Kesici nedir, Kesici ne demek

"Kesici" ile ilgili cümleler

  • "Yol kesici."

Yerel Türkçe anlamı:

Birisinin arkasından kötü konuşan, kötüleyen kimse.

Kurban kesen

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Yeğinliği güvenlik sınırını aşacak ölçüde yükselince çevrimdeki akımı kesen akımmıknatıssal ya da ısıl aygıt.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Filmin kurgusuna hazırlık olarak kesim işini yapan, kaba kurguyu hazırlayan kimse. Kurgucunun yardımcısı.

Bilimsel terim anlamı:

Metal tel, şerit, çubuk, kütük ve benzeri parçaları, istenilen büyüklükte kesmek için kullanılan keskin kenarlı araç.

Dağıtım dingili yardımı ile birincil ateşleme çevrimini keserek, ateşleme sargısında çekimsel alanın birden değişmesine neden olan çevirgeç.

otomobil: Ateşliklerde kıvılcım oluşturmak için elektriğin kesilmesini sağlayan düzen.

İngilizce'de Kesici ne demek? Kesici ingilizcesi nedir?:

cutout, cutter, contact breaker, interruptor, editor, (abd) cutter, assistant editor (film editor), joiner, splicing girl, negative cutter, neg cutter (a.), circuit closer, closer

Fransızca'da Kesici ne demek?:

 

incisif

Osmanlıca Kesici ne demek? Kesici Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kaatı'

Kesici hakkında bilgiler

Kesici, devre kesicisi veya şalter, bir elektrik devresini, aşırı akım veya kısa devreden koruyan ve otomatik olarak devreye giren bir anahtardır. Asıl işlevi, devrenin sürekliliğini bozan bir arıza durumu algılamak ve derhal elektrik akımını kesmektir. Sigortanın aksine kesici, işlem yaptıktan sonra normal çalışma durumuna (manüel veya otomatik olarak) geçebilir. Kesiciler çok çeşitli boyutlarda yapılır. Bunlar evsel cihazları korumak için kullanılabildiği gibi, yüksek gerilimli şalt sahalarında da kullanılır.

Tüm kesiciler çalışması bakımından ortak özelliklere sahiptir. Bunların çeşitliliği, anma gerilimleri, anma akımları, kesici türlerine göre değişir.

Kesici, bir arıza durumu algılayabilmelidir. Alçak gerilim kesicilerinde (otomatik sigortalarda) bunun için, kontaklar açılır ve akım kesilir.

Büyük akımlı veya yüksek gerilimli kesicilerde, bir arıza akımı algılamak ve trip kesme mekanizmasını çalıştırmak için genellikle bir röle bulunur. Mandalı (Kilidi) serbest bırakan trip bobini genellikle ayrı bir güç kaynağından (örneğin bir aküden) beslenirken, yüksek gerilim kesicilerinde akım trafosu, koruma röleleri ve iç kontrol güç kaynağı bulunur.

Kesici ile ilgili Cümleler

  • Ali ağrı kesici alıyor.
  • Ağrı şiddetliyse ağrı kesici kullanılabilir.
  • Ali alkol ve ağrı kesicileri kötüye kullandı.
  • Bu diş bir kesici diş.
  • Ağrı kesiciye ihtiyacım var.
  • Ali hiç ağrı kesici istemediğini söylüyor.
  • Metadon bir ağrı kesici olarak yaygın bir biçimde reçete edilir.
 

Kesici anlamı, tanımı:

Kesme : Kesin, değişmez, maktu. Kesmek işi. Lokum. Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia). İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum. Kesme işareti.

Kesici diş : Alt ve üst çenenin ön tarafında bulunan, yiyecekleri kesmeye yarayan, yassı, keskin ön dişlerden her biri.

Kesici kılıç : Eskrimde kullanılan bir kılıç türü.

Ağrı kesici : Ağrı duyusunu ortadan kaldıran, dindiren (ilaç vb.), analjezik. Ağrı duyusunu ortadan kaldıran, dindiren ilaç, madde vb.

Devre kesici : Devrenin aşırı yüklenmesi durumunda akımı kesen araç.

Nefes kesici : Çok güzel. Heyecanlı, coşkulu.

Soluk kesici : Çok heyecan veya korku veren.

Yankesici : Bir kimsenin cebinden, çantasından ustalıkla, hissettirmeden bir şeyler çalan kimse, cep faresi, tırtıkçı.

Kesicilik : Kesicinin yaptığı iş. Kesici olma durumu.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Kasaplık : Kan dökücülük, hunharlık. Kesilmek üzere kesimevine gönderilen (hayvan). Kasap olma durumu, etçilik. Kasabın yaptığı iş, etçilik.

Hayvan : Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık.

Kesen : Kesme işini yapan. Bir şekli özellikle bir üçgenin kenarlarını kesen doğru.

Araç : Taşıt. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta. Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne.

Futbol : Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu.

Savunma : Saldırıya karşı koyma, müdafaa. Bir kişiyi, bir düşünceyi doğru, haklı göstermeyi amaçlayan yazı veya konuşma, savunu, müdafaaname. Bir takımın, kalesini korumak için gösterdiği çaba, defans.

Elektrik : Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi. Çarpıcılık, cazibe, canlılık. Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu.

Kesici ağız : Bir aracın kesmeye yarayan kenarı.

Kesici aralığı : Kesici uçlar arasındaki enbüyük anma uzaklğı.

Kesici biyopsi iğnesi : Dışı düz kanül, iç yüzü çentikli bir pimden oluşan, biyopsi örneği dokudan kesildikten sonra, çıkarılırken kapanabilen, tek kullanımlık biyopsi iğnesi, Tru-kat biyopsi iğnesi. Lenf yumrusu, karaciğer ve böbrek gibi perkutan biyopsilerde yaygın olarak kullanılır.

Kesici buruncuğu : Dağıtım dingili üzerinde, ateşleme sırasında kesici uçlarını ayıran buruncuk.

Kesici çevrim : İmlemlerin artı ya da eksi tepelerinin belli bir değeri aşmasını önleyen çevrim.

Kesici dişler : (biyoloji) Alınan besinleri kesmeye yarayan ön dişler. Geviş getirenlerde üst çene kesici dişleri bulunmaz, dentes insisivi.

Kesici endonükleaz : Çift iplikli DNA’daki kısa nükleotit dizilimlerini özgün olarak tanıyıp genellikle tanıma bölgesi içerisinde veya bazen bu bölge dışında nükleotitleri kesen enzimler.

Kesici kılıççı : Kesici kılıçla yarışan kılıçoyuncusu.

Kesici pens : Şirurjikal iğneleri ve alüminyum telleri kesmede kullanılan aygıt.

Kesici ucu : Kesici kollarının ucunda bulunan, elektriksel aşınmaya dirençli, platin ya da tungstenden yapılmış, değme uçlarından her biri.

Diğer dillerde Kesici anlamı nedir?

İngilizce'de Kesici ne demek? : adj. cutting, sharp, incisive, nipping

n. cutter, nipper

Fransızca'da Kesici : coupant/e, incisif/ive

Almanca'da Kesici : n. Abschneider

Rusça'da Kesici : n. закройщик (M), прерыватель (M)

adj. режущий, кроящий