Motion türkçesi Motion nedir
- Hareket ettirmek.
- Devinim.
- Hareket.
- Her türlü değişimi gösteren özdeğin bir varlık biçimi. ötelenme, dönme, titreşim gibi konum değiştirme.
- İşleme.
- Bir nesnenin konumunun zamana bağlı olarak değişimi; olay çatkısına göre incelenir.
- İşaret.
- Fizik, kimya, sinema, televizyon, sosyoloji alanlarında kullanılır.
- Belirli bir düzenin belirli bir güçle işletilmesine dayanan araçlarda, bu düzenin devinime geçmesi.
- Güdü.
- Toplumdaki nesne ve olayların temel özelliğini, varlık biçimini belirleyen toplumsal süreçlerin tümü.
- Önerge.
- Yer değiştirme.
- El ile işaret etmek.
- Kımıltı.
- Çalışma.
- İşaret etmek.
- Nesnenin, tüm ya da kimi noktalarının zamana bağlı olarak yer değiştirmesi olayı.
Motion ile ilgili cümleler
English: I get motion sickness.
Turkish: Beni taşıt tutar.
English: According to Newton's Third Law of Motion "Every action has an equal and opposite reaction."
Turkish: Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır.
English: Ali made a motion that the class should have a party.
Turkish: Ali sınıfta bir parti olması için teklifte bulundu.
English: I'd like some motion sickness medicine for children.
Turkish: Çocuklar için bir araç tutması ilacı istiyorum.
English: By 1845, Le Verrier had become interested in the motion of the planet Uranus. Uranus did not have the orbit scientists expected it to have based on their mathematical calculations.
Turkish: 1845'e kadar Le Verrier Uranüs gezegeninin hareketiyle ilgilendi. Uranüsün bilim adamlarının onların matematiksel hesaplarına dayalı bir yörüngesi yoktu.
Motion ingilizcede ne demek, Motion nerede nasıl kullanılır?
Motion analysis : Hareket çözümlemesi. Çalışan kimsenin vücut ve el hareketlerinin incelenmesi. Vücut hareket analizi. Bir işi yapan kimsenin vücut ve el devinimlerinin incelenmesi.
Motion bar : Hareket kolu.
Motion compensated : Devinim dengelemeli.
Motion detection : Devinim sezimi.
Motion force : Hareket kuvveti.
Motion picture : Sinema filmi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Film. Sinema. Sinema filmini gerçekleştirmekte kullanılan, selüloitten, saydam, esnek, bükülebilir, eni ve biçimi ölçünlere göre belirlenmiş kuşak; sinemanın ham özdeği. bunun, henüz alıcıda kullanılmamış, duyarkatı etkilenmemiş olanı, boş film. aynı kuşağın alıcıda kullanılmış, üzerinde gizli görüntü oluşmuş olanı, dolu film. (genel anlamda) göstericide kullanılmak üzere her şeyi hazır, tamamlanmamış sinema yapıtı. (filmin siyah-beyaz, renkli, dar, geniş, sesli, sessiz, negatif, pozitif, vb. birçok çeşidi vardır; bunlar kendi maddelerinde ayrı ayrı gösterilmiştir). Sinemada gösterilen film.
Motion picture institute : Sinema araştırma, inceleme ve öğretimini amaçlayan yüksek öğretim kurumu. Sinema enstitüsü. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
Motion picture projector : Sinema makinesi. Sinema filmlerini görüntülüğe yansıtarak izlenmesini sağlayan aygıt. (göstericiler, film boylarına göre, 8 mm'den 70 mm'liklere kadar değişir; ancak hepsinin ortak özelliği, alıcının çözümlediği devinimin bireşimini gerçekleştirerek bu devinimi doğal biçimiyle vermektir. bir göstericinin başlıca bölümleri şunlardır: göstericide kullanılacak filmin takıldığı verici makara bölümü ile bu filmin gösterim sırasında sarıldığı alıcı makara; filmin aralı devinimini sağlayan düzenek; filmin bu aralı devinim sırasında önünde durakladığı pencere ve bu duraklama sırasında düzenli aralıklarla ışık kaynağı ile film arasına girerek ışığı açıp kapayan örtücü; filmin, ses bölümünde düzgün devinimini sağlayan düzenek; ses bölümü (okuma bölümü); gösterici ışıtacı (ışık kaynağı); gösterici merceği). Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Projektör. Gösterici.
Motion picture industry : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Film yapımını, dağıtımını, oynatımını gerçekleştiren, buna ek olarak sinema araç ve gereçlerinin üretilmesini sağlayan işleyim kolu. Sinema işleyimi. Sinema endüstrisi.
Motion picture film : Sinema filmi. Boş film. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Alıcıda ya da basım aygıtında kullanılmamış, duyarkatı ışıkla etkilenmemiş film.
İngilizce Motion Türkçe anlamı, Motion eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Motion ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Brownian movement : Brovn hareketi. Brown devinimi. Biyoloji, fizik alanlarında kullanılır. Polen tanecikleri, bakteriler gibi küçük moleküllerin kolloyid bir çözeltide asılı bulunduğu zaman, solüsyonun molekülleri tarafından itilmeleri sebebiyle meydana gelen hareket. Brown hareketi. Küçük moleküllerin kolloyit bir çözeltide asılı bulunduğu zaman, solüsyonun molekülleri tarafından itilmeleri nedeniyle meydana gelen hareket. Bir çözeltide asılı ufak parçacıkların sürekli kaynaşması; bu devinim, özdeciklerin çarpmaları sonucu oluştuğundan özdecik varlığının doğrudan kanıtı sayılır.
Handiwork : El işi. Beceri. Eser. Yapıt. Elişi. İş.
Incentive : Saika. Özendirici şey. Sevk-i ilahi. Dürtü. Özendirme. İsteklendirme. Teşvik etme. Teşvik. Belirli bir iktisadi veya sosyal amaca ulaşabilmek için maddi destek ve hukuki kolaylıklar biçiminde verilen ödül.
Permutation : Değim. Permutasyon. Devşirim. Permütasyon. Değiş tokuş. Sırasını değiştirme. Değişim. Değişme. Bir öbek nesnenin ya da bir dizi niceliğin oluşturdukları düzenlenimdeki öğelerinin birbirlerinin yerlerini alarak yeni düzenlenimler oluşturması, örneğin 1, 2, 3, sayılarının altı değiştirisi vardır.
Deeding : Başarı. Amel. Senetle devretmek. İş. Tapu. Belgit. Edim. Sözleşme. Fiil.
Clew : İpucu. Yün yumağı. Hamak ipi (gemi). Topak. İplik yumağı. Hamak ipi gemi. Sarmak. Anahtar. Yumak yapmak.
Passing : Geçirme. Ölüm. Geçit. Kısa süren. İlerleyen. Cep. Geçme. Geçiş. Ölme. Vefat.
Denote : Göstermek (belirtmek vb). Anlamına gelmek. Delalet etmek. Adı olmak. Belirtmek. Göstermek. Simgelemek. İfade etmek. İşareti olmak.
Cultivation : Toprağı işleme. Kültür. Bitki yetiştirme. Ziraat. Yetiştirme. Yetiştiricilik. Yetişme. Belirli bir amaç için yetiştirmek. Tarım. Geliştirme.
Motion synonyms : facial gesture, sign of the cross, occurrent, crustal movement, previous question, cam stroke, periodic movement, tectonic movement, high five, pedesis, moving ridge, motioned, behaviours, commotion, bend, waving, beckons, filling in for, bearing, periodic motion, augury, motivate, movement, budges, motivations, clue, charactered, passage, deflexion, endeavoring, deed, beckoned, curtsey.
Motion zıt anlamlı kelimeler, Motion kelime anlamı
Closing : Kapatma. Kapama. Kapanma. Kapat. Uç. Yaklaşım. Kapatılıyor. Kapanış. Kapatıyor.
Opening : Açıklık. Ünlülerin oluşmasında iki çene arasındaki açıklık, ünlülerin oluşma koşulları bakımından taşıdıkları açık olma özelliği. ünlüleri açıklık bakımından a, e, o, ö, u, ü, ı, i biçiminde sıralamak mümkündür; a ve e ünlüleri açıklık bakımından ı ve i ünlüleri ile aynı sıraya konamaz. bk. ve krş. genişleme, ünlü genişlemesi. Ünlülerin boğumlanmaları sırasında ağız yolunun ve çene açısının genişlik durumu bakımından taşıdığı özellik a, e, o, ö, ünlüleri ile ı, i, u, ü ünlüleri açıklık dereceleri birbirinden farklı olan ünlülerdir. bk. genişlik derecesi || bir ünlünün boğumlanması sırasında ses yolunun kişilere ve ağızlara göre değişebilen açılma durumu: ayar/ayar, bayan /bayan, yarın / yarın, dünya / dünya, gafil / gafil, marul / marul, sevda / sevda vb. Açıklık derecesi. Ünlülerin boğumlanmaları sırasında ağız yolunun ve çene açısının açıklık bakımından gösterdiği özellik: a ve e ünlülerinin genişlik dereceleri o ve ö, ı ve i ünlülerinden daha fazladır. bir dil sesinin özellikle bir ünlünün boğumlanması sırasında ses yolunun kişilere ve ağızlara göre değişebilen açılma durumu: alfabe/alfābe, ayar/āyar, bayan/bāyan, yarın/yārın, dünya/dünyā, gafil/gāfil, marul/mārul, sevda/sevdā vb. burada ünlülerin kısa veya uzun söylenişlerinde, uzunluktan çok ağız açıklığı söz konusudur. Genişlik derecesi.
Motionlessness : Hareketsizlik.
Motion antonyms : nonmoving, moving.
Motion ingilizce tanımı, definition of Motion
Motion kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Movement. Opposed to rest. As, to motion to one to take a seat. To make a significant movement or gesture, as with the hand. The passing of a body from one place or position to another, whether voluntary or involuntary. As, to motion one to a seat. The act, process, or state of changing place or position. To direct or invite by a motion, as of the hand or head.

Bu kısımda Motion kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Motion ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Motion anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Motion ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.