Göç nedir, Göç ne demek

  • Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret.
  • Taşınma sırasında götürülen ev eşyaları.
  • Evden eve taşınma, nakil
  • Kuşların, geyiklerin, yarasaların, bazı balık ve böceklerin mevsim, iklim, besin miktarı vb.ne göre çevre değiştirmeleri.

"Göç" ile ilgili cümleler

  • "Obalarının hâlâ arkası kesilmeyen göçleri devam etmekte idi." - S. Ayverdi
  • "Her sene, zamanı gelince İstanbul'un mahallelerinde Boğaz'ın köylerine göçler başlardı." - A. Ş. Hisar
  • "Yüzyıl başında doğanlardan günümüze kalanlar birer birer göçüyor." - E. Atasü

Yerel Türkçe anlamı:

Üzüm sıkılan tekne.

Ev eşyası: Göçümü topladım.

Et döğülen kütük.

Biyoloji'deki anlamı:

Mevsim, iklim, besin miktarı ve benzeri sebeplere dayalı olarak hayvanların habitat değiştirmesi.

Bitkilerin yeni alanlara yer değiştirmesi. Migrasyon.

Coğrafya'daki terim anlamı:

Çalışmak ve kendine daha iyi yaşama olanakları bulmak umuduyla, insanların oturdukları yeri bırakıp başka yörelere giderek orada kesin ya da geçici olarak yerleşmeleri.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

İktisadi, siyasi veya sosyal nedenlerle bir yerleşim biriminden başka bir yerleşim birimine doğru gerçekleşen nüfus hareketleri.

 

Kimya'daki anlamı:

Herhangi bir kuvvetin etkisi altında belli bir yönde taneciklerin, iyonların düzgün hareketleri.

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: göçme]

Tarih'teki anlamı:

622 yılında Muhammet Peygamberin, İslam takviminin başı sayılan, Mekke'den Medine'ye göç etmesi olayı.

Sosyoloji'deki anlamı:

Bireylerin ya da toplumsal kümelerin yerleşmek üzere bir yerden başka bir yere gitmeleri.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Embriyonel gelişim sırasında kimi hücrelerin bulundukları yerden başka bir yere amöboid hareketlerle taşınması olayı.

Jeoloji ve yer bilimleri alanındaki anlamı:

Yeraltındaki petrol ve gazların, bir yerden başka bir yere doğal olarak devimi.

Zooloji alanındaki anlamı:

Kuşların, geyiklerin, yarasaların, bazı balık ve böceklerin mevsim, iklim, besin miktarı ve benzeri ne göre çevre değiştirmeleri.

Diğer sözlük anlamları:

Sefer.

Kervan, kafile.

Merhale, konak.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

[Bakınız: göğüs çekimi]

Bilimsel terim anlamı:

Genellikle yerleşmek amacıyla, bir yerleşim yerinden bir başka yerleşim yerine, bir ülkeden bir başka ülkeye gitme eylemi.

İngilizce'de Göç ne demek? Göç ingilizcesi nedir?:

migration, corrent of migration

Fransızca'da Göç ne demek?:

émigration, décès, diastrophie, diapédèse

Osmanlıca Göç ne demek? Göç Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

muhaceret, hicret, hicret-i nebevî

Göç anlamı, kısaca tanımı:

Göç etmek : Ölmek. oturduğu yerden başka bir yere gidip yerleşmek, göçmek.

Göç yolda düzülür : "işe başlansın arkası gelir, eksikler zamanla giderilir" anlamında kullanılan bir söz.

 

İç göç : Bir ülke sınırları içinde genellikle küçük yerleşim bölgelerinden büyük kentlere geçici veya sürekli kalmak üzere göç etme.

Beyin göçü : İleri düzeydeki meslek ve bilim adamları ile uzmanların bir başka gelişmiş ülkede yerleşip çalışmak amacı ile kendi ülkelerinden ayrılması.

Kültür göçü : Bir kültür motifinin veya kültürel bir uygulamanın bir başka kültüre geçmesi.

Ruh göçü : Ruhun bir bedenden başka bir bedene geçerek varlığını sürdürdüğü inancı, tenasüh, reenkarnasyon.

Taşınma : Taşınmak işi.

Nakil : Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme. Anlatma, söyleme, hikâye etme. Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme. Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin. Göç, taşınma. Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım.

Ev : Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı. Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane. Soy, nesil. Aile.

Göç alanı : Fisyon enerjisinden ısıl enerjiye kadar olan yavaşlama alanı ile, ısıl nötron yayılma alanının toplamı.

Göç alemi : Taşınma, göç sırasında yapılan eğlence

Göç ber-güç etmek : Bir yerde kalmayıp çok göç etmek.

Göç çekmek : Göç etmek, sefere çıkmak.

Göç etmek : oturduğu yerden başka bir yere gidip yerleşmek, göçmek. İlgili cümle: "“Kalktı göç eyledi Afşar elleri.”" Dadaloğlu. mec. ölmek.

Göç kon : Göç, sefer.

Göç kon etmek : Konup göçmek, göçebe hayatı yaşamak.

Göç kuramı : Herhangi bir yerde yaratılan kültür öğesinin ya da öğelerinin göç aracılığıyla başka bir yere gitmiş olduğunu ileri süren kuram.

Göç tutmak : Yol tedarikinde bulunmak, yolculuğa hazırlanmak.

Göç uzunluğu : Göç alanının kare kökü.

Göç ile ilgili Cümleler

  • Göç eden kuşlar güneye uçuyorlar.
  • Ali ve ailesi Avustralya'ya göç ettiler.
  • Afrika bir göç kıtasıdır.
  • Ali 2013 yılında Avustralya'ya göç etti.
  • Göç eden leyleklerden medet umuyorum.
  • Avustralya'ya göç etmeyi planlıyorum.

Diğer dillerde Göç anlamı nedir?

İngilizce'de Göç ne demek? : [GOC] adj. migratory

n. immigration, migration, emigration, drift, Exodus, expatriation, transmigration

v. migrate, emigrate, immigrate, trek, fall in, die, dent, go hence, transmigrate

Fransızca'da Göç : émigration [la], immigration [la], migration [la], transmigration [la]

Almanca'da Göç : n. Abwanderung, Auswanderung, Immigration, Migration, Umsiedelung, Wanderung

Rusça'da Göç : n. переселение (N), миграция (F), выселение (N), скарб (M), смерть (F)