Grist türkçesi Grist nedir

  • Öğütülecek tahıl.
  • Kazanç.
  • Temel madde.
  • İpin boyutu.
  • Öğütülmüş tahıl.
  • Öğütülmüş zahire.
  • Fayda.
  • Ezilmiş malt.

Grist ingilizcede ne demek, Grist nerede nasıl kullanılır?

Gristle : Kıkırdak.

Gristles : Kıkırdak.

Gristly : Kıkırdaklı. Kıkırdaksı. Kıkırdağımsı. Kıkırdak gibi.

Gristmill : Tahıl öğüten değirmen. Buğday değirmeni. Değirmen. Un değirmeni.

Grists : Temel madde. Kazanç. Öğütülmüş zahire. Öğütülmüş tahıl. Öğütülecek tahıl. İpin boyutu. Ezilmiş malt.

Griseous : Kır. Boz.

Griseus : Gri, boz. Grizeus.

Grisliest : Ürkütücü. Korkunç. Tüyler ürpertici. Dehşet verici.

Hygristor : Higristör.

Grisette : Fransız işçi kız.

İngilizce Grist Türkçe anlamı, Grist eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Grist ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Advantage : İyilik. Avantaj. Çıkar. Menfaat. Futbol, bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Kendisine yapılan kural dışı davranışlara karşın, topu rahatlıkla kullanabilen ve süren oyuncunun durumu. İntifa. Benzerlerine göre daha yüksek bir konumda olma. Üstünlük sağlayan şey.

Earnings : Hasılat. Gelir. Ücret. Maaş. Karlar. Kar.

Earning : Para kazanma. Maaş. Kazanma. Gelir. Kazanılan para. Kar. Ücret.

 

Favorableness : Cana yakınlık. Müsaitlik. Faydalılık. Uygunluk. Benzerlik. İyi niyetlilik. Çıkar. Avantajlılık. Lehtelik.

Efficacy : Yararlılık. Etkinlik. Faydalılık. Yarar. Etkin olma durumu, bazı etkileri oluşturma yeteneği. ilaç veya zehirli maddelerin vücuda alındıktan sonra etkisini gösterme durumu, aktivite, ilaç molekülünün almaçları uyarma veya baskılama yeteneğinin bir ölçüsü. Etkililik. Etki. Tesir.

Bread : Tıngır. Nimet. Rızk. Yiyecek. Mangiz. Mangır. Para. Geçim. Ekmek.

Pecuniary advantage : Maddi avantaj. Maddi çıkar.

Efficacies : Faydalılık. Yararlılık. Etkinlik. Etki. Tesir. Etkililik. Yarar. Efikasite.

Substantia fundamentalis : Amorf madde. Hücreler arası maddenin hücrelere oranla çoğunlukta olduğu temel madde. bağ dokudaki fibroblastlar tarafından yapılan bu madde içerisinde glikozaminoglikan, proteoglikan ve glikoproteinler bulunur. Hücreler arası maddesi hücrelere oranla çok fazla olan bağ dokularının ara bağlayıcı maddesi.

Booty : Çalınmış eşya. Vurgun. Yağma. Çapul. Gasp. Savaşta düşmandan alınan mal, para, tutsak. islam kurallarına göre alınan ganimetin beşte biri devlet hazinesine, geri kalanı kılıç hakkı olarak askere bırakılırdı. Voli. Fey.

Grist synonyms : food grain, behoof, grists, asset, profited, advantageousness, acquisitions, acquisition, grain, advantages, capitals, handiness, credit, benefit, cereal, profit, benefited, convenience, benefitted, benefitting, profitability, capital, avails, acquirement, conveniences.

Grist ingilizce tanımı, definition of Grist

Grist kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : That which is ground at one time. As much grain as is carried to the mill at one time, or the meal it produces. Ground corn.