Grocery türkçesi Grocery nedir

  • Bakkaliye.
  • Bakkal.
  • Bakkallık.
  • Meyve-sebze dükkanı.
  • Bakkal dükkanı.
  • Market.

Grocery ile ilgili cümleler

English: Ali came into the kitchen carrying two grocery bags.
Turkish: Ali iki market torbası taşıyarak mutfağa girdi.

English: Bob worked as a clerk in the grocery store on Saturday.
Turkish: Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı.

English: I go grocery shopping every morning.
Turkish: Her sabah market alışverişine giderim.

English: Ali came in carrying a grocery bag.
Turkish: Ali bir market çantası taşıyarak içeri girdi.

English: Ali went to the grocery store.
Turkish: Ali bakkal dükkanına gitti.

Grocery ingilizcede ne demek, Grocery nerede nasıl kullanılır?

Grocery store : Bakkal. Gıda. Gıda dükkanı. Bakkal dükkanı. Bakkaliye. Süpermarket.

Greengrocery : Manav. Sebze-meyve. Sebze meyve.

Grocer : Toptancı. Bakkal.

Groceries : Bir bakkal dükkanında bulunan gıdalar ve diğer ürünler. Bakkaliye eşyası. Bakkaliye. Yiyecek.

Grocers : Bakkal.

Agrochemicals : Bitkilerden çekilen kimyasal veya ürün. Kimyasal tarım ürünleri. Zirai mücadele ilaçları. Kimyasal tarım maddesi. Mahsullerin üretimini iyileştiren kimyasal (örneğin, mantar veya böcek ilacı).

Groaner : Soğuk veya kötü veya bayat espri. İnleyen kimse. Figan eden kimse. Ah eden kimse.

 

Groaned : Figan. Gıcırdamak. Sızlanmak. Sızlanma. Ah etmek. İnildemek. Ihlamak. Sıkıntı. Figan etmek. İnlemek.

Groan : Ihlamak. Figan. İnildemek. Ah etmek. İnlemek. Figan etmek. Gıcırdamak. Sıkıntı. İnilti. Sızlanma.

Groaners : Soğuk veya kötü veya bayat espri. Ah eden kimse. Figan eden kimse. İnleyen kimse.

İngilizce Grocery Türkçe anlamı, Grocery eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Grocery ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Grocer : Toptancı.

Variety store : Ucuz fiyatla birçok çeşit ürün satılan mağaza. Tuhafiye dükkanı. Her şey bir milyoncu. Zücaciye dükkanı. Bir milyoncu. Mini-mart. Ucuz fiyatla birçok mal satan mağazalar.

Convenience store : Tatillerde de açık olan ve geç saatlere kadar açık bulunan. Mahalle bakkalı. Küçük bakkal dükkanı. Acil ihtiyaç maddeleri bulunduran. Mini-market. Göreceli olarak yüksek fiyattan satış yapan bir tür perakendeci.

Supermarket : Süpermarket.

Emporium : Pazar yeri. Ticaret yeri. Çeşitli malların satıldığı ticaret merkezi. Dükkan. Çeşitli malların satıldığı satış merkezi. Mağaza. Çeşitli malların satıldığı mağaza. Ticarethane. Ticaret merkezi.

Depanneur : Küçük market. Genelde 7 gün 24 saat açık olan köşe başı dükkanı. (kanada) köşe başı dükkanı. Mini market.

Foodstuff : Gıda maddesi. Gıda maddeleri. Yiyecek. Besin maddesi. Erzak. Gıda ürünü. Tütün ve ilaçlar hariç olmak üzere, içkiler ve sakızlarla hazırlama ve işleme gereği kullanılan maddeler dahil, insanlar tarafından yenilen ve içilen ham, yarı veya tam işlenmiş her türlü madde. Yiyecek maddesi.

 

Market : İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Satak. Genel olarak alım ve satım işlemlerinin yapıldığı yer. Pazarlamak. Çarşıda alışveriş etmek. Çarşı. İstek. Alıcı ve satıcıların karşılaştığı her türlü ortam. Genel satak. Pazar.

Consumer goods : Tüketici malları. Tüketim ürünleri. Başta yiyecekler olmak üzere, insanın günlük yaşamında gerekseme duyduğu her türlü nesne ve özdeklere verilen ad. Coğrafya, iktisat alanlarında kullanılır. Hanehalklarının gereksinimlerini doğrudan doğruya karşılamak amacıyla piyasadan satın alıp tükettikleri mal ve hizmetler. Tüketim maddeleri. Tüketim malları.

Greengrocery : Manav. Sebze-meyve. Sebze meyve.

Grocery synonyms : emporia, emporiums, food market, packaged goods, general store, shelf, grocery store, marketplace, groceries, market place, grocers, mart.

Grocery ingilizce tanımı, definition of Grocery

Grocery kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The commodities sold by grocers, as tea, coffee, spices, etc. In the United States almost always in the plural form, in this sense.