Hatchers türkçesi Hatchers nedir

Hatchers ingilizcede ne demek, Hatchers nerede nasıl kullanılır?

Thatchers : Çatıları saman veya kamışla kaplayan kimse. Arizona eyaletinde şehir. Saz çatı yapan.

Hatcher : Kuluçka makinesi. Tasarlama. Kuluçkaya yatan tavuk. Anaç tavuk. Kurma. Düzenleme.

Hatcheries : Üretme çiftliği. Kuluçka hanı. Kuluçka yeri. Balık üretme çiftliği. Balık üretme istasyonu. Balık üretme yeri. Haçeri.

Hatchery : Yavru üretim ünitesi. Balık üretme yeri. Balık üretme çiftliği. Kuluçka yeri. Haçeri. Üretme çiftliği. Damızlık su ürünlerinden yumurta ve yavru elde etmek amacıyla kurulan, sağım, kuluçkalama ve yavru büyütme bölümlerinden oluşan kapalı veya yarı kapalı üretim yeri, yavru üretim ünitesi. Balık üretme istasyonu. Kuluçka hanı. Kuluçkahane.

Hatchery tray : Kuluçka tepsisi. Balık yumurtalarının kuluçkaya alındığı dikdörtgen biçiminde, içinden bolca su geçirilen, kasa tabanının biraz üstünde süzgeçli ara tabanı olan yapay kasa.

Hatchel : Üzmek. Keten taramak. Keten tarağı. Rahatsız etmek. Kendir tarağı. Sıkmak.

Thatcherism : Margaret thatcher'ın (ingiliz başbakan) politikaları. İngiltere'de margaret thatcher yönetiminde 1980'li yıllarda uygulanan liberal görüşlere dayalı politika. Thatcherizm.

 

Hatched : Yumurtadan çıkmak. İnce ince çizmek. Kuluçkaya yatırmak. Gizlice hazırlamak. Tarama yapmak. Çıkmak. İş çevirmek. Civciv çıkarmak. Olmak. Büyümek.

Hatchelled : Keten taramak. Rahatsız etmek. Sıkmak. Üzmek.

Hatcheck clerk : Vestiyer görevlisi. Etkinlik veya gösteri esnasında insanların eşyalarını gözetleme görevi olan kişi.

İngilizce Hatchers Türkçe anlamı, Hatchers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Hatchers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Marriage broker : Çöpçatanlık yapan kimse. Evlenme tellallı. Çöpçatan.

Infielder : Orta saha oyuncusu (beyzbol).

Coordination : Tertip. Tanzim. Biyolojik sistemlerde uyumlu bir sonuç elde etmek üzere uygun bir iş birliği halinde çalışma. kan hareketlerindeki düzenleştirme gibi. Uyumlu çalışma. Belirli amaçlar için bütünleşen bilişim dizgeleri ya da çalışma takımları arasında, uyumun sağlanması ve ilişkilerin, en yüksek toplam verimi en kolay biçimde sağlayacak bir düzen içerisinde gelişebilmesi için iş ve eylem birliği gütme. Bilgisayar, bilişim, biyoloji alanlarında kullanılır. Bağlantı. Düzen. Eşgüdüm.

Constitution : Konstitüsyon. Yol yordam. Bünye. Vücudun, insana özgü olan ve başarı yeteneğini saptayan temel yapısı. Bileşim. Oluşturma. Jimnastik, veterinerlik, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Yapı. Tüzük. Oluşum.

Constructions : Yapma. İnşaat. İnşa. İnşa etme. Yapı. Anlam. Yorum. Yapılar. Çizim.

Distribution : Yaygın olma. Dağılma. Dağılım. Dağılış. Yayma. Dağıtım. Bir özdek ya da nesneyi çeşitli evrelere, konumlara durumlara üleştirme. Halkbilimle ilgili ürün ve olayların coğrafyadaki dağılımı, bk. yayılım. krş. koşut gelişim. Bir ekonomide belirli bir dönemde elde edilen toplam gelirin; emek, sermaye, doğa ve girişimciden oluşan üretim faktörlerine, ücret, faiz, kira ve kar biçiminde dağıtılması. Dağıtma.

 

Constitutions : Bünye. Oluşturma. Tüzük. Yapı. Yaradılış. Anayasalar. Karakter. Anayasa. Meydana getirme.

Composition : Yazı. Batkınlılar ile alacaklıları arasında yapılan sözleşme. Beste. Anlaşma. Tahrir. Yapıt yaratma. Batkı sözleşmesi. Bir kimyasal bileşiği oluşturan öğelerin ya da daha yalın bileşiklerin nicel değeri. Eserdeki düzeltme.

Coordinations : Tanzim. Tutarlılık. Tertip. Eşgüdüm. Eş güdüm. Bağlantı. Düzen. İnsicam. Koordinasyon.

Hatchers synonyms : egg incubator, brooder, deliberation, incubators, collocations, construction, coordinating, establishing, backstop, erection, incubator, erections, intermediator, contemplating, collocation, hammering out, establishments, contrivances, establishment, erecting, intercessor, intermediary, matchmaker, excogitation, designing, hatching, brooders, designedness, formatting, hatcher, incubation, go between, arrangement.