Handful türkçesi Handful nedir

  • Az miktar.
  • Başa çıkılması zor kimse.
  • Avuç.
  • Ele avuca sığmayan tip.
  • Avuç dolusu.
  • Ele avuca sığmaz.

Handful ile ilgili cümleler

English: Ali bent down and picked up a handful of sand.
Turkish: Ali eğildi ve bir avuç dolusu kum aldı.

English: Ali reached into his pocket and pulled out a handful of coins.
Turkish: Ali cebine uzandı ve bir avuç dolusu bozuk para çıkardı.

English: My grandmother pulled out a handful of green beans, poured them into an ancient pan, toasted them patiently, ground them in a wooden hand mill with a copper handle, carefully squeezed the result into an old-fashioned Hungarian espresso maker, put it on a tray, and two hours later, it was coffee.
Turkish: Anneannem bir avuç yeşil fasulyeyi çıkardı. Onları eski bir tavanın içine döktü. Sabırla onları kızarttı, bakır kulplu bir ahşap el değirmeninde öğüttü, sonucu eski moda bir Macar espresso makinesi içine sıktı, onu bir tepsiye koydu ve iki saat sonra, o kahveydi.

English: Ali ate a handful of raisins.
Turkish: Ali bir avuç dolusu kuru üzüm yedi.

English: Ali took a handful of popcorn from the bowl.
Turkish: Ali kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.

Handful ingilizcede ne demek, Handful nerede nasıl kullanılır?

Handful of people : Bir avuç insan. Birkaç kişi. Az sayıda insan.

 

Take a handful of : Apazlamak. Avuçlamak.

A handful : Bir avuç. Tutam.

Handfuls : Başa çıkılması zor kimse. Avuç. Avuç dolusu. Ele avuca sığmayan tip.

Handfast : Pinti. (evlilik töreninde) ellerini birleştirerek birbirlerine beraberlik sözü vermek. Cimri. Eli sıkı.

Hand and foot : Elini ayağını oynatamayacak şekilde. El pençe divan.

Handfasts : (evlilik töreninde) ellerini birleştirerek birbirlerine beraberlik sözü vermek. Cimri.

Hand around : Elden ele geçirmek.

Hand and glove : Samimi. Sıkı fıkı. Yakın ilişki içinde birlikte çalışma.

Hand ax : El baltası.

İngilizce Handful Türkçe anlamı, Handful eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Handful ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Greasier : Kaypak. Yağlanmış. Yapışkan. Civa gibi. Yağcı. Yağlı. Gresli. Kaygan. Yıkanmamış.

Uncontrollable : Kontrol edilemez. Kontrol dışı. İdare edilemez. Zaptedilemeyen. Yönetilemeyen. Zapt edilemez. Frenlenemeyen. Dizginlenemez. Önlenemez.

Palm : Avcuyla dokunmak. Avuç içi. Hurma dalı. Kazıklamak. Avcunda saklamak. Avuç içinde saklamak. Palmiye. El ayası. Palmiyegiller (arecaceae) familyasından, 10-15 m boyunda, yuvarlağımsı ve parçalı yapraklı, yaprak tabanları kalıcı, çiçekleri ikili ya da dörtlü gruplar halinde, meyveleri kalp şeklinde, ana vatanı çin ve japonya olan, akdeniz ve ege bölgesi sahillerinde park ve caddelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir tür ağaç. kendir palmiyesi.

Fistful : Avuç dolusu şey.

Impracticable : Kullanışsız. Elverişsiz. Uygulanamaz. İcra olunamaz. Yapılamaz. Geçilmez. Çetin (yol). Pratik olmayan.

 

Driblet : Çok az miktar. Damla. Nebze. Bir parça. Parça. Küçük bir miktar.

Greasiest : (birine yapılan) yanlış veya yamuk. Yapışkan. Kaypak. Yağlanmış. Gresli. Kaygan. Yağcı. Yıkanmamış. Yağlı. Civa gibi.

Dribblet : Küçük parça. Nebze. Damla. Parça.

Fistfuls : Avuç dolusu şey.

Fewness : Azlık. Bir mal veya hizmetin alıcı ve satıcılarının göreceli olarak az sayıda bulunması.

Handful synonyms : small indefinite amount, small indefinite quantity, thenar, greasy, the palm of the hand, palm of the hand, smattering, hand over fist, littler, quicksilver, handfuls, mickle, madcap, inch, modicums, handsful, containerful, little, quicksilvering, undisciplined, elfin, out of control, dribblets, inched, obstreperous, modicum, drams, palmed, madcaps, few, intractable, out of hand, driblets.

Handful ingilizce tanımı, definition of Handful

Handful kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As much as the hand will grasp or contain.