Orders türkçesi Orders nedir

  • Siparişler.
  • Belirli zamanda ve yerde askerlik görevine gitme ile ilgili yazılı resmi talimatlar.

Orders ile ilgili cümleler

English: I don't take orders from you.
Turkish: Senden emir almam.

English: I did that work on the orders of my boss.
Turkish: Patronumun emriyle o işi yaptım.

English: Every time he comes here, he orders the same dish.
Turkish: O, buraya her gelişinde, aynı yemeği ısmarlar.

English: Ali refuses to take orders from Mary.
Turkish: Ali Mary'den emirler almayı reddediyor.

English: I don't take orders from you anymore, Tom.
Turkish: Artık senden emirler almam, Tom.

Orders ingilizcede ne demek, Orders nerede nasıl kullanılır?

Orders of exchange : Alıcıların yazılı yönergeleri üzerine borsada yazılı taşınır değerlerin alınıp satılması için bankalarla borsalar arasında yapılan işlem. Borsa buyrukları.

Be in orders : Sıralanmış durumda olmak. Düzene girmek. Yolunda olmak (işler). Düzenli olmak.

Clerk in holy orders : Rahip. Papaz.

General staff orders : Genelkurmay başkanı tarafından bildirilen israil'in askeri hareketlerini belirleyen talimatlar. Genelkurmay talimatları.

Give orders : Emirler yağdırmak. Direktif vermek.

Pending orders : Bekleyen sipariş.

International money orders : Uluslararası para havaleleri. Uluslararası posta havalesi. Uluslararası havale. Uluslararası nitelikteki ödeme emri. Uluslararası ödeme emirleri. Uluslararası ödeme emri.

 

Money orders : Ödeme emri. Belli bir kişi adına belli bir miktar ödeme için bir banka veya diğer kuruluşlarca (postane gibi) düzenlenen yazılı emir. Havale.

Initial orders : Başlangıç komutları.

Reciprocal enforcement of maintenance orders : Remo. Karşılıklı nafaka ödemeleri uygulaması. (hukuk terimi) ülkelerin bakım ödemeleri için yasal uygulamaları kabul ettikleri uluslararası anlaşma (örneğin çocuk desteği, nafaka, vb.).

İngilizce Orders Türkçe anlamı, Orders eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Orders ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Word : Lügat. Sözcüklerle anlatmak. Söylemek. Haber. Kelime. Anlatmak. Kısa konuşma. Bilgi. Emir. Mesaj.

Request : İstem. Ricada bulunmak. İstemek. Dilek. Bilgisayar, hukuk alanlarında kullanılır. Resmen istemek. İstek. Rica. Talep etmek. Yalvarmak.

Place : Yazdırmak. Yerleşim yeri. Makam. İş. Bir cismin durduğu, bulunduğu nokta ya da yüzey parçası. Oturtmak. Sıra. Hane. Mevki. Sorumluluk.

Wish : Arzu etmek. Dilek. Dilemek (iyi bir şey). İstem. Temenni. İstemek. İstek. Umut etmek. Dilemek.

Dictation : Yazdırma. Emir. Dikte. Dikte etme. Yazım. İmla. Dikte edilen yazı.

Bidding : Emretme. Deklarasyon. Emredilen iş. Emir. Teklif. Teklif verme. Açık arttırma veya eksiltme ile yapılan ihalelerde kişilerin yaptıkları her bir yeni teklif. Buyurulan şey. Buyurma.

Reorder : Geciktirici (katkı). Yeniden sipariş etmek. Yeniden düzenlemek. Yeniden sıralamak. Yeniden ısmarlama. Hız kesici. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Eskiden ısmarlanılmış olan bir malı yeniden isteme. Yeniden ısmarlamak.

 

Quest : Araştırmak. Arayış. Tetkik. Araştırma. Aktarmak. Soruşturma. Tahkik. Aramak. Av izini aramak. Bulmaya çalışma.

Summons : Davet. Celpname. Getirtme belgesi. Mahkemeye celp etmek. Celp kağıdı. Davetiye. Mahkeme celbi. Celp. Çağrı.

Bid : Briç deklarasyon yapmak. Fiyat teklifi. Söylemek. Deklarasyon. Teklif. Para sürme. Teklif etmek. Emretmek. Davet etmek.

Orders synonyms : marching orders, call for, bespeak, command, commission, call.

Orders zıt anlamlı kelimeler, Orders kelime anlamı

Disordered : Düzensiz. Çatlak. Düzensizleşmiş. İntizamsız. Karışık. Perişan. Bozuk. Kaçık.

Young : (hayvan) yavru. Küçük. Yavru. Genç. Taze. Yeni. Gençler. Döl. Gençlik. Hayvan yavrusu.