Marginalises türkçesi Marginalises nedir

  • Ötekileştirmek.
  • Yalnız bırakmak.
  • Ayırmak.
  • Önem derecesini düşürmek.
  • Tecrit etmek.

Marginalises ingilizcede ne demek, Marginalises nerede nasıl kullanılır?

Marginalise : Ötekileştirmek. Tecrit etmek. Ayırmak. Yalnız bırakmak. Önem derecesini düşürmek.

Marginalised : Önem derecesi düşürülmüş.

Marginalisation : Ötekileştirme. Marjinalleşme.

Marginalising : Tecrit etmek. Yalnız bırakmak. Önem derecesini düşürmek. Ötekileştirmek. Ayırmak.

Marginalism : Bir malın değerini emek değer kuramı yerine malların piyasadaki göreli kıtlık derecesine göre açıklayan ve dolayısıyla istem-sunum dengesince belirlenen fiyat ile değer arasında özdeşlik kuran iktisadi çözümleme yöntemi. iktisada marjinal maliyet, marjinal verimlilik ve marjinal fayda kavramlarını katarak mal ve faktör piyasalarında bireylerin fayda, firmaların kar ençoklaştırmasını hedefledikleri ileri sürerek iktisadi davranışları açıklayan düşünce akımı. Marjinalizm.

Marginalization paradox : Marjinalleşme çatışkısı.

Marginalization : Marjinalleştirme. Ötekileştirme. Marjinalleşme.

Marginal buyer : Sınırsal alıcı. Marjinal alıcı. Belirli bir eder düzeyine kadar işlem yapan alıcı. Marjinal müşteri.

Marginal area : Marjinal alan. Uzak bölge. İki ayrı ekin bölgesine bitişik olan ve her ikisinden de kesinlikle etkilenen bölgelere budunbilimde verilen ad. bk. geçiş bölgesi. Kıyı bölge.

 

Marginal balance : Satıştan kalan bakiye. Masrafların düşülmesi sonrası ortaya çıkan bakiye. Verim ile değişken giderler arasındaki fark. Marjinal bakiye. Sınırsal denge.

İngilizce Marginalises Türkçe anlamı, Marginalises eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Marginalises ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Enisled : Adalaştırmak. İzole etmek. Adanın bir parçası yapmak. Bir ada üzerine yerleştirmek. Soyutlamak.

Appropriates : İç etmek. El koymak. Üstüne oturmak. Sahipsiz birşeyi almak. Özelleştirmek. Münasip. Mülk edinmek. Uygun. Kendine maletmek.

Allocate : Dağıtmak. Tahsis etmek. Pay etmek. Yer ayırmak. Tertip etmek. Özgülemek. Bölüştürmek. Yerini tayin etmek.

Appropriated : El koymak. Üstüne oturmak. Ayrılmış. Tahsis olunmuş. Muhassas. İç etmek. Tahsis edilmiş. Kendine maletmek. Tayin olunmuş.

Allot : Hisseye ayırmak. İfraz etmek. Hisselere ayırmak. Pay etmek. Kura ile belirlemek. Bölüştürmek. Tahsis etmek. Paylaştırmak. Tanımak (süre). Vermek (süre).

Ghettoizes : Gettoya yerleştirmek. İzole etmek (ayrıca ghettoise). Gettoya çevirmek. Gettolaştırmak. Gettolara yerleştirmek.

Allotting : Tanımak (süre). Paylaştırmak. Tahsis etmek. İfraz etmek. Hisselere ayırmak. Kura ile belirlemek. Hisseye ayırmak. Pay etmek. Vermek (süre). Bölüştürmek.

Interact : Etkileşmek. Reaksiyon göstermek. Etkileşim içinde olmak. Karşılıklı etkilemek. Birbirini etkilemek. Perde arası.

Ghettoizing : Gettolara yerleştirmek. Gettoya çevirmek. İzole etmek (ayrıca ghettoise). Gettoya yerleştirmek. Gettolaştırmak.

 

Allocated : Ayrıldı. Paylaştırmak. Bölüştürmek. Ayrılmış. Tahsis edilmiş.

Marginalises synonyms : insulate, allots, marginalize, appropriate, abstract, cloister, allocates, allocating, ghettoise, isolate, factionalise, allow, marginalising, ghettoize, leave in the lurch, allocate to, excide, let one be, cloisters, allows, cloistering, marginalise, isolates, leave somebody to oneself, enisle, abstracts, allowing, insulates, insulating, factionalize.