Organized strike türkçesi Organized strike nedir

  • İktisat alanında kullanılır.
  • Örgütlü işbırakımı.
  • Yasada gösterilen yöntem ve kurallara uyularak sendika kararıyla yapılan işbırakımı.

Organized strike ingilizcede ne demek, Organized strike nerede nasıl kullanılır?

Organized : Kurulmuş. Teşkilatlı. Tertipli. Organize. Organize olmuş. Market örgütlü piyasa. Örgütlü. Düzenlenmiş. Teşekküllü. Düzenli.

Strike : İşbırakım. Çalma. İzlenim bırakmak. Vurgun. Bezemlerin sökülmesi için verilen komut. Hava saldırısı. Sök. Vurmak. Çakmak (kibriti). Basmak (madeni parayı).

Organized education : Örgün eğitim. Kişilerin yaşama atılmadan, iş ve meslek kollarında çalışmaya başlamadan önce okul ya da okul niteliği taşıyan yerlerde genel ve özel bilgiler bakımından yetişmelerini sağlamak amacıyla belli yasalara göre düzenlenen eğitim. düzenli, planlı ve yöntemli biçimde verilen herhangi bir eğitim.

Organized industrial area : Sanayi yatırımlarını özendirmek ve sanayi üretiminin artmasını sağlamak amacıyla birbirleriyle uyumlu üretimde bulunan küçük ve orta ölçekli firmaların ortak altyapı hizmetlerinden yararlanmak üzere belirli bir alanda toplandığı büyük bölgeler. Organize sanayi bölgeleri.

Organized industrial district : İşleyimin etkinliğini ve kentte düzenli yerleşmeyi sağlamak amacıyla, işleyim kuruluşlarının ulaşım, kentsel toprak, enerji, yakıt, su, işlenmemiş özdek gibi altyapı ve gereksinmeleriyle ilgili kolaylıkları bir arada bulunduran, özel olarak tasarlanan ve düzentasarlarda yer verilen bölge türü. Örgütlü işleyim bölgesi.

 

Organized industrial region : Sanayi yatırımlarını özendirmek ve sanayi üretiminin artmasını sağlamak amacıyla birbirleriyle uyumlu üretimde bulunan küçük ve orta ölçekli firmaların ortak altyapı hizmetlerinden yararlanmak üzere belirli bir alanda toplandığı büyük bölgeler. Organize sanayi bölgeleri.

İngilizce Organized strike Türkçe anlamı, Organized strike eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Organized strike ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

A change in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

 

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

A pass through certificate : Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt. Tutsat senedi.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Organized strike synonyms : ability to pay principle, a group shares, a change in demand, abnormal budget receipts, a shift in individual demand, abnormal budget.