Girasole türkçesi Girasole nedir

Girasole ingilizcede ne demek, Girasole nerede nasıl kullanılır?

Girasoles : Ayçiçeği. Opal.

Girasol : Opal taşı. Ateş opal. Yerelması.

Hegiras : Hicret. Göç.

Giraffe : Zürafa. Çift parmaklılar (artiodactyla) takımının, zürafagiller (giraffidae) familyasından, 225 cm kadar uzunlukta, 110 cm kadar kuyruğu olan, başının yüksekliği 5-6 m kadar, ön bacakları art bacaklarından daha uzun, açık kahverengi ya da sarımsı renkli, kırmızı kahverengi büyük lekeleri olan, afrika'da yaşayan, dört ayaklı hayvanların en yüksek boylu türü. Zurnapa. Zürafa (takımyıldızı).

Giraffes : Zürafa. Zürafalar.

Girard : Georgia eyaletinde yerleşim yeri. Pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri. Ohio eyaletinde şehir. Erkek ismi. İllinois eyaletinde şehir. Soyadı. Kansas eyaletinde şehir.

Girandola : Kollu şamdan.

Giraffiti : Son derece yüksek yerlere sprey boya ile boyanmış veya resim yapılmış duvar yazıları.

Girandole : Fişek. Fıskiye (döner). Kollu şamdan. Şamdan (kollu). Fıskiye. Sallantılı küpe. Fıskiye döner. Şamdan kollu.

Magirama : Magirama. Abel gance'ın 1957'de nelly kaplan'la birlikte polyvision işlemine göre yeniden geliştirdiği bir geniş görüntülük ve çok görüntülüklü işlem. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

İngilizce Girasole Türkçe anlamı, Girasole eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Girasole ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Helianthus : Günebakan. Çiğdem. Gündöndü.

Heliotrope : Helyotrop. Pırıldak. Siğil otu. Güneş çiçeği. Hodangiller (boraginaceae) familyasına ait heliotropium türlerine verilen ad. taze yaprakları ezilerek siğil üzerine sürülen, bazı türleri ateş düşürücü, safra söktürücü ve yara kurutucu olarak kullanılan, tek veya çok yıllık otsu, tüylü beyaz veya sarımtırak çiçekli bitkiler. Papatyagiller (compositae) familyasından, sarı çiçekli, aken tipi meyveli, meyveleri kuruyemiş olarak yenen ya da yağ eldesinde kullanılan, bir yıllık otsu bir bitki türü. çekirdek, gündoğdu, günaşık. Açık mor. Bambulotu. Günebakan.

Opal : Panzehir taşı. Wyoming eyaletinde yerleşim yeri. Panzehirtaşı. Sütrengi.

Ribavirin : Ribavirin. Antiviral etkisini viral dna ve rna ‘nın yapımında kullanılan, guanozin prekürsörlerinin üretimini bozarak ve ayrıca viral mrna’nın konakçı hücrelerinin ribozomlarına bağlanmasını baskılayarak gösteren pürin nükleozit analoğu ilaç.

Sunflowers : Gündöndü. Günebakan. Ayçiçekleri.

Jerusalem artichoke : Yerelması. Yıldızkökü. Yer elması.

Antiviral : Antiviral. Virüslerin üreme adımlarından bir veya bir kaçını engelleyerek virüs üremesini durduran veya baskılayan ajanlar. Virüs önler. Virüs-önler. Virüslere karşı etkili, virüsün etkisini kıranveya azaltan. Virüslere karşı etkili olan.

Sunflower : Günebakan. Mississippi eyaletinde yerleşim yeri. Ay çiçeği. Günçiçeği. Çiğdem. Gündöndü.

Opals : Panzehirtaşı. Sütrengi. Wyoming eyaletinde yerleşim yeri. Panzehir taşı.

Girasole synonyms : antiviral drug, jerusalem artichoke sunflower, antiviral agent, helianthus tuberosus, girasoles.

Girasole ingilizce tanımı, definition of Girasole

Girasole kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : [Bakınız: Heliotrope].