Jellying türkçesi Jellying nedir

Jellying ingilizcede ne demek, Jellying nerede nasıl kullanılır?

Jelly fish : Knidlilerin (özellikle scyphozoa) eşeyli üreyen dölü. Sölenterlerden knidliler (cnidaria) filumunun, gerçek medüzler (scyphozoa) sınıfından, saydam bir yapısı olan, sürüler halinde avrupa ve türkiye denizlerinde yaşayan bir tür. Deniz anası. Uzayan uzun dokunaçlarında ısıran hücreleri ve yumuşak jelatin gibi yapısı olan deniz organizması. Medüz. Denizanası.

Jelly fishes : Denizanası. Uzayan uzun dokunaçlarında ısıran hücreleri ve yumuşak jelatin gibi yapısı olan deniz organizması.

Jelly like : Jölemsi. Pelte gibi. Jöle gibi.

Jelly roll : Jöle ile doldurulmuş ve uzun şekil verilerek sarılmış ince pandispanya keki katı. Jöleli rulo.

Apple jelly : Elma jölesi.

Descaling jelly : Tufal giderici macun.

Asphalt jelly : Asfalt jeli.

Become jelly : Pelteleşmek.

Cardiac jelly : Embriyonel dönemde kalpte endotel hücreleri ve kalp kası arasında şekillenen, daha sonraları endokardiyumun bağ dokusunu oluşturan jelatin veya pelte benzeri madde. Kalp jölesi.

Apricot jelly : Kayısı jölesi.

İngilizce Jellying Türkçe anlamı, Jellying eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Jellying ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Dumping : Rakiplerini piyasadan kaçırmak veya yok ederek piyasayı ele geçirmek ya da aşırı stokları eritmek amacıyla bir malın dış piyasa fiyatının iç piyasa fiyatından daha düşük tutulması. Yurtdışına çok düşük fiyata satma. Ucuzluk. Çöp yığını. Tenzilat. Fiyat indirme. Damping. Düşürüm. Boşaltma. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.

Jell : Şekil almak. Biçimlenmek. Katılaşmak. Pelte. Pelteleştirmek. Anlaşılır olmak. Jöle yapmak. Peltekleşmek.

Jellifying : Jöleleştirme. Pelte haline sokma.

Hawking : Gezici olarak açıkta yapılan kayıt dışı satış. Gezginci esnaflık. Boşboşculuk. Önde gelen ingiliz fizikçi (kuantum fiziği, kara delikler ve büyük patlama teorisi hakkındaki fikirleri ile ünlü olan). Seyyar satıcılık. Stephen hawking (1942 doğumlu). Ayak satıcılığı. Soyadı. İşportacılık. İşporta.

Retail : Perakende satış. Perakende satış yapmak. Bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Perakende satış yapma. Tekrar anlatmak. Perakende satılmak. Malların teker teker veya küçük parça ya da bölümler halinde doğrudan tüketiciye satılmasına dayanan satış biçimi. krş. toptan satış. Perakende satmak. Yaymak (söylenti). Ayrıntılarıyla anlatmak.

Gelatinization : Jelatinleşme. Katılaştırma (ayrıca gelatinisation). Pıhtılaşma. Jelatinizasyon. Tane yemlerin yapısında bulunan nişasta granüllerinin sulu ortamda ısı veya kimyasallar etkisi altında dönüşümsüz olarak şişmesi. Jelatinleştirme. Jelatine dönüşme.

Vending : İşporta. Gezici olarak açıkta yapılan kayıt dışı satış. Bir otelde veya motelde otomatik satış makinelerinin bulunduğu alan.

 

Gelatination : Jelatine dönüşme. Jelatinizasyon. Jelatine dönüştürme işlemi.

Jelling : Biçimlenmek. Jöle yapmak. Jöle yapma. Pelteleştirmek. Şekil almak.

Bootlegging : Korsan satış yapan. Ülkeye yasadışı yollarla içki sokma. Korsan satış yapma. İçki kaçakçılığı. Kanunsuz olarak içki satma. Yasa dışı satış yapma.

Jellying synonyms : telecommerce, teleselling, informatory, private treaty, capitalisation, commercialism, jellifies, informative, gelatification, jelled, retailing, dutch auction, revealing, become jelly, jellify, jellies, peddling, telemarketing, commerce, mercantilism, gelatinisation, jelly, jellification, jells, vendition, telltale, marketing, gelation, syndication, capitalization, wholesale, sale, merchandising.

Jellying zıt anlamlı kelimeler, Jellying kelime anlamı

Wholesale : Büyük çapta olan. Toptan olarak. Toplu. Büyük çapta. Toptancılık. Toptan satış. Toptan alım satım. Toptan. Toptancı (tüccar). Geniş çapta.

Retail : Perakende satış yapma. Perakende. Ayrıntılı anlatmak. Ayrıntılarıyla anlatmak. Malların teker teker veya küçük parça ya da bölümler halinde doğrudan tüketiciye satılmasına dayanan satış biçimi. krş. toptan satış. Tekrar anlatmak. Perakende satılmak. Perakende satış yapmak. Yaymak (söylenti). Perakende satmak.

Uninformative : Bilgi sağlamayan. Aydınlatıcı olmayan. Bilgilendirmeyen. Bilgi içermeyen. Bilgi vermeyen. Bilgilendirici olmayan.