Groundsill türkçesi Groundsill nedir

Groundsill ingilizcede ne demek, Groundsill nerede nasıl kullanılır?

On the grounds of : Sebebiyle. Dayanarak. - üzerinden. -e dayanan. Nedeniyle.

Camp grounds : Kamp yeri. Düşerge yeri.

Coffee grounds : Telve. Kahve telvesi.

Cogent grounds : Muhik sebepler. Haklı nedenler. Haklı sebepler.

Exhibition grounds : Fuar alanı. Sergi bölgesi. Özellikle sergiler veya fuarlar için ayrılmış toprak parçası.

Groundsel : Yapının topuğundaki koruyucu işler. Taban ağacı. Kanarya otu.

Groundsman : Saha görevlisi. Oyun alanlarına ya da büyük bahçelere bakan adam. Saha bakıcısı. Bahçıvan.

Gymnastics grounds : Cimnastik çalışmalarının yapıldığı açık alan. Cimnastik alanı.

Groundswell : Dip dalgası. Anadeniz diplerinde yeğin depremlerle oluşan, dipten deniz yüzüne doğru yayılan dalga. bk. deprem dalgası. Ani artış. Yayılma. Fırtına öncesi veya sonrası oluşan büyük deniz dalgaları. Artma (seçenek veya fikirler). Duygu patlaması veya yoğunlaşması.

Solid grounds : Sağlam zemin. Güçlü temel. Katı zemin. Katı temel. Sağlam temel.

İngilizce Groundsill Türkçe anlamı, Groundsill eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Groundsill ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Senecio : Seneçon. Kanarya otu.

Underlays : Kaba döşeme. Altına koyulan şey. Altına yerleştirmek. Alttan desteklemek. Altına koymak. Koruyucu zar. Alta serilen şey. Altlık. [#destek Desteklemek].

Bearing plate : Yatak plakası. Rulman yatak pulu. Bağlantı plakası. Mesnet levhası.

Clads : Kaplı. Giyinmiş. Kaplanmış. Korunmuş. Bürünmüş. Sarılmış. Koruyucu bir tabakayla örtmek. Kılıflanmış. Örtülü.

Hit : Sanat ya da tecim yönünden başarı kazanmış film. Savut namlularının ucundaki düğmelerin, karşı yarışmacının sayılan ya da sayılmayan bölgelerine dürtülerek değmesi. Dürtüş. Karşı oyuncuya, iki ayağı yerden kesmeden, gövdenin bütün ağırlığı ile yüklenmek. Yumruk atmak. Sarsmak. İsabet etmek. Rastgelmek. Yaralamak. Koyulmak.

Underlaid : Altında bulunan. Alta serilen şey. Koruyucu zar. Altına koymak. Altından sağlamlaştırılan. Kaba döşeme. Altına yerleştirmek. Desteklemek. Altından güçlendirilen. Altından desteklenen.

Buffer : Perdahlayıcı. Tampon bellek. Tampon. Diretken. Geçici bellek. Önleç. Bafır. Yedek zaman aralığı. Sindirim kanalı asitliğinin değişmesini engellemeye yardım eden ve çiftlik hayvanları rasyonlarında kullanılan kalsiyum karbonat, sodyum bikarbonat, bentonit gibi maddeler. zayıf bir asit ve bu asidin kuvvetli baz olan tuzundan veya zayıf bir baz ve bu bazın kuvvetli bir asitle olan tuzundan oluşan az miktarda asit veya baz eklendiğinde ph değişmesine direnç gösteren özel ph değerine sahip bir sistem veya çözelti, bafır. cerrahide gaz, pamuk vb. ile yapılan ve bastırılarak kan dindirmeye ve ilaç uygulamasına yarayan yumaklar, tıkaç.

 

Hopper : Doldurma hunisi. Dansçı. Besleme gözü. Çamur ve çöp mavnası. Hoper. Bunker. Tahıl ambarı. Hoplayıp zıplayan kimse. Silo. Sıçrayan şey.

Underlay : Altlık. Destek. Altına koymak. Altına yerleştirmek. Altına koyulan şey. Alta serilen şey. Desteklemek. Koruyucu zar. Kaba döşeme.

Forcing frame : Sera. Camekanlı fidelik.

Groundsill synonyms : senecio vulgaris, genus senecio, ground ball, forcing bed, pillow, pillowing, impost, bolster, excitation winding, chop, cushion, groundsel, imposting, roller, clad, bridging joist, hitting, striking, echinus, grounder, weed, wall plate, chopper, pillowed.

Groundsill zıt anlamlı kelimeler, Groundsill kelime anlamı

Cultivated plant : Yetiştirim bitkisi. Kültür bitkisi. İşlenmiş tarla.