Off line türkçesi Off line nedir

  • Hat-dışı.
  • Bağlantısız.
  • Bağsız.
  • Kesilmiş.
  • Çevrim-dışı.
  • Bir bilgisayar dizgesi çevresinde işlevleri bulunmakla birlikte hiçbir zaman ana işlem biriminin doğrudan güdümü ya da denetimi altında bulunmayan, bağımsızca kullanılan herhangi bir donanım vb. kaynağın bu niteliğine değgin, örn. okuyucu.
  • Bir bilgisayarın başka bir bilgisayara veya bir internet hizmet sağlayıcısına bağlı olmadığı durum.
  • Çevrimdışı.
  • Çevrimiçi değil.
  • Devre dışı.
  • Bilişim alanında kullanılır.
  • Kapalı.

Off line ingilizcede ne demek, Off line nerede nasıl kullanılır?

Off : Kapalı. Başlangıç. Çıkarmak. Öldürmek. Baş. Soğutmak. Azalmak. Kalkmak. İndirmek.

Line : Oyun alanını sınırlamak, belirli ölçü ve bölgeleri göstermek amacıyla yapılan ayırıcı doğru. (genellikle kireçli su ile çizilir.). Sıra. Astarlamak. Sahne yukarısındaki palangalar yoluyla sarkıtılıp çekilebilen, genellikle çelikten yapılmış halat. Tenis, futbol, bilgisayar, bilişim, masa tenisi, sinema, televizyon, voleybol alanlarında kullanılır. Dizmek. Astar kaplamak. Özellikle pelajik balıkların avlanmasında kullanılan, yemli 2-7 iğneden oluşan olta takımı. Satır. Kırıştırmak.

Off line encipherment : Çevrimdışı kriptolama. Çevrimdışı şifreleme.

Off line encrypting : Çevrimdışı kriptolama.

 

Off line operation : Çevrimdışı işletim.

Off line printer : Çevrimdışı yazıcı.

Off line region of cyberspace : Siber uzayın sürekli ağ üzerinde olmayan bölümü.

İngilizce Off line Türkçe anlamı, Off line eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Off line ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acess arm : Mıknatıslı tekerde, okuma/yazma kafasını erişilmek istenen adresin bulunduğu iz üzerine getirmek için ileri geri devinen kol. devinimsiz kafalı tekerlerde, her iz için ayrı kafa öngörüldüğünden bu kol bulunmaz, böylece kafanın iz üzerine varışı süresi, daha hızlı bir erişim için kazanılmış olur. Erişim kolu.

On hook : Müsait değil. Kullanımda değil.

Cliquey : Yeni gelenleri pek hoş karşılamayan (bir grup insanın, ayrıca cliquey diye telaffuz edilen). Özel. Seçkinci. Burnu havada. Ayrıcalıklı. Kibirli. Yeni geleni hoş karşılamayan.

Disabled : Elverişsiz. Sakat. Hizmet dışı kalmış. Etkisiz kılınmış. Ehliyetsiz. Kullanışsız. Özürlü. Engelli. Malul.

Elided : Çıkartılmış. Yuvarlamak. Yutmak. Kısaltımış. Telaffuz ederken atlanmış (harf veya hece). Atlamak.

Asyndetic : Çapraz başvurusu olmayan. (gramer) bağlaçları olmayan. Bağlaçsız. Bağlaç dışı.

Disassociated : İletişimini kesmek. Bağını koparmak. Birbirinden ayırmak. Kesmek. Ayırmak. Bağlantısı kopmuş.

Inconnected : Bağlı değil. Bağlantısı olmayan. Bağlantısı yok.

Cliquier : Yeni gelenleri pek hoş karşılamayan (bir grup insanın, ayrıca cliquey diye telaffuz edilen). Ayrıcalıklı. Özel.

Excised : Vergilendirmek. Almak. Eksize edilmiş. Eksize. Atılmış. Temizlenmiş. Vergi koymak. Kesmek. Temizlemek.

 

Off line synonyms : alphabetic word, curdled, address, alphabetic data, curdy, cloudily, confined, cloudier, unbound, backhanded, sawn, administrative data processing, cloudiest, blocked, algorithmic language, unplugged, bondless, alphabetic code, skimble scamble, unrelated, sectioned, cryptic, gouged, alphabetic character set, hewn, disjointed, covered, left off, collapsed, apart, farfetched, disconnected, bobtailed.