Hastane nedir, Hastane ne demek

Hastane; kökeni farsça dilinden gelmektedir.

"Hastane" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Babam hastaneye gidip başhekimle görüştü." - A. Kutlu

Hastane anlamı, tanımı:

Hastaneye kaldırmak : Tedavi amacıyla hastaneye götürmek.

Hastane enfeksiyonu : Hastanedeyken vücuda geçen mikroorganizmaların yol açtığı, genellikle hastanede yatılan süre içinde bazen de taburcu olduktan sonra ortaya çıkan enfeksiyon.

Hastane gemisi : Savaş, afet vb. durumlarda hasta bakımı için ayrılan özel donanımlı gemi.

Askeri hastane : Bütün askerlerin ve aile bireylerinin tedavi edildiği sağlık kuruluşu.

Seyyar hastane : Harekâtta veya acil durumlarda kullanılmak üzere yapılan, gezgin hastane. İlk yardım çantası niteliğinde sağlık malzemesinin bulunduğu dolap veya çanta.

Akıl hastanesi : Akıl hastalarının tedavi edildiği hastane.

Asker hastanesi : Sadece er ve eratın tedavi gördüğü sağlık kuruluşu.

İlk yardım hastanesi : Aniden rahatsızlananlar veya kazada yaralananlara ilk tıbbi müdahalenin yapılabileceği nitelikte donatılan hastane.

Hasta : Aşırı düşkün, tutkun. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan. Parasız, züğürt. Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız.

 

Ayak : Halk edebiyatında uyak. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Bacak. Basamak. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Vücudun belden aşağı bölümü. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Futun küpü alınarak hesaplanan değer.

Tedavi : Çeşitli yöntemlerle hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma, terapi. Aksayan bir şeyi düzeltme, iyileştirme.

Bakım : Bakma işi. Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek. Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi.

Hizmet : Bakım, özen, ihtimam. Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma. Görev, iş.

Hekim : İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip.

Hemşire : Doktor tarafından acil durumlar dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygulamak, hastanın bakımını düzenlemek, denetlemek ve değerlendirmekle görevli ve yetkili sağlık çalışanı, şvester. (hemşi:re) Kız kardeş, bacı.

 

Diğer : Başka, özge, öteki, öbür.

Darüşşifa : Sağlık yurdu.

Hastanelik : Hastaneye kaldırılacak durumda olan.

Hastanelik etmek : birini aşırı derecede dövmek.

Hastanelik olmak : hastanede tedavi görmeyi gerektirecek kadar hastalanmak. İlgili cümle: "“Şu son turnuvada dört futbolcu hastanelik olmuş.”" H. Taner. çok dayak yemek. İlgili cümle: "Çıkan kavgada beş kişi hastanelik oldu"

Hastaneye kaldırmak : tedavi amacıyla hastaneye götürmek.

Hastane ile ilgili Cümleler

  • Hastane buraya yakın.
  • Ben hastaneye geri gideceğim.
  • Kazaya karışan erkeklerden üçü hastaneye kaldırıldı.
  • O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
  • Hastane kalabalık değil.
  • Hastane nerede?
  • Hastane geçen ay açıldı.
  • Bu öğleden sonra Tom'u hastanede ziyaret etmeyi düşündüm.
  • Hastane geçen ay harika bir açılış yaptı.
  • Hastane inşaatı bitmek üzere.
  • Hastane kalabalık.
  • Ali Mary'nin çalıştığı aynı hastanede çalışmak istiyor.
  • Ali hastaneye kaldırıldı.
  • Dün kedimi hayvan hastanesine götürdüm

Diğer dillerde Hastane anlamı nedir?

İngilizce'de Hastane ne demek? : n. hospital, infirmary

Fransızca'da Hastane : hôpital [le]

Almanca'da Hastane : n. Hospital, Klinik, Krankenhaus, Spital

Rusça'da Hastane : n. больница (F), госпиталь (M)

adj. больничный