Made a fuss türkçesi Made a fuss nedir
- Yaygara koparmak.
- Sorun çıkarmak.
- Mesele çıkarmak.
- Karışıklık çıkarmak.
Made a fuss ile ilgili cümleler
English: She made a fuss about her benefits.
Turkish: Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
Made a fuss ingilizcede ne demek, Made a fuss nerede nasıl kullanılır?
Made : -den. Yapmak (make) eyleminin ikinci hali. Mamul. Garantili. Yapılmış. Yapma. Üretilmiş. Tamamen uygun. Tam uyan. Yapılı.
A : (herhangi) bir. Amperin simgesi. Miktar belirtir. Herhangi bir. Argonun simgesi. En iyi kaliteyi simgeleyen harf. Belirli bir tür veya nitelikteki. En yüksek not. Pek iyi. La (müzik terimi).
Fuss : Telaş. Telaşlandırmak. Velvele. Üzerine titremek. Yaygara koparmak. Özen göstermek. Ortalığı velveleye vermek. Titizlenmek. İnce eleyip sık dokumak. Yaygara.
Made a claim to : Sahip çıkmak.
Made a copy of : Kopyalamak.
Made a fresh start : Yeni bir başlangıç yapmak. Yeniden başlamak.
Made a detour : Dolambaçlı yoldan gitmek.
Made a face : Surat etmek.
Made a living : Geçimini sağlayabilme. Hayatını kazanma.
Made a faux pas : Gaf yapmak. Pot kırmak. Çam devirmek.
İngilizce Made a fuss Türkçe anlamı, Made a fuss eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Made a fuss ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Kick up the dust : Yüksek sesle karşı çıkmak. Tozu dumana katmak.
Clamours : Çığlık. Yaygara. Haykırmak. Gürültü etmek. Velvele. Patırtı. Feryat. Bağırıp çağırmak. Feryat etmek.
Rioted : Kargaşaya yol açmak. Azmak. Başkaldırmak. Azıtmak. Mest olmak. Ayaklanmak. Kargaşa çıkarmak. İsyan. İsyan etmek.
Clamour : Gürültü. Feryat. Gürültü etmek. Feryat etmek. Çığlık. Patırtı. Haykırmak. Yaygara. Velvele.
Clamored : Feryat. Haykırma. Yaygara. Feryat etmek. Gürültü. Bağırıp çağırmak. Gürültü etmek. Çığlık. Haykırmak.
Make the feathers fly : Olay çıkarmak. Büyük kavgaya neden olmak. Ortalığı birbirine katmak. Karışıklığa neden olmak. Kıyametin kopmasına neden olmak.
Clamouring : Haykırmak. Çığlık. Feryat. Yaygara. Bağırıp çağırmak. Patırtı. Velvele. Gürültü etmek. Feryat etmek.
Stir up trouble : Problem yaratmak. Problem çıkarmak. Ortalığı karıştırmak. Fesat karıştırmak. Olay çıkarmak.
Clamoured : Bağırıp çağırmak. Haykırmak. Feryat etmek. Yaygara. Çığlık. Velvele. Patırtı. Feryat. Gürültü etmek.
Make trouble : Yokuş yapmak. Ortalığı karıştırmak. İşi yokuşa sürmek. Bela çıkarmak. Yolu yokuşa sürmek. Parmak atmak.
Made a fuss synonyms : create a disturbance, raise an issue, kick up a fuss, cause a disturbance, agitate, clamoring, clamors, make a fuss of, fussing, raised hell, make waves, rock the boat, make a fuss, play up, riot, pie, raise hell, pieing, cause a bedlam, sow discord, raise cain, clamor, make the fur fly, fusses, cause trouble, kick up, fuss, make an uproar, faff, kick up a row, act up.
Bu kısımda Made a fuss kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Made a fuss ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Made a fuss anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Made a fuss ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.