Ghost türkçesi Ghost nedir

Ghost ile ilgili cümleler

English: A ghost is looking at me.
Turkish: Bir hayalet bana bakıyor.

English: Before long, the ghost disappeared into a thick fog.
Turkish: Çok geçmeden önce, hayalet yoğun siste kayboldu.

English: Few of the trippers called in at the ghost town of New York.
Turkish: Bir kısım gezgin New York'u hayalet şehir olarak tanımlar.

English: Halloween was brought to North America by immigrants from Europe who would celebrate the harvest around a bonfire, share ghost stories, sing, and tell fortunes.
Turkish: Cadılar Bayramı Kuzey Amerika'ya, bir şenlik ateşi etrafında hasadı kutlayan, birbirlerine hayalet hikayeleri anlatan, şarkı söyleyen ve fal bakan Avrupalı göçmenler tarafından getirilmiştir.

English: Ali says he saw a ghost in his house.
Turkish: Ali evinde bir hayalet gördüğünü söylüyor.

Ghost ingilizcede ne demek, Ghost nerede nasıl kullanılır?

Ghost cell : Mikroskobik incelemelerde sadece sınırları fark edilebilen nekroza uğramış hücre, gölge hücresi. Hayalet hücre.

Ghost dance : Hayalet dansı. Anavatan topraklarını ve geleneksel yaşam tarzını geri almak için dua etmek için yapılan kızılderili dansı (19'uncu yüzyılda yaygın olan). Ölüleri çağırmak.

 

Ghost image : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Peri. Çift görüntü. Hayal. Kayma. Daha eski ekranlarda görüntü değiştikten sonra kalan hayal görüntü olgusu. Hayalet. Filmin herhangi bir nedenle atlamasıyla çerçevenin pencereyle çakışmasının önlendiği, bunun sonucu görüntülüğe, art arda gelen iki resmin yarı bölümlerinin yansıdığı bir gösterim bozukluğu; çerçeve kayması. örtücünün, filmin aralı devinimiyle eşlemeli çalışmamasından dolayı pencereyi iyice kapamaması sonucu, parlak nesnelerin birbiri üstüne binmiş gibi görünmesi; resim kayması. Gölge. Hayalet görüntü.

Ghost line : Hayalet çizgi.

Ghost story : Hayalet öyküsü. Hayalet hikayesi.

Ghost train : Korku tüneli treni.

Give up the ghost : Son nefesini vermek. Bozulmak (makine veya motor). Öbür dünyayı boylamak. Hayaletlere karışmak. Ruhunu teslim etmek. Tahtalıköyü boylamak. Ölmek.

Ghost toad : Karşı dirençli karartıcılarda, karartıcının yükü genellikle gücünden az olduğundan, sıfıra indirmek ya da tam parlaklık sağlamak için ışıldak dışında ışıtaç ekleme. Ek yükleme.

The holy ghost : Ruhülkudüs. Kutsal ruh.

Travel ghost : Kayma. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Filmin herhangi bir nedenle atlamasıyla çerçevenin pencereyle çakışmasının önlendiği, bunun sonucu görüntülüğe, art arda gelen iki resmin yarı bölümlerinin yansıdığı bir gösterim bozukluğu; çerçeve kayması. örtücünün, filmin aralı devinimiyle eşlemeli çalışmamasından dolayı pencereyi iyice kapamaması sonucu, parlak nesnelerin birbiri üstüne binmiş gibi görünmesi; resim kayması. Taşma.

 

İngilizce Ghost Türkçe anlamı, Ghost eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ghost ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Creation : Hilkat. Oluşum. Acun. Kreasyon. Evrenalem. Buluş. Yaratı. Ortaya bir yapıt koyma. Yaradılış.

Search after : Aramak.

Fantom : Fantom. Rektal muayene tekniğini öğretmek amacıyla kullanılan maket. Hayali karakter.

Atman : İnsan ruhu. İnsanın hayatının özü (hinduizm). Nefes. Bir kişinin yaşama kuvveti.

Omber : Bir kağıt oyunu.

Aurae : Sıcak basması. Hava. Koku. Gizemli ortam. Atmosfer. Buhar.

Specters : Vesvese. Görüntü. Ürkütücü şey. Hayal. Kuruntu.

Pursued : Takip etmek. Devam etmek. Yürütmek. Sürdürmek. Peşinde olmak. İzlemek. Peşine düşmek. Kovalamak.

Ghost synonyms : phantasma, locomote, djinni, ghostwrite, clews, djinns, opus, apparition, cloud, spectrums, phantasms, anima, seeks, eidola, oeuvre, specter, bogles, spooks, spectra, pursuing, angle for, vampire, consequences, phantasm, shading, babies, essence, bogeying, travel, couleur, ghostwrote, cabbage, eidolons.

Ghost zıt anlamlı kelimeler, Ghost kelime anlamı

Stay in place : Yerinde kalmak.

Ghost ingilizce tanımı, definition of Ghost

Ghost kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To expire. The spirit. To appear to or haunt in the form of an apparition. To die. The soul of man.