Level of living türkçesi Level of living nedir

  • Sosyoloji alanında kullanılır.
  • Yaşam düzeyi.
  • Yaşama düzeyi.
  • Hayat seviyesi.
  • Hayat düzeyi.
  • Belli bir toplumda ya da toplumsal kümede ulaşılmış bulunan tüketim düzeyi.

Level of living ingilizcede ne demek, Level of living nerede nasıl kullanılır?

Level : Düzey. Yerle bir etmek. Kademe. Amaç olarak seçmek. Sıradüzensel bir düzenlemede, bir öğenin astlık derecesi. Eşit düzeye getirmek. Düz. Bir nesnenin bir başkasına göre kimi niceliklerinde ya da konumunda gösterdiği ayrılık derecesi. Mantıklı. Aynı seviyede.

Of : -li. -nin. -den övünerek bahsetmek. In. Den. Li. İle ilgili. -nın. -dan. -in.

Living : Yaşantı. Güncel. Geçinmek. Kullanılan. Geçinme. Geçim. Hayat. Yaşama. Canlı.

Level of analysis : Analiz düzeyi. Analiz seviyesi.

Level of aspiration : Bir kimsenin ya da bir kümenin, belli bir etkinlik sonunda elde etmeyi düşündüğü başarıya ilişkin umu (emel) ya da isteğinin derecesi. İstek düzeyi. Umu düzeyi.

Level of heading : Başlık düzeyi.

Level off : Düzeltmek. Saldırmak. Hedef almak. Yatay duruma getirmek. Düz uçuşa geçmek. Yatay hale gelmek.

Level of welfare : Refah düzeyi.

Base level of erosion : Bir akarsuyun, aşındırma ile erişebileceği en alçak sınır. Taban düzeyi. Erozyon taban seviyesi.

Level of intensity : Bir duygunun, bir düşüncenin, bir kanının, bir tutumun benimsenme ya da benimsenmeme düzeyi. Yoğunluk düzeyi.

 

İngilizce Level of living Türkçe anlamı, Level of living eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Level of living ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abilities : Kabiliyet. Güç. Yeterlik. Yetenek. İktidar. Yetenekler. Geniş anlamında, bireyin, davranışlarını düzenleyen, etkinliklerini koşullandıran ve dirimbilimsel-toplumsal olarak belirlenen özellikleri. dar anlamında, bireyi belli bir uğraşsal etkinliğe uygun kılan bir dizi ruhsal özellikleri. Beceri.

Adaptive behavior : Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış. Uyumcu davranış. Uyumlayıcı davranış. Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması. Adaptif davranış. Uyarlamacı davranış.

All round development of individual : Bireyde tinsel niteliklerin, aktöresel arılığın ve fiziksel yetkinliğin uyumlu gelişimi. Tümsel gelişim.

Adjustment in marriage : Evlilikte uyum. Eşlerden her birinin öbürü ile birlikte uyumlu bir aile yaşamı oluşturup sürdürme yeterliği.

Age group : Yaş grubu. Yaş öbeği. Üyeleri yaş ölçüsüne göre belirlenen toplumsal küme. Yaş kümesi. Belli bir çoğanın yaşlara göre dağılımını göstermek ve sıklıkları değer aralıkları içinde dile getirmek üzere kullanılan alt-üst yaş sının belli aralık.

Subsistence level : En düşük geçim düzeyi. Kefaf sınırı. Asgari ücret. Geçim düzeyi. Asgari geçim düzeyi. Asgari hayat standardı. Asgari geçim seviyesi.

 

Alienation : Aralarını açma. Soğutma. Aliyenasyon. Yabancı emek. Yabancılaşma. Ötekileştirme. Devretme. Dengesizlik. Bireyin çevre koşullarına aykırı düşmesi ya da kendisini başkasının gözüyle görmesi. Uzaklaşma.

Standard of living : İktisat, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Yaşama standardı. Kişinin yaşayabilmesi için zorunlu olan ekonomik özdeklerin taban düzeyi. Belli bir toplumda ya da toplumsal kümede ulaşılmak istenen tüketim düzeyi. Hayat standardı. Yaşam kalitesi. Yaşama ölçünü. Taban yaşama düzeyi. Konut, gıda, sağlık, eğitim, giyim, ulaştırma ve işlendirilme olanakları gibi ölçütlere dayanılarak belirlenen ve genellikle kişi başına gelirle ölçülen gönenç düzeyi.

Agression : Saldırı. Kişilerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların, başka kişi, küme ya da toplumların doğal varlıklarını, eylemlerini ya da iyelikleri altındaki şeyleri, kendilerine çıkar sağlamak, onlara da zarar ya da acı vermek ve belli davranışlardan caydırmak amaçlarıyla denetim altına almaya girişmeleri.

Aesthetical ideal : Güzelduyusal ülkü. Belli bir kümenin, bir halkın kendine özgü sanatsal tasarımlarında yansıyan ve bireyin fiziksel, tinsel yeteneklerinin belli somut tarihsel koşullar altında gerçekleşebilecek özgür, tam ve her yönde uyumlu gelişmesine ilişkin olan ülkü.

Level of living synonyms : aesthetic, acculturation, affection, acclimatation, age grade, agnation, age distribution, achievement motive.