Grists türkçesi Grists nedir

  • Temel madde.
  • Öğütülmüş tahıl.
  • İpin boyutu.
  • Ezilmiş malt.
  • Öğütülecek tahıl.
  • Öğütülmüş zahire.
  • Kazanç.

Grists ingilizcede ne demek, Grists nerede nasıl kullanılır?

Grist : Öğütülmüş tahıl. Kazanç. Öğütülecek tahıl. Ezilmiş malt. Temel madde. Öğütülmüş zahire. Fayda. İpin boyutu.

Gristle : Kıkırdak.

Gristles : Kıkırdak.

Gristly : Kıkırdak gibi. Kıkırdaksı. Kıkırdaklı. Kıkırdağımsı.

Gristmill : Değirmen. Buğday değirmeni. Tahıl öğüten değirmen. Un değirmeni.

Grislier : Dehşet verici. Ürkütücü. Korkunç. Tüyler ürpertici.

Griseous : Kır. Boz.

Grisaille : Sıkıcılık. Gri tonlarında olan tek renkli tablo. Gri tonlarının kullanıldığı resim yapma tekniği. Tekdüzelik. Süslü cam. Bu tekniği kullanarak yaratılan sanat eseri. Tek renkli kabartma teknikli resim. Gölge resim. Grizay. Grilik.

Grisette : Fransız işçi kız.

Griseus : Grizeus. Gri, boz.

İngilizce Grists Türkçe anlamı, Grists eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Grists ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Crabgrass : Yabani otlar. Adi ot çeşidi.

Exigency : Zorunluluk. Gerek. İhtiyaç. Mecburiyet. Ani hareket gerektiren durum. Gereksinim. Gereklilik. Aciliyet. Acil durum. Zaruret.

Pampas grass : Tüykamışı. Hanım püskülü. Pampa otu. Pampaotu.

 

Lemongrass : Yalancı melisa. Limon aromalı parfümlü yağ üreten hindistan'a ve sri lanka'ya özgü ot. Limon otu.

Economic crisis : Ekonomik kriz. Finansal ve ticari zorluk durumu. İktisadi kriz. İktisadi bunalım. İktisadi buhran. Bir ülkede ya da tüm dünyada ekonomik etkinliklerin durgunlaşması, gerilemesi ve bununla koşut olarak işsizliğin artması olayı. Ekonomik bunalım.

Lemon grass : Limon otu. Limon aromalı parfümlü yağ üreten hindistan'a ve sri lanka'ya özgü ot.

Slump : Gevşemek. Pat diye düşmek. Birden düşmek. Fiyat vb düşmek. Ansızın düşmek. -e yığılmak. Birdenbire düşmek. Çöküp düşmek. Yığılmak. Çökmek.

Depression : Sensomotorik duyarlılığın azalmasının en hafif biçimi, ruhsal veya bedensel düşkünlük durumu, genel davranışların hafif derecede azalması, sensomotorik duyarlılığın azalması. Karalar üzerinde çevresi yüksekliklerle kapalı, tabanı kimi kez deniz yüzeyinden de aşağı inebilen yer biçimi, bk. çökme. Sensomotorik duyarlılığın azalması. Çökkünlük. Çöküntü. Çöküntü alanı. Coğrafya, iktisat, ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır. Bastırma. Kasvet. Daralma.

Avails : Kar.

Rye grass : Kara çayır. Çayır otu. Delice otu. Karaçayır. Karamuk.

Grists synonyms : cynodon plectostachyum, rush grass, bay grass, bunch grass, muhlenbergia schreberi, meadow fescue, holcus lanatus, birdseed grass, paspalum notatum, yorkshire fog, nimble will, saccharum munja, sheep's fescue, giant star grass, bromegrass, paspalum, gramma grass, nimblewill, cortaderia selloana, brome, burgrass, phalaris tuberosa, shortgrass, cynodon dactylon, cordgrass, phalaris canariensis, festuca ovina, pennistum villosum, gramineous plant, bahia grass, lady's laces, orchard grass, beach grass.

 

Grists zıt anlamlı kelimeler, Grists kelime anlamı

Critical : Titiz. Tehlikeli. Bir oluşumun yerini bir başkasına bıraktığı, bir değerin yeni bir değere dönüştüğü dönüm noktasına ilişkin olan. Çoğalma katsayısının (k) 1'e eşit olması. k=1. Eleştirel. Eleştiri niteliğinde. Ciddi. Kritik. Hassas. Eleştiren.

Noncritical : Tehlikeli bir noktada olmayan. Kritik olmayan. Ciddi olmayan. Ani değişim noktasında olmayan (fizik, kimya). Eleştirel olmayan.

Net : Ağ. Tiyatro dekorunda kullanılan ince, gözenekli pamuk ya da ipek dokuma. Çoğu kez düşçül oyunlarda, sahnedeki görüntüye uçuculuk, gerçek dışı, düşsel ya da anısal bir hava vermek ereğiyle kullanılan tül perde. Masatopu oyununda alanı iki eşit bölüme ayıran, uzunluğu 1.83 m., üst kenarının masa yüzeyinden yüksekliği 15,5 cm. olan ipten kafes örgü. Amaca uygun işlemlerle arıtılmış ya da çıkarılması gerekli öğelerden ayıklanmış olan. Değişik su ürünlerinin takılarak, dolanarak ve hareketli bir torbada toplanarak avlanması amaçlarına yönelik olarak tasarlanan ve donatılan, göze büyüklüğüne bağlı olarak objenin bir kısmını geçiren, bir kısmını sıkıştıran veya geçmesini engelleyen, gözelerden oluşan, çeşitli biçim ve büyüklükte olan bir yüzey yapıtı. Uçantop oyununda iki takımın alanını ayıran, iki direk arasına belli ölçü ve yükseklikte gerilen, ipten örülü delikli perde. Herhangi bir ölçüden çıkarılması gerekenler çıkarıldıktan sonra kalan bölük. Işığın önüne konan ince kumaş ya da tülden yarı saydam yayındırıcı. Tenis, bilgisayar, masa tenisi, sinema, televizyon, ekonomi, tiyatro, voleybol alanlarında kullanılır.