Glimpse türkçesi Glimpse nedir

  • Görür gibi olmak.
  • Kısa görmek.
  • Bir an için görmek (bir şeyi).
  • Bir an için görmek.
  • Bir anlık görme.
  • Göz atmak.
  • Gözüne ilişme.
  • Görür gibi olmak (birini).
  • Kısa bakış.
  • Gözüne ilişmek.
  • Anlık bakış.
  • Görünüp kaybolmak.

Glimpse ile ilgili cümleler

English: Ali caught a glimpse of Mary.
Turkish: Ali bir anlık Mary'yi gördü.

English: I caught a glimpse of her face.
Turkish: Onun yüzünü bir an gördüm.

English: As the train went by, Moustapha caught a glimpse of the driver.
Turkish: Tren geçerken, Mustafa sürücünün bir bakışını yakaladı.

English: I caught a glimpse of him from the bus.
Turkish: Bir an için otobüsten onu görür gibi oldum.

English: I caught a glimpse of him in the crowd.
Turkish: Kalabalıkta bir an onu gördüm.

Glimpse ingilizcede ne demek, Glimpse nerede nasıl kullanılır?

Get a glimpse of : Bir an için görmek.

Catch a glimpse : Bir an için görmek. Bakış atmak. Gözüne ilişmek. Hızlıca bakmakt. Görür gibi olmak. Çabucak bakmak.

Caught a glimpse : Sadece bir an görünme. Hızlıca söyleme.

First glimpse : İlk bakış. İlk görüş.

Glimpsed : Görür gibi olmak (birini). Kısa görmek. Bir an için görmek. Görür gibi olmak. Bir an için görmek (bir şeyi). Anlık bakış. Göz atmak. Görünüp kaybolmak. Kısa bakış. Gözüne ilişmek.

 

Glimmering : Hafif parıldama. Işık verme.

Glimmer : Parıldamak. İma. Mika. Hafifçe pırıldamak. Parıltı. Seziş. Işık vermek (hafif). Hafif pırıltı. Azıcık miktar. Işık vermek.

Glimpsers : Bir an için gözüne ilişen kimse. Bakan. Görünüp kaybolan kimse. Göz atan. Göz atan kimse.

Glimpses : Gözüne ilişmek. Görür gibi olmak (birini). Göz atmak. Görür gibi olmak. Bir an için görmek. Bir an için görmek (bir şeyi). Anlık bakış. Görünüp kaybolmak. Kısa bakış. Kısa görmek.

Glimpsing : Gözüne ilişmek. Görünüp kaybolmak. Görür gibi olmak (birini). Bir an için görmek. Görür gibi olmak. Göz atmak. Anlık bakış. Kısa bakış. Kısa görmek. Bir an için görmek (bir şeyi).

İngilizce Glimpse Türkçe anlamı, Glimpse eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Glimpse ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Look in : Arama konumu. Konum. Kazanma şansı. Arama yeri. Uğrama. Bakılacak yer. Bak.

Flick through : Sayfaları birer birer çevirmek. Gözden geçirmek. Bir dergiye vb gözatmak.

Flip through : Okuyup geçmek. Sayfaları çevirmek. Göz gezdirmek.

Look : Aramak. Görmek. Görünmek (güzel veya hasta vb). İyileşmek. Görünüş. Bakmak. Ummak. Görünmek. Göstermek. Ümit etmek.

Dip : Farları kısmak. Una bulamak. Alçalmak. Banmak. Azaltmak. Eğim. Bayrağı yarıya indirmek. Elini cebine atmak. Çökmek. İndirip yükseltmek.

See : Gereğini yapmak. Piskoposluk. Kavramak. Papalık. Yolcu etmek. Dikkat etmek. Farkına varmak. Geçirmek. Uğurlamak. Bakmak.

Espy : Görmek. Fark etmek. Farketmek. Casusluk etmek. Gözetlemek. Gözüne çarpmak. Uzaktan görmek.

 

Get sight of : Görmek.

Check on : Bakmak (kontrol etmek amacıyla). Doğruluğunu araştırmak. Doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak. Emin olmak. Kontrol etmek. Doğruluğunu kontrol etmek. Çek etmek.

Glimpse synonyms : looking at, side look, eye beaming, coup d'oeil, glimpsed, catch attention of, give the once over, glimpsing, dips, clap eyes on, bo peep, set eyes on, catch a glimpse, espies, looking, check up on, flash a glance, catch sight, browse, cast a glance, glance at, dipped, glanced, side glance, dip into, give an eye to, catch sight of, glimpses, glance, catch sign of, blink at.

Glimpse ingilizce tanımı, definition of Glimpse

Glimpse kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To appear by glimpses. Transient luster. To catch glimpses. A sudden flash. To see by glimpses. To have a short or hurried view of. To catch a glimpse of.