Grev nedir, Grev ne demek

Grev; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

"Grev" ile ilgili cümleler

  • "Tartışma, grevin nereden çıktığını aklına takanlar yüzünden büyüyüp genişledi." - N. Uygur

İktisat alanındaki kelime anlamı:

[Bakınız: işbırakım]

Grev hakkında bilgiler

Grev; çalışanların, yaptıkları işi toplu reddedişinden kaynaklanan iş durdurma eylemidir. Grev genel olarak çalışanların yaşadıkları memnuniyetsizliklere karşılık olarak meydana gelir. Grevler, fabrikalarda ve madenlerde toplu işgücünün öneminin arttığı Sanayi Devrimi sırasında önemli hale gelmiştir ancak fabrika sahiplerinin işçilerden çok daha fazla siyasi gücü olması nedeniyle çoğu ülkede grevler çabucak yasa dışı hale getirilmiştir. Çoğu batı ülkeleri 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında grevi kısmen yasallaştırmıştır.

Grev ile ilgili Cümleler

  • İşçiler greve gittiler.
  • Grev üç gün sürdü.
  • Demiryolu işçileri yarın greve gidiyor.
  • Grev kömür fiyatını etkiler mi?
  • Grev var.
  • O, daha iyi bir ödeme ve çalışma şartları için temizlik işçileri grevine barışçıl yoldan yardım etmek için oraya gitti.
  • Bu genel bir grevdi.
  • Biz grevdeydik.
  • Grevden sonra tren hizmetleri normale döndü.
  • Mahkumlar açlık grevine gitmekle tehdit ediyorlar.
  • Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.
  • Grev yapan işçiler ücretlerinin kesilmesini protesto etti.
  • İşçiler greve gitmekle tehdit etti.
  • Grev ulusal ekonomiyi aksatmıştır.
 

Grev tanımı, anlamı:

Grev yapmak : İşi bırakmak.

Grev gözcüsü : Grevin seyrini kollayan kimse.

Grev kırıcı : Grevin etkisini azaltma veya tamamıyla yok etme girişiminde bulunan kimse.

Grev kırıcılığı : Grevin etkisini azaltmak veya tamamıyla yok etmek amacıyla greve uğrayan işverenin veya ona yardımcı olan bir başkasının yasalara göre yasaklanmış hareketlerde bulunması.

Grev sözcüsü : Grev süresince grevle ilgili açıklamalarda bulunmakla görevli kimse.

Genel grev : Grevin bütün işçi kesimince uygulanması.

Açlık grevi : Kendisine veya başkalarına yapılmış olan bir haksızlığı protesto için bir kimsenin aç durarak gösterdiği tepki.

Oturma grevi : Bir isteği gerçekleştirmek amacıyla, işçilerin iş yerlerinden ayrılmaksızın görev yapmaktan kaçınmaları.

Grev gözcülüğü : Grev gözcüsünün yaptığı iş.

Grev sözcülüğü : Grev sözcüsünün yaptığı iş.

Grevci : İş bırakımcı.

Grevcilik : Grevci olma durumu.

Çalış : Çalma işi.

Toplu : Topu olan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Bir arada, bütün, kombine. Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Vücutça dolgun.

Kaynak : Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge. İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi. Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz. Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi. Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans. Bir şeyin çıktığı yer, menşe. Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer.

 

Durdurma : Durdurmak işi.

Eylem : Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası. Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon. Fiil.

Genel : Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan.

Memnuniyetsizlik : Memnun olmama durumu.

İş bırakımı : İsteklerini işverene kabul ettirmek için işçilerin, işlerini hep birden bırakması, grev.

İş : Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke. Sürme. Yakıtın tam yanmamasından oluşan, dumanla yükselen kömürleşmiş tanecikler.

Diğer dillerde Grev anlamı nedir?

İngilizce'de Grev ne demek? : [G.rev] n. strike, industrial action, turnout, walkout

Fransızca'da Grev : grève [la]

Almanca'da Grev : n. Ausstand, Streik

Rusça'da Grev : n. забастовка (F), стачка (F)

adj. забастовочный