Geyser türkçesi Geyser nedir

  • Daha çok yanardağ ve deprem yörelerinde görülen, belli aralıklarla fışkıran sıcak su kaynağı.
  • Geçişli ısıtıcı.
  • Kaynaç.
  • Termosifon.
  • Geyzer.
  • Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır.
  • Düzenli ya da düzensiz aralıklarla havaya sıcak su ve buhar kolonu fışkırtan doğal kaynak.
  • Sıcak su kaynağı.
  • Gayzer.
  • Şofben.
  • Şofben (havagazıyla veya doğalgazla çalışan).
  • Sıcak su fıskiyesi.
  • Su ısıtıcı.

Geyser ingilizcede ne demek, Geyser nerede nasıl kullanılır?

Geyserite : Geyserit. Geyzer sularından çökeltilen silisli bir tortu. Gayzerit. Geyzerit. Kaynaktaşı.

Geysers : Şofben (havagazıyla veya doğalgazla çalışan). Şofben. Sıcak su fıskiyesi. Gayzer. Sıcak su kaynağı. Geçişli ısıtıcı. Kaynaç. Su ısıtıcı. Termosifon.

Bogeys : Beraberlikten bir sayı fazla (golf). Gulyabani. Umacı.

Dingeys : Dingi. Patalya. Küçük bot.

Fogeys : Eski kafalı kimse. Tutucu kimse.

Fogey : Eski kafalı kimse. Tutucu kimse.

Bogeying : Sümük. Vagon alt düzeni. Gulyabani. Şeytan. Cin. Düşsel korku. Umacı. Tanımlanamayan hava aracı veya taşıtı. Öcü. Tanımlanamayan düşman uçağı.

Dingey : Patalya. Küçük bot. Dingi.

Cageyness : İhtiyatlılık. Cin fikirlilik. Uyanıklık. Açıkgözlülük. Gizlilik. Cin gibilik.

Bogey : Cin. Beraberlikten bir sayı fazla (golf). Tanımlanamayan hava aracı veya taşıtı. Umacı. Vagon alt düzeni. Şeytan. Tanımlanamayan düşman uçağı. Öcü. Gulyabani. Sümük.

 

İngilizce Geyser Türkçe anlamı, Geyser eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Geyser ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Overrun : Geçmek. Uzamak. Her tarafına yayılmak. Aşırı işlem. Haddini aşmak. İstila etmek. İstila edip yağmalamak. Kaplamak. Aşmak.

Thermosiphon : Su ısıtıcısı.

Welding press : Kaynak presi.

Water heater : Su ısıtıcısı. Saat ayarlı termostat. Sıcak kullanma suyunu ısıtan aygıt.

Brim over : İçi içine sığmamak. Fazla olmak. Çok gelmek. Taşmak. Taşmak (su vb). Fazla gelmek. Çok olmak.

Outflow : Sızma. Boşalma. Dışarıya akan. Dışarı akma. Akan miktar. Sızıntı. Lavın püskürme sırasında yanardağ ağzından çıkarak alçak yerlere doğru yayılması olayı. Dışarıya akan miktar. Taşan miktar. Ülke dışına akan.

Heater : Kalorifer. Isıtan aygıt. Fırın. Isıtmaç. Isıtma aygıtı. Tabanca. Isıtıcı. Bir ortamın sıcaklığını artırmaya yarayan aygıt.

Run over : Araç ile ezmek. Göçermek. Çiğnemek. Çiğneme. Ezmek. Tekrarlamak. Prova etmek. Ezmek (arabayla). Gözden geçirmek. Koşarak geçmek.

Fountain : Aslanağzı. Kaynak. Fıskiye. Asıl. Çeşme. Memba. Süs havuzu fıskiyesi. Pınar. Köken.

Geyser synonyms : natural spring, bath heater, geysers, gas heater, heaters, spring, overflow, well over, outpouring.

Geyser ingilizce tanımı, definition of Geyser

Geyser kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A boiling spring which throws forth at frequent intervals jets of water, mud, etc., driven up by the expansive power of steam.