Broke

Broke nedir English: A big fire broke out after the earthquake. Turkish: Depremden sonra büyük bir yangın patlak verdi. English: A big animal broke out of the zoo. Turkish: Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı. Engli...

Broke in nedir English: Somebody broke in here last night. Turkish: Dün gece biri buraya hırsızlık yapmak için girdi. English: A burglar broke in while he was asleep. Turkish: O uyurken içeri bir hırsız girdi. English: He broke...

Broke the ice nedir : Parasız. İflas etmiş. Yolsuz. Züğürt. Kesik. Beş parasız. Meteliksiz. Eli boş. Beş parasız (argo terim). Çulsuz. The : Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şe...

Broke to the wide nedir : [#Beş parasız. Beş parasız (argo terim). İflas etmiş. Yolsuz. Eli boş. Meteliksiz. [#Cebi delik. Çulsuz. Kesik. To : İle. Kadar. Kala. E doğru. Ya. Ye. İla. Karşı. -e göre. Oranla. : Belirli veya spesifik bir kimse veya ...

Broken account nedir : Çökmüş. Yıkılmış. Bozuk yazı. Kesik. Arızalı. Ezik. Uyulmamış. Bozuk konuşma. Dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması). Tutulmamış. Account : Açıklamak. Hesap görme. Değer. Pusula. Kar. Saymak. Yarar. Se...

Broken bread nedir : Beli bükük. Kolu kanadı kırık. Arızalı. Yarım kalmış. Engebeli. Kesik. İhlal edilmiş. Dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması). Çökmüş. Taşlı. Bread : Tıngır. Mangır. Mangiz. Para. Yiyecek. Rızk. Maişet....

Broken english nedir : Tutulmamış. Engebeli. Kesik. Çökmüş. Taşlı. Dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması). Bozuk konuşma. Çiğnenmiş. Kolu kanadı kırık. Uyulmamış. English : İngiliz halkı. İngiltere. İndiana eyaletinde yerleş...

Broken glass nedir English: Ali picked up the broken glass. Turkish: Ali kırık camları topladı. English: There was broken glass all over the floor. Turkish: Zeminde her yerde kırık cam vardı. English: There was broken glass everywh...

Broken health nedir : Yıkılmış. Kırık. Dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması). Parçalanmış. Engebeli. Bozuk konuşma. Tutulmamış. Kesik. Beli bükük. Çiğnenmiş. Health : Sıhhat. Dirlik. Keyif. Beden sağlığı. Sağlık. Sağlamlık...

Broke down nedir English: Ali broke down and told the police everything. Turkish: Ali çözüldü ve her şeyi polise anlattı. English: Ali broke down and told Mary the truth. Turkish: Ali baskıya dayanamadı ve Mary'ye gerçeği söyledi...

Broke his heart nedir English: Kate broke his heart by rudely demanding he go away. Turkish: Kate kaba şekilde gitmesini isteyerek onun kalbini kırdı. English: I think I broke his heart. Turkish: Sanırım onun kalbini kırdım. English: ...

Broke new ground nedir : Cebi delik. Parasız. Meteliksiz. Beş parasız. Eli boş. Yolsuz. İflas etmiş. Züğürt. Beş parasız (argo terim). Çulsuz. New : Yaş. Acemi. Değişik. Turfanda. Patlayıcı kullanılmadan yapılan savaş. Yeni olarak. Yeni tarihli....

Broke the record nedir English: Ali broke the record. Turkish: Ali plağı kırdı. English: He broke the record. Turkish: O, rekoru kırdı. : Meteliksiz. Züğürt. Parasız. Eli boş. İflas etmiş. Yolsuz. Çulsuz. Beş parasız (argo terim). Kesi...

Broken nedir English: Ali accused me of having broken my promise. Turkish: Ali beni sözümden dönmekle suçladı. English: After eight months passed and his broken heart healed, George eventually started dating girls again. Turk...

Broken bone nedir English: As far as I can tell, there are no broken bones. Turkish: Bildiğim kadarıyla, hiç kırık kemik yok. English: There are no broken bones. Turkish: Hiç kırık kemik yok. : Kesik. Bozuk yazı. Engebeli. Bölünmü...

Broken down nedir English: My radio has broken down again. Turkish: Benim radyo tekrar bozuldu. English: The engine has broken down again. Turkish: Motor yine bozuldu. English: Moustapha would've been here by now if his car hadn't...

Broken french nedir English: He speaks broken French. Turkish: O bozuk Fransızca konuşur. : Ezik. Kolu kanadı kırık. Uyulmamış. Bozuk. Bozuk konuşma. İhlal edilmiş. Bozuk yazı. Parçalanmış. Yarım kalmış. Yıkılmış. French : Fransızlar. Se...

Broken ground nedir : Taşlı. Engebeli. Uyulmamış. Tutulmamış. Kırılmış. Ezik. Arızalı. Kırık. Beli bükük. Bozuk. Ground : Karaya oturtmak. Yer. Uçurtmamak (uçağı). (gemi) karaya oturmak. Temel neden. Kırsal toprak. Kurmak. Kayaçların ufalanıp...

Broken hearted nedir : Arızalı. Taşlı. İhlal edilmiş. Dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması). Yıkılmış. Bozuk yazı. Kesik. Kolu kanadı kırık. Beli bükük. Yarım kalmış. Hearted : Yürekli. Kalpli. [#Broken account : Kesilen he...