Möble.
  • Sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Taşınır demirbaş.
  • Perde, koltuk, kanape, sandalye, masa, etajer gibi döşemelik eşya.
  • Ev eşyası.
  • Döşeme.

Furniture ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary rearranged the furniture in their living room.
Turkish: Ali ve Mary oturma odasındaki mobilyaları yeniden düzenlediler.

English: All the furniture was covered with dust.
Turkish: Tüm mobilya tozla kaplıydı.

English: Ali makes beautiful furniture out of wood.
Turkish: Ali ahşaptan güzel mobilya yapar.

English: Ali rented a truck to move his furniture to his new house.
Turkish: Ali mobilyasını yeni evine taşımak için bir kamyon kiraladı.

English: He bought a piece of furniture at the store.
Turkish: Mağazada bir parça mobilya aldı.

Furniture ingilizcede ne demek, Furniture nerede nasıl kullanılır?

Furniture industry : Mobilya sanayi.

Furniture remover : Evden eve nakliye şirketi.

Furniture shop : Mobilyacı. Mobilya dükkanı. Mobilya mağazası. Mobilya satış yeri.

Furniture store : Sahne eşyalarının korunduğu yer. Döşemenin saklandığı, korunduğu yer. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Eşya korunağı. Döşeme korunağı.

 

Office furniture and equipment : Ofis mobilya ve ekipmanı. Büro mobilya ve malzemesi.

Street furniture : Yol ve caddelerde sürücü ve yayalara yardımcı olmak üzere bulunan çeşitli işaret ve düzenekler. Sokakları yararlı kılan ve işlevlerini gereği gibi yerine getirmelerini sağlayan, elektrik direkleri, gidiş gelişi düzenleyen ışıklı göstergeler, telefon kulübeleri, posta kutuları gezilik kanepeleri ve parmaklıkları, kapalı genbinit durakları, sokak lambaları, satıcı kulübeleri gibi, sokaklardaki durağan nesnelerin tümü. Kent mobilyası. Sokak donanımı. Sokak mobilyası.

Built in furniture : Sabit mobilya. Gömme dolap. Gömme mobilya.

Office furniture : Ofis mobilyası. Büro eşyası. Büro mobilyası.

Man in charge of furniture : Eşya sorumlusu. Sahne eşyasının korunmasından ve onarılmasından sorumlu olan görevli.

Furnish : Tedarik etmek. Dekorasyon yapmak. Teçhiz etmek. Sağlamak. Donatmak. Tefriş etmek. Mobilya döşemek. Vermek. Döşemek. Sunmak.

İngilizce Furniture Türkçe anlamı, Furniture eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Furniture ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Chest of drawers : Çekmeceli dolap. Şifonyer. Konsol. Şifoniyer.

Materiel : Askeri malzeme. Harp malzemesi. Levazım. Materyal. Gereç.

Bevy : Zümre. Kuş sürüsü. Kadın türkümü. Kalabalık bir grup. Kız türkümü. Kızlar grubu. Kız sürüsü. Grup.

Brigades : Tugay. Ekip.

Findings : Hükümler. Bulgular. Araç gereç.

Furnishings : Döşemelik. Erkek giyim eşyası.

Plankings : Keçeleştirme. Kalaslar. Tahta döşeme. Kalas döşeme. Kalas kaplama. Ahşap döşeme. Tahta kaplama.

 

Ingredient : Bileşen. Madde (karışımdaki). Bir karışımı veya bileşiği oluşturan maddelerden her biri. Muhteva. Etken. Katkı maddesi. Cüz. Bir şeyin terkibine giren madde. İngrediyent.

Closet : Gömme dolap. Tuvalet. Küçük oda.

Table : Cetvele yazmak. Tasarıyı müzakereye sunmak. Keste. İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı. Göstermek. Tartışmaya sunmak. Yemek. Birbiriyle ilgili verilerin toplu ve düzenli sunumu. Tablo. Sunmak.

Furniture synonyms : piece of furniture, lawn furniture, dining room furniture, baby's bed, article of furniture, wall unit, bedroom furniture, baby bed, batteries, fitment, clique, tiles, burton, bureau, burtons, lamp, bunches, cabinet, wash hand stand, chest, laying, article, kit, press, belonging, buffet, fixtures, caboodle, wardrobe, ingredients, soft furnishings, battery, material.

Furniture ingilizce tanımı, definition of Furniture

Furniture kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Outfit. That with which anything is furnished or supplied. Supplies. Equipment.