Least less developed countries türkçesi Least less developed countries nedir

  • Gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler sınıflandırmasının dışında kalan, kişi başına düşen gelirin çok düşük ve büyümenin önünde engellerin olduğu, insan kaynaklarının gelişme düzeyinin çok düşük ve/veya çok ciddi yapısal zayıflıkların bulunduğu ülkeler. krş. dördüncü dünya ülkeleri.
  • Enaz gelişmiş ülkeler.
  • İktisat alanında kullanılır.

Least less developed countries ingilizcede ne demek, Least less developed countries nerede nasıl kullanılır?

Least : En az miktar. En düşük. Adl.en küçük sayı. En küçük sayı. Asgari. En küçük. En önemsiz kimse. En az derece. En küçük miktar. Be.en az.

Less : Daha az şey. Eksik. Daha az. Çıkarılmak üzere. Eksi. Daha küçük. Aşağı. Az. Daha az sayıda. Eksik miktar.

Developed : Bayındır. Gelişmiş. Abadan. Bayındırlaşmak. Geliştirilmiş. Mütekamil.

Countries : Memleket. Köy. Toprak. Arazi. Diyar. Sayfiye. Ülke. Taşra. Ülkeler.

Least developed countries : Az gelişmiş ülkeler. En az gelişmiş ülkeler. Enaz gelişmiş ülkeler. Gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler sınıflandırmasının dışında kalan, kişi başına düşen gelirin çok düşük ve büyümenin önünde engellerin olduğu, insan kaynaklarının gelişme düzeyinin çok düşük ve/veya çok ciddi yapısal zayıflıkların bulunduğu ülkeler. krş. dördüncü dünya ülkeleri.

 

Under developed countries : Gelişmiş ve başarılı ülkelerden yardım ve destek ihtiyacı içerisindeki ülkeler. Gelişmemiş ülkeler.

İngilizce Least less developed countries Türkçe anlamı, Least less developed countries eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Least less developed countries ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

A change in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

 

Ability to pay principle : Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi. Ödeme gücü ilkesi.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Lldcs : Denize çıkışı olmayan ülkeler. Denize çıkışının olmadığı ya da sınırlı olduğu için dünya ticaret yollarından uzakta bulunan ve yüksek taşıma maliyetleri yüzünden sosyo-iktisadi kalkınmalarını gerçekleştiremeyen ülkeler.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

Least developed countries : En az gelişmiş ülkeler. Az gelişmiş ülkeler.

Least less developed countries synonyms : ldcs, a change in individual demand, a shift in supply, abnormal budget receipts, a pass through certificate, abnormal budget expenditures, a change in demand, a shift in individual demand, abnormal budget, abolition of forced labour convention.